Translate.vc / Portuguese → Turkish / Marido
Marido translate Turkish
38,642 parallel translation
- Tu trouxeste o meu falecido marido.
- Sen ölü kocama getirdin ama.
Mas não sei. E estou a casar com o marido da Cristina.
Bilmiyorum ama Cristina'nın kocasıyla evleniyorum.
Sou apenas eu, o Ronald Dacey, homem de negócios, marido, pai de dois filhos, a dizer-vos que acredito no que vocês estão a fazer, e que quero fazer parte disto.
Sadece benim, iş adamı Ronald Dacey. Evli ve 2 çocuk babası. Ve ikinize de yaptığınız şeye inandığımı söylüyorum.
Estás a roubar o meu marido, não estás?
Kocamı benden çalıyorsun, değil mi?
Está bem. Envolve o meu marido Anthony e o seu melhor amigo.
Tamam, Eşim Anthony ve onun en iyi arkadaşı da vardı.
Era do marido.
Kocasının hayaliydi.
Posso roubar o teu marido.
Kocanı çalacağım.
Posso roubar o teu marido ".
her halükarda kocanı çalabilirim. "
Então estás a roubar o meu marido, não estás?
Demek kocamı çalıyorsun doğru mu?
Diz que pesquisaste as suas artes, como ela é criativa e talentosa, e então... Pergunta se vai largar o marido.
Ona işini ne kadar beğendiğini söyle, ne kadar yaratıcı falan olduğunu, sonra iş tamamdır, sonunda da kocasından ayrılıyor mu diye sorarsın.
Eu amo o meu marido.
Kocamı seviyorum.
Para o marido, não para ti.
Evet ya, kocasına göreyse, hayır.
Eu também, mas aparentemente não estou contente com sexo a três e não estou contente em dividir a mulher que amo com o marido dela.
Hoşlandım, ama artık üçlü takılmaktan hoşlanmıyorum. Ve artık sevdiğim kadını kocasıyla paylaşmak istemiyorum.
O meu marido, doutor.
Kocam doktor, doktor..
Se não me engano senhora Veer o seu marido sofre de tétano.
Bayan Veer eğer yanılmıyorsam kocanız Tetanus hastalığına yakalanmış.
Rana Saa se não fosse o marido da minha tia
Rana saa... eğer, teyzemin kocası olmasaydın...
Imploro-lhe por favor salve o meu marido.
Sana yalvarıyorum... lütfen kocamı kurtarın.
Se outra rapariga tivesse vindo implorar-lhe para salvar a vida do seu marido o que teria feito?
Eğer başka bir kız, gelip sana yalvarsaydı..... kocasının hayatını kurtarmak için ne yapardın?
Este espírito possuiu completamente o corpo do seu marido.
Bu ruh kocanızın bedenini, tamamen ele geçirmiş.
Estranho, ele é seu marido mas não é sua decisão.
Garip... o senin kocan, buna sen karar vereceksin.
O seu marido você e eu.
Kocan.. Sen... Ve bana.
Imploro-lhe salve o meu marido.
Yalvarıyorum sana kocamı kurtarın.
Estava a pensar no seu marido.
Kocanızı düşünüyordum.
Se isso não tivesse acontecido o seu marido teria escapado das suas garras permanentemente.
Eğer bu olmamış olsaydı kocanızın tüm özellikleri ondan uzaklaşmazdı.
Pergunte-lhes o preço da vida do meu marido.
Kocamın hayatının fiyatını sorun.
E se o preço for a minha vida então vou dar a minha vida para salvar o meu marido.
Ve eğer fiyat benim hayatim..... o zaman kocamın hatayını kurtamak için, kendi hayatımı vermeye hazırım.
Você acha que vai acusá-los pela condição do seu marido e eles vão admitir isso.
Kocanızın içinde bulunduğu durumdan onları suçlamayı ve itiraf ettirmeyi düşünüyorsunuz.
Shivangi, esta não é a hora de entrar numa briga com eles na verdade temos que salvar o seu marido.
Shivangi, bu bir kavganın içine girme zamanı değil kocanı kurtarma mücadelesine girmelisin.
Basta ficar aqui e cuidar do seu marido e eu vou lá e tentar erradicar este mal desde a sua origem.
Sadece burada kal ve kocana bak... Ve ben... Oraya gidip kötülüğün kökünü kazıyana kadar çalışacağım.
Já passei o julgamento no fim da morte do seu marido.
Zaten kocanızın ölümü ile ilgili yargı hükümü geçmişti.
Quem tentou manchar a honra da minha família não é outro senão o marido da minha irmã.
Bir çalışanın, aile şerefini lekelemesi bir başaksı değil, kızkardeşimin kocası.
E eu tentei matar o seu marido.
Ve ben... Ben kocanı öldürmek istedim.
Mesmo que eu tenha que lutar com uma bruxa ou até o próprio Deus prometo que o seu marido estará ileso.
Eğer ben cadı ve Tanrının kendisiyle mücadele etsem bile sana söz veriyorum kocan zarar görmeyecek.
Está fora do meu alcance o espírito que enviei para possuir o seu marido
Elinde olmadan. Kocanıza göndediğim ruhun bir parcası var artık kontrolüm altında.
Diz a mulher que arranja desculpas para não estar com o marido.
Ve şöyle dedi, evindeki kocasına gitmemek için her türlü bahaneyi kullanan kadın.
A minha filha? O meu marido? Onde é que eles estão?
Kocam ve kızım nerede?
- Vá, o meu marido vai ralhar comigo.
- Gidin buradan, kocam bana kızacak.
O seu marido. Qual é o código do cartão dele?
Kocanın banka kartının şifresi ne?
Um marido ciumento seguiu a sua mulher traidora até aqui.
Kıskanç koca eşini buraya kadar takip eder.
Ela nem sequer dormia com o seu próprio marido.
- Kendi kocasıyla bile yatmıyordu.
Achas que o marido desta advogada andava a traficar?
Sence avukatın kocası mı satıyordu?
Preciso lembrar que a Charlotte Richards tem um marido ali fora que se está a perguntar por onde é que ela anda?
Charlotte Richards'ın, nereye kaybolduğunu merak eden bir kocası olduğunu söylememe gerek var mı?
Mas aquele marido... E há crianças, certo?
Ama kocasıyla çocukları var, değil mi?
Mas aquele marido... E há crianças, certo?
Ama kocası ve çocukları var, değil mi?
E como está o marido humano?
- İnsan kocan ne alemde peki?
Ela conhecia-as através do restaurante do marido dela.
Onları eşinin restoranından tanıyordu.
Bom, a Daria andava a dormir com o marido dela, por isso se alguém lhe guardaria rancor, seria ela.
Daria kocasıyla yatıyordu, eğer öldüreceği biri varsa o olacağı kesin.
Um personagem interpretado pelo Kimo Van Zandt, estrela secundária do Wesley e seu actual marido.
Kimo Van Zandt tarafından canlandırılan bir karakter. Wesley'le birlikte başroldeydiler ve kadının şimdiki kocası.
O que sentiu o seu marido actual sobre você ir visitar o seu ex?
Şu anki kocanız, eski kocanızı görmeniz hakkında ne hissediyor?
Eu entendi o marido, depois foi o trabalho, agora são as crianças.
Önce kocanın bir çözümünü buldum, sonra da işin ama bir de bu çocuklar çıktı.
Demorei menos que um fim-de-semana e ainda tive tempo para ensinar ao marido uns truques novos.
Hafta sonu hem onları okudum hem de kocama yeni hareketler öğrettim.