Translate.vc / Portuguese → Turkish / Marker
Marker translate Turkish
66 parallel translation
Foi um grande susto... estava em um hotel... atendendo a um cliente quando ouvi o ruido... em seguida pensei..
İnan bana, tam bir sallantıydı. Marker Street'te bir otel odasının dördüncü katında... bir beyefendiyi eğlendiriyordum. Ve sarsıntıyı ilk duyduğumda... kendime :
Trabalhei com ele, no rodeio da reserva. Ele deixava o Sandy na árvore.
Bahse girerim Marker Sandy'yi asmadan önce kargalara yem etmiştir.
Pete Marker era um homem duro.
- En iyi adamlardan biriydi.
Ele domesticava um cavalo melhor que os Brown Fighters.
- Pete Marker adam gibi adamdı.
Eu nunca teria contratado o Lee Clayton... se aqueles ladrões não tivessem matado o Pete Marker.
Eğer at hırsızları Pete'i öldürmeseydi Clayton'u çağırmazdım.
Enoc, lamento não dar a notícia, para aquele lixo... vamos vê-lo no inferno se aquele filho da mãe...
Keşke Pete Marker'da orada olsaydı. Gidip haber verirdi, o bok çuvalı! O aşağılık herifle cehennemde karşılaşacağız.
Tenho bastantes marcas e cubitos.
Bolca marker ve cubitim var.
Sempre haverá alguém, querendo pular pelas vias, ou enquanto o trem está em movimento e apenas Robar um spray ou uma caneta hidrografica e deixar sua assinatura.
Biri her zaman bu raylardan atlamak isteyecek, ve ya tren hareket ederken ve marker'la yada boyayla ilk harfin izini bile koymak isteyen olacaktır.
Então traz-me um Magic Marker.
İhtiyacım olan büyük bir işaret kalemi.
Não tens um Magic Marker?
- Anladın mı? - Ne? İşaret kalemi!
Onde está o meu assistente, Sra. Marker?
Şimdi nerede benim sekreterim, Bayan Marker?
Uma velha governanta, a Sra. Marker, e uma jovem criada, Susan Tarlton. - Quem encontrou o corpo?
Ve eve bakan yaşlı, Bayan Marker, ve genç hizmetçi, Susan Tarlton.
- Sra. Marker!
Bayan Marker.
É evidente que não, Sra. Marker!
Elbette gözlemlemediniz, Bayan Marker.
- Obrigado, Sra. Marker.
Teşekkür ederim Bayan Marker.
A Sra. Marker estava ocupada a trabalhar na cozinha.
Bayan Marker mutfakta bazı işlerle meşgüldü.
Estou na casa do Stu Marker em Turner Lane.
Stu Marker'in evindeyim.
Claquete!
Marker!
Usavam uma tinta, umas canetas mágicas.
Magic Marker kalemleri vardı.
- Claquete "A"!
- A-Marker.
Bem, eu por um dollar, posso comprar um pequeno corretivo e consertar isso.
Şey, o zaman ben, 1 dolara küçük bir marker alırım ve onu düzeltirim.
Ok, então só precisamos de alguns porta-retratos mágicos com uma foto tua de bikini.
Tamam, şimdi sadece biraz Magic Marker ve senin bikinili bir fotoğrafın lazım.
Não é meu costume reunir-me com presos.
Mahkumlarla asla görüşmem ancak bunu sadece Bay Marker istediği için yapıyorum.
Desculpe.
- Üzgünüm. - Marker.
- Take.
- Marker.
Take!
Marker!
- Take.
- A-marker.
Cherry Top, Sky Marker e Whirligig.
Cherry Top, Sky Marker ve Whirligig.
- Não tenho o meu fato-de-banho, por isso.
Sanki bir marker daha imzalayacak gibi duruyor.
E agora, passamos a palavra a Kylee Marker.
Hikayenin devamı için Kylee Marker'a bağIanıyoruz.
Posso pedir mais crédito?
Bir marker daha alabilir miyim? .
Quero mais um vale de 100000, por favor.
100 binlik bir başka marker verir misin, lütfen?
Marcador caro, equipamento topo de linha.
Pahalı marker, en yüksek kalite ekipman.
Ande até ao marco milha 108.
Mile Marker 108'e yürüyün.
Cindy Marker,
Cindy Marker...
"The magic marker. Ao Vivo!" Olha para a Beller.
Vay canına. "The Magic Marker konseri" Beller'ın haline bak.
THE MAGIC MARKER
SİHİRLİ KALEM
Abraham Marker... Oriundo de Utah. Era violinista.
Abraham Marker Utah'lı bir kemancıymış.
Eles foram vistos no mercado exterior 2km abaixo da estrada a sudoeste.
Saptandıkları son yer dış marker. Güneydoğu yolunun 2 km. aşağısı.
Como médico, tu deves ver que o Marker é a maior descoberta na história da humanidade.
Bir doktor olarak anlamalısınız ki, Yapıt, insanlık tarihindeki en büyük buluşlardan biri.
Tenente, Um cadillac foi visto na saida 63 perto da fronteira.
Teğmen, uzaktan kumandalı uçak senin Cadillac'ı sınır çitinin orada Mile Marker 63'te tespit etti.
O Brandt enviou as informações à Christa Merker há três semanas.
Üç hafta önce Brandt bilgileri Christa Marker'a yollamış.
Padrão das mordidelas IDÊNTICAS
Mile Marker 4 ilçe bağlantı yolundan yaklaşık 100 metre kadar güneydeyim.
O teste deu positivo para mais de um marcador genético de Alzheimer.
Birden fazla genetik Alzaymır markerı pozitif çıktı.
Quilómetro 79. - Estou assustada!
Mile marker 79.
Acho que já descontou as suas fichas, Marker.
Sanırım tüm paranı buna yatırdın, Marker.
- Pete Marker.
Öldü.
Pete Marker.
David Braxton'un yardımcısı...
Droga!
- Pete Marker. - Pete Marker.
Aposto que o Marker vai deixar o Sandy pendurado... por uma semana, antes de o baixar.
Değişik konulardan bahsetmeye başladık, ne hoş.
- Com o Marker.
- İki?