English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Maclaren

Maclaren translate Turkish

140 parallel translation
Foi assassinada no parque MacLaren.
Dolores Marks. McLaren Park'da öldürülmüş.
Parque MacLaren, assim que possam!
Oraya olabildiğince çabuk gelin.
Parque MacLaren, assim que possam!
McLaren Park, olabildiğince çabuk.
Dr. MacLaren.
Dr MacLaren.
O Dr. MacLaren decidiu que, para ver a SGC, valia a pena a troca.
Dr MacLaren en sonunda SGC'nin verdiği değere razı oldu.
Vamos a caminho do MacLaren's.
Biz MacLaren'e gidiyoruz.
Vai ter comigo ao McLaren's. Vemo-nos lá.
Tamam. MacLaren'de buluşalım. Orada görüşürüz.
Alguém alinha numa bebida no MacLaren's?
MacLaren'a gelen var mı?
A noite passada, fomos ao MacLaren's para uma bebida, certo?
Geçen gece MacLaren'a içmeye gitmiştik ya.
Querem encontrar-se aqui, em frente ao MacLaren's Pub?
Ne yapsak... Mac... MacLaren's Bari'nin önünde mi bulussak?
Meu, duas raparigas estão a lutar no MacLaren's.
Dostum, iki kız MacLaren's'ta kavga ediyor.
Então ouve. Devíamos encontrar-nos no MacLaren's hoje à noite.
Dinle Mclaren'da buluşalım bu gece.
Março de 2006, no MacLaren's Bar.
Mart 2006, Yer : McLaren's.
O Doug Martin era empregado de bar no MacLaren's.
Doug Martin MacLaren's'ta barmenlik yapıyordu.
É como se um anjo do céu tivesse pousado na cozinha do Maclaren's.
Sanki cennetten bir melek gelip de MacLaren's'in mutfağına konmuş.
Certo, se apanharmos o próximo comboio, conseguimos estar no McLaren's às 23h.
Bir sonraki treni yakalayabilirsek, 11'de MacLaren's'ta oluruz.
Não vou entrar no McLaren's a cheirar a New Jersey.
MacLaren's'a New Jersey gibi kokarken adım atamam.
Para perceberem o que significava o McLaren dar-nos as chaves, é preciso recuar à noite em que eu disse quatro palavras que qualquer homem, a dada altura da sua vida, diz.
MacLaren's'in anahtarlarına sahip olmanın ne anlama geldiğini anlamanız için sizleri bir kaç yıl öncesine götürmeliyim. Her erkeğin, hayatının mutlaka bir yerinde söylediği o üç kelimeyi söylediğim geceye...
Vou festejar de antemão no McClaren's.
Öncesinde MacLaren's'ta kutlama partisi veriyorum.
E ele almoça todos os dias no MacLaren's.
Ve her gece akşam yemeğini MacLaren's'te yiyor.
No MacLaren, há quatro anos...
! MacLaren's bar, dört sene önce...
Acho que fomos ao Maclaren's.
- Sanırım MacLarens'a gitmiştik. - Tamam.
E conheceste-o no MacLaren's?
Ve onunla MacLarens'te tanıştın.
Se alguém estiver interessado, estarei no bar MacLaren's a interpretar uma cena do Guião do Engate intitulada "O Mergulhador".
Eğer birilerinin ilgisini çekiyorsa söyleyim zampara kitabımdaki "Balık adam" numaramı yapmak için MacLaren's Barda olacağım.
Há uma bicha enorme à porta do MacLaren.
MacLaren'in dışında muazzam bir sıra var.
O MacLaren contratou uma empregada podre de boa.
Bayanlar ve baylar Maclaren seksi bir barmeni işe aldı.
- Vamos para o MacLaren's. - Para o MacLaren's.
McLaren'ın Barı.
- Vamos para o MacLaren's.
Güle güle, hanımefendi! McLaren'ın Barı.
- Para o MacLaren's.
McLaren'ın Barı!
- Vamos para o MacLaren's. - Para o MacLaren's.
McLaren'ın Barı!
Depois, este patetinha giro levou a um bar chamado MacLaren's, mesmo debaixo do seu apartamento.
Sonra bu tatlışko beni hemen evinin altındaki MacLaren's isimli bara götürdü.
Já convenci a implementarem no MacLaren's uma nova iniciativa verde.
MacLaren'i çoktan çevreci bir girişim uygulamaya ikna ettim.
O Meeker sabia que parávamos no MacLaren's.
Meeker bizim MacLaren'da takıldığımızı biliyordu.
Com sorte, quando voltarem, já podemos ir ao MacLaren's.
Umarım siz dönene kadar MacLaren's'a girmemize izin verilir.
Se acreditas no destino, vem ter ao MacLaren hoje à noite e procura-me. Barney Stinson.
Kadere inanıyorsan bugün MacLaren's'e gelip beni, Barney Stinson'ı bul.
Na segunda vez ele entrou através da janela do Maclaren's.
İkincisinde Maclaren's'ın penceresinden içeri daldı.
Na segunda vez ele entrou através da janela do Maclaren's.
ikincisinde Maclaren's'in penceresinden içeri daldi.
Quando desembarcarmos, cada um faz aquilo que tem a fazer e depois voltamos a encontrar-nos no MacLaren à meia noite e... falamos sobre nós.
Karaya indikten sonra ikimiz de yapmamız gerekenleri yapıp gece yarısı MacLaren's'ta buluşalım ve durumumuzu konuşalım.
O MacLaren's é um roubo!
MacLaren's adam soyuyor!
Não, não, disseram que me pagavam o dobro do que me pagam no McLaren's.
Olmadı. MacLaren's'ın iki katını ödeyeceğiz demiştiniz.
No McLaren's às 14 : 00?
Saat 2'de MacLaren's'ta buluşalım mı?
Ao muito esperado regresso ao MacLaren's do Marshall e da Lily.
Marshall'la Lily'nin MacLaren's'a nihayet dönüşü şerefine.
Os dias de ficar no MacLaren's até fechar acabaram.
MacLaren's'ta sabahlama günleri bitti artık.
E, pela primeira vez, em quase meio ano, a Lily e o Marshall ficaram no MacLaren's até fechar.
Neredeyse bir buçuk yıl sonra ilk defa Lily ve Marshall MacLaren's'ta sabahladı.
Espero que não te importes, mas estava com fome e pedi a nova especialidade do MacLaren's.
Kusura bakma, çok acıktığımdan MacLaren's'ın yeni spesiyalinden istedim.
Eu estava sempre no MacLaren's.
Ben hep MacLaren's'daydım.
Sr. MacLaren, tomou alguma medida para evitar estes contactos?
Peki, Mr. MacLaren, bu gidişatın önüne geçmek için önlemler aldınız mı?
MacLaren's.
MacLaren's.
O Carl ainda trabalha no MacLaren.
Carl hâlâ MacLaren's'ta barmenlik yapıyor.
- Para o MacLaren's.
McLaren'ın Barı.
- Vamos para o MacLaren's.
Hoşça kal!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]