Translate.vc / Portuguese → Turkish / Macedónia
Macedónia translate Turkish
122 parallel translation
Temos aqui duas gémeas da Macedónia, ensinadas para companhia, entretenimento ou para servir senhora nobre.
Burada Makedonyalı ikizlerimiz var. Asil bir hanıma nedime, oda hizmetçisi olarak yetiştirilmiş.
Da Macedónia.
- Evet? - Makedonya'dan.
Um mensageiro da Macedónia.
Makedonya'dan ulak geldi.
Alexandre da Macedónia.
Makedonyalı Alexander.
- Felipe, rei da Macedónia diz...
- Peki kral Philip dünyaya ne diyecek?
Não é a antiga tradição selvagem da Macedónia?
Vahşi Makedon şeflerin tarih boyu süren yasası değil midir bu?
Na glória da Macedónia e do reino.
Makedonya'nın ihtişamına, egemenliğine inanırım.
Devemos proclamar ao mundo que a Macedónia não desmoronará. Continuará a reinar consigo e seu filho.
Dünyaya ilan etmeliyiz ki, Makedonya parçalanmayacak senin ve oğlunun sayesinde hükümranlığını sürdürecek.
Uma lança da Macedónia.
Bir Makedon mızrağı.
Pela primeira vez em 20 anos a Macedónia recuou.
Yirmi yıldır ilk kez Makedonlar geri çekiliyor.
Que meu pai é Felipe da Macedónia.
Benim babam Makedon Philip'tir.
Lá, diante de toda a população... vou proclamá-lo regente da Macedónia.
Orada, tüm halkın gözü önünde seni Makedonya'nın vekil prensi ilan edeceğim.
Há boatos aqui em Pela. O exército da Macedónia foi derrotado.
Pella'da dedikodu dolaşıyor, Makedon ordusu yenilmiş diye.
Pela primeira vez desde que tomei a Macedónia... há um exército estrangeiro nas fronteiras.
Makedonya'da iktidara geldiğimden beri ilk kez bir yabancı ordu, Makedon sınırlarına dayanıyor.
E daí se o império da Macedónia ruir?
Makedonya İmparatorluğu dağılsa ne çıkar?
Por meu direito como rei... dou-lhe, Alexandre da Macedónia, o anel da regência.
Krallık hakkımı kullanarak sen, Makedonyalı Alexander'a, vekillik mührünü veriyorum.
Pois é assim com o rei... de acordo com a lei da Macedónia e assim será com o seu regente.
Kral için geçerli olan her şey eski Makedonya yasasına göre, vekil için de geçerlidir.
Pai! É Felipe da Macedónia. Agora capitão geral de toda a Grécia.
Baba, sen Makedonyalı Philip'sin, artık tüm Yunanistan'ın komutanısın.
Felipe da Macedónia decreta que as tropas da Macedónia...
Makedonyalı Philip buyurur ki, hiçbir Makedon birliği...
Felipe da Macedónia usa palavras para atingir suas metas.
Makedon Philip sonunu getirecek laflar etmiş.
Uma princesa da Macedónia.
Bir Makedonyalı prenses!
Não de Épiro nem de Atenas... mas da Macedónia.
Epirus ya da Atina'dan değil de, Makedonya'dan.
Que os deuses finalmente dêem à Macedónia... um herdeiro legítimo para o trono.
Sonunda tanrılar Makedonya tahtına meşru bir varis ihsan edecek.
Hoje, de Felipe da Macedónia e sua rainha Eurídice... nasceu um filho.
Bugün, Makedonyalı Philip ve kraliçesi Eurydice'in bir oğulları dünyaya gelmiştir.
O rei que fundou a família real da Macedónia chamava-se Karanos.
Makedonya kraliyet ailesini kuran kralın adıydı Karanos.
Na primavera de 334 A.C. aos 22 anos... Alexandre da Macedónia, com 30 mil homens...
İ.Ö. 334 yılının ilkbaharında, Makedonyalı İskender 22 yaşında...
Estes gregos vão para a Macedónia... para arar o solo e trabalhar nas minas.
Bu Yunanlar Makedonya'ya günleri dolana kadar toprak sürüp madenlerde çalışacaklar.
Propõe seguir... sem a frota ateniense, sem apoio... com uma linha que se estende 10 mil léguas pela Macedónia.
Sen devam etmeyi öneriyorsun, Atina donanması olmadan, destek olmadan Makedonya'ya kadar 5 bin kilometreden fazla gerilen bir cankurtaran halatıyla.
Seu pai teria feito o seguinte... ele teria deixado um batalhão aqui... levaria o saque para a Macedónia com a frota que sobrou... e forçaria Atenas a nos apoiar.
Baban şöyle yapardı. Burada bir garnizon bırakırdı elimizde kalan ufak filoyla ganimeti Makedonya'ya götürürdü Atinalıları bizi desteklemeye zorlardı, sonra da 5 kat güçlü bir orduyla istila ederdi.
Macedónios, estou dispensando a nossa frota... e a mandando de volta à costa da Macedónia.
Makedonyalılar, filomuzu lağvediyor ve Makedonya kıyılarına geri yolluyorum.
Ao meu rei... Alexandre da Macedónia, filho de Felipe... que nos trouxe aqui e nos levará a salvo para casa... conquistadores vitoriosos!
Bizi buraya getirip, muzaffer fatihler olarak güvenle yeniden evimize götürecek olan kralıma, Makedonyalı Alexander'a, Philip'in oğluna.
Pela primeira vez em dez anos, desde que deixou a Macedónia... Alexandre, doente e cansado, recuou.
Makedonya'dan ayrıldıktan sonra geçen on yıl içinde ilk kez Alexander hasta ve yorgundu, geri çekilmişti.
A frota de galeras da Macedónia tem atacado o comércio romano.
Bir Makedonya kadırga filosu Roma ticaret gemilerine saldırıyor.
... de descendência macedónia.
... aslında Makedon soyundan.
Registado em nome de uma empresa da Macedónia.
Makedonya Holding şirketine kayıtlı.
- Porquê? É o líder dum grupo de fanáticos que dizem que são naturais da Macedónia.
- O, Makedonyali militan ve fanatik bir grubun basi.
O Zavros só quer o dinheiro para financiar a sua revolução na Macedónia.
Zavros, Makedonya'da küçük bir ihtilali finanse etmek istiyor.
Vi uma na Macedónia.
- Koca olanlardan.
De Trácia, Macedónia?
Trakya mı? Makedonya mı?
Macedónia Extra.
Macedonia Extra.
Filipe da Macedónia criou o filho entre leões para que ele fosse destemido.
Makedonyalı Philip, oğlunu korkusuz yapmak için onu aslanlarla büyüttü.
É estudante de Belas-Artes, da Macedónia. Está cá em casa, enquanto estuda a luz da Toscana.
Yanımda kalıyor.
Mas na verdade, não havia um único homem na Macedónia que vendo o pai e o filho, lado-a-lado, não se interrogasse.
Ama gerçekte, Makedonya'da baba oğulu yanyana görüp de merak etmeyen, bir tek kişi bile yoktu.
Sim... cheio de vitalidade. E digno de Filipe da Macedónia.
Tabiatı çok sert, çok asabi ve Makedonyalı Philip'e yakışır!
Macedónia e Grécia! Iguais em grandeza!
Makedonya ve Yunanistan muhteşemlikte eşittir.
E por fim bebo ao casamento do Rei com a minha sobrinha Euridice, uma rainha macedónia da qual nos poderemos orgulhar!
Ve kadehimi son olarak, Kralımızın yeğenimle evliliğine kaldırıyorum. Edikee'ye, gurur duyabileceğimiz yeğenime, Makedonyalı Kraliçeye!
O pai, o Rei Filipe, foi assassinado, e Alexandre, com vinte anos, tornou-se o novo governador da Macedónia.
Babası Kral Philip öldürülmüş ve İskender 20 yaşında Makedonya'nın başına geçmişti.
- Se tu morreres, se tombares Hefaisto, até mesmo a Macedónia perderá um rei, eu vingar-te-ei... e seguir-te-ei até à casa dos mortos.
Eğer sen ölürsen Ephastian, Makedonya bir kral kaybeder. Ben intikamını alır ve takip ederek, seni ölüm evinde bulurum.
A Macedónia seria logo corrompida, Cassandro, riqueza em grande quantidade atrai os corvos.
Makedonya yakında bozulur, Cassander! Böylesine bir servet, beraberinde kargaları da getirir!
O que não quer dizer que um dia não me case com uma macedónia.
Yanısıra, bir gün bir Makedon kadın ile evlenmeyeceğim anlamına gelmez.
Anuncia já o teu casamento com uma macedónia.
Saf kan bir çocuk çıksın ortaya!