Translate.vc / Portuguese → Turkish / Mascará
Mascará translate Turkish
4,277 parallel translation
Fiz esta mascará para vencer os meus medos.
Bu maskeyi korkularımı yenmesi için yaptım.
Tirem as patas fedorentas de cima de mim. É uma máscara de tinta.
Kokuşmuş pençelerini üzerimden çek.
Porquê a máscara?
Niye maske ile geziyorsun
Pelo menos não uso uma máscara, a esconder o pouco de humanidade que me sobrou.
- En azından ben bir maske takmıyorum, İçimde kalan son insanlığı gizleyen.
É por culpa tua que uso esta máscara.
- Maskeyi takmamın sebebi sensin.
Não pode fazê-lo sem a máscara.
Maskesi yanında değil.
Ele não usa uma máscara.
Maske kullanmıyor.
- É com uma máscara?
- Maske mi kullanıyorsun yoksa?
Põe a tua máscara!
Maskeni tak!
Eu não ligo a câmara sem colocar a minha máscara de bebé.
Bebek maskemi takmadıkça kamerayı açmıyorum.
Um homem a usar uma máscara de bebé conhece uma mulher a usar uma máscara de cavalo.
Bebek maskeli çocuk at kafası maskeli kızla tanışır.
E quando a máscara dela cai, ele não tem a coragem de lhe contar como ele se sente realmente.
Kızın maskesi çıkar ve çocuk kız için neler hissettiğini söylemeye cesaret edemez.
Por não conversares comigo quando tirei a máscara, e fazeres-me sentir feia.
Maskemi çıkardıktan sonra benimle konuşmayıp beni çirkin hissettirdiğin için.
O que aconteceu ao resto da tua máscara?
Maskenin kalanına ne oldu?
Tire a máscara.
Maskeyi çıkart.
É parecido com o Eric Stoltz, que fez o filme "Máscara".
"Maske" filmindeki Eric Stoltz'a benziyor.
É o Eric Stoltz Máscara-Morty.
O, "Maske'deki Eric Stoltz Morty".
O Cyrus Gold, o homem com a máscara de caveira, tu é que fizeste isso tudo.
Cyrus Gold, kafatası maskeli adam, hepsi senin eserindi.
Aquele lunático de máscara e espada?
O maskeli kılıçlı kaçığı yani? Hayır.
O homem da máscara de craneo trabalha para Slade Wilson.
Kafatası maskeli adam Slade Wilson için çalışıyordu.
Um sujeito com uma máscara de hoquei apareceu do nada e atacou o meu camião.
Hokey maskeli bir adam bir anda ortaya çıkıp arabama saldırdı.
E se contares a alguém sobre a minha máscara contarei sobre a tua.
Ve birilerine maskem hakkında bir şey söylersen ben de senin maskeni söylerim.
- Uma loira com uma máscara correndo sobre um prédio em chamas com uma criança nos seus braços.
Maskeli bir sarışın yanan bir evden kollarında bir çocukla fırladı çıktı.
- Ela não tira a máscara.
- Kostümü çıkarmayacakmış.
Não vomite dentro da sua máscara.
Sakın maskenin içine kusayım deme.
Sempre tive curiosidade sobre o Veiled Prophet, com a máscara e as roupas estranhas.
Veiled Prophet'i garip maskesi ve kostümleriyle hep merak etmişimdir.
Porque é que a minha máscara parece o Freddy Krueger?
Benim maskem neden Freddy Krueger'a benziyor?
Que é uma espécie de máscara, construído, por um lado, para deixar uma boa impressão nos outros.
Kişilik iyi tasarlanmış bir maskedir, bir yandan, başkaları üzerinde kesin bir etki bırakır.
Tens de pôr uma máscara e roubar um carro, porque é a única maneira de suportarmos 4 bebés.
Bir maske ve çalinti araba ayarlasan iyi olur, ancak o sekilde 4 bebege bakmaya gücümüz yeter.
Hora de colocar a minha máscara de espiã.
Casusluğumu konuşturma vakti.
Quando te aproximaste daquelas pessoas doentes na Nicarágua, quanto tempo levaste até para pôr a máscara?
Peki Nikaragua'da o hasta insanlara yaklaştığınızda maskelerinizi takmanız ne kadar sürdü? Tanrım.
Sempre me interroguei como é que serias, por debaixo daquela máscara.
Maskesiz nasıl göründüğünü merak ettim.
Chapéu "máscara de Hallloween que virei para comer os meus doces".
Cadılar bayramı maskesini şekerimi yemek için yukarı kaldırdım şapkası.
Onde está a tua máscara?
Kostümün nerede?
- Onde está a tua máscara?
Kostümün nerede?
Podes levar uma máscara ou assim.
- Maske falan gibi bir şey takabilirsin.
Esta é a minha máscara.
Bu benim maskem.
Ou cometer o simples erro de fazer uma máscara com bolachas e ser atacado por patos.
Bazen ufak bir hatan yüzünden, çatapatlardan yapılan bir maske yüzünden. Veya ördeklerin saldırısına uğramaktan.
Quando coloco a máscara, fico claustrofóbica.
Ne zaman maske taksam klostrofobim artıyor.
Ponham a máscara ao passarem a porta.
Ve kapıda maskeleri takın.
Coloca a máscara.
Maskeni tak.
Para encerrarmos este filme, gostaria de saber mais sobre o homem por trás da máscara.
Bu belgeseli sonlandırmak için maskenin arkasındaki adam hakkında daha çok şey bilmek isterim.
Informação de tiros num beco, em Burney. Possível suspeito de capacete preto e máscara, visto a conduzir um Honda cinza.
Sekizinci caddenin köşesinde silah sesi, şüpheli kasklı ve maskeli, gri renkli bir Honda kullanıyor, silahlı, bu nedenle, dikkatli olun.
Eu tenho uma máscara. Vamos fazer isto à velha moda sangrenta.
Bu işi eski moda, Alamo tarzı yapacağız.
O que havia atrás da máscara?
Maskenin arkasında ne vardı?
Mas ela não o matou. Apenas partiu a máscara dele.
Ama bu onu öldürmedi.
Um robô com uma máscara.
- Pekâlâ. Maskeli bir robot.
Remova-lhe a máscara.
Maskesini çıkarın.
Imagino que fosse uma máscara.
Maske takıyordu herhâlde.
Encomendei uma máscara para esconder a sua deformidade.
Yarasını örtmesi için bir maske yapıImasını emrettim.
Porque estais a usar o manto do condutor e essa máscara?
Neden şoförlerin maske ve pelerinlerinden giyiyorsun?