Translate.vc / Portuguese → Turkish / Lumiere
Lumiere translate Turkish
43 parallel translation
- Nem uma palavra, Lumiere.
Tek kelime etme, Lumiere ;
Agora é que foi, Lumiere.
Sonunda başardın, Lumiere.
Não é assim tão fácil, Lumiere.
Aah, o kadar kolay değil, Lumiere.
Lumiere, fica de vigia à porta e informa-me imediatamente, se houver a mais pequena alteração.
Lumiere, kapıda nöbet tut ve küçük bir değişiklik bile olursa beni hemen haberdar et.
Lumiere, temos de fazer alguma coisa!
Oh, Lumiere, bir şey yapmalıyız.
Lumiere!
Lumiere.
Lumiere, meu amigo.
Evet, Lumiere, eski dostum.
Ele decompôs o movimento, antes de Muybridge e dos Lumière.
Muybridge ve Lumiere kardeşlerden önce hareketi analiz etmiş.
Isto foi... No final dos anos 90, quando o cinema celebrou 100 anos. [LUMIERE]
Bu... doksanların sonunda, sinemanın 100. yıldönümündeydi.
Tiveram opurtunidade de trabalhar com esta camara original dos Lumiere.
Orjinal, Lumiere kardeşlerin kameralarıyla üretme şansını yakaladılar.
Quer experimentar Lumiere?
Lumiere'i denemek ister misin?
Lumiere?
Lumiere?
Queres um lumiere?
Lumiere alır mıydınız?
Quer um lumiere?
Lumiere alır mıydınız?
Já experimentaste a fruta lumiere?
Lumiere meyvesinden denemedin mi daha?
Os irmãos Lumière tinham inventado o cinema.
Lumiere Kardeşler filmleri icat etmişti.
Pedi para os Lumière me venderem uma câmera, mas eles se recusaram.
Lumiere Kardeşler'den bana bir kamera satmalarını istedim ama kabul etmediler.
Agradecemos por terem voado connosco na Air Lumiere. E esperamos vê-los em breve.
Air Lumiere'le uçtuğunuz için teşekkür eder, sizleri tekrar aramızda görmek isteriz.
Lumiere.
Adım Lumiere.
Mudada de Odessa para Dallas. REFERÊNCIAS DE ORDENS MÉDICAS OFTALMOLOGIA LUMIERE
Odessa'dan Dallas'a taşındı.
Lauren, a minha assistente executiva, Ginger Lumiere.
Lauren, yönetici asistanım Ginger Lumiere.
Devias falar com o sotaque de Lumière.
Baştan sona Lumiere gibi konuşmalısın.
Sou o Lumiàre!
Ben Lumiere!
Agora, Lumiàre, como mordomo... exijo que a ponha de volta na cela.
Şimdi Lumiere, evin yöneticisi olarak onu derhal hücresine geri koymanı istiyorum.
Lumiàre!
Lumiere!
Lumiàre...
Lumiere...
Lumière disse algo sobre a ala oeste.
Lumiere batı yakasıyla ilgili bir şeyden bahsetti.
Lumiàre... meu amigo.
Lumiere dostum.
Lumiàre, veja!
Lumiere, bak!
Dizem que foi Lumiére quem inventou as actualidades, que ele fazia documentários.
Haber filmlerini Lumière'in icat ettiği söylenir.
- Então, prova-o. - Está bem. Há dois dias, vi na Cinemateca um filme de Henri Langlois, o director da Cinemateca, sobre Lumiére.
İki gün önce sinematekte oranın müdürü Bay Henri Langlois'nin Lumière hakkındaki bir filmini izledim.
Esse filme prova que Lumiére era um pintor.
Bu film, Lumière'in bir ressam olduğunu kanıtlıyor.
"Da Cidade das Luzes, um pensamento afectuoso do vosso Ottavio."
Ville Lumiére'den sevgiler.
A Cidade Luz, "La Ville Lumiére"... Paris.
Işıklar şehri, La Ville Lumière Paris.
- Este é o Lumiere.
Bu Lumiere.
E um francês teve a ideia de...
[LUMIERE]
CAFÉ LUMIÈRE
Café Lumiére
É o elixir da juventude do Lumiere.
Le Mer gençlik serumu.
- Hotel Lumiére.
- Otel Paris Lumière, buyurun.
- Lumière. - Lumière.
- "Lumiére." - "Lumiére."
Candeeiro é "Lumière" e livro é "livre".
Lamba "lumiére", kitap ise "livre".