Translate.vc / Portuguese → Turkish / Mim
Mim translate Turkish
245,959 parallel translation
Mas depois percebi que o fizeste por mim.
Ama sonra bunu benim için yaptığını fark ettim.
Não uses o que eu disse contra mim, odeio isso.
Dark kafalı olmak bir yaşam tarzı değildir diyen sendin.
Pai, se não quiseres ser preso, precisas de confiar em mim.
Tamam, ya iz sürüp sana ulaşırlarsa? O zaman ne olacak? Ulaşmayacaklar.
Acredita em mim, essa parte não tem piada.
İnan bana o kısmı hiç eğlenceli değil.
Não sei o que ouviste sobre mim, mas não preciso de ser salva.
Benim hakkımda ne duydun bilmiyorum ama... kurtarılmaya ihtiyacım yok.
A mim parece-me que precisas de um sítio para recomeçar.
Çünkü yeni bir başlangıca... ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
É sobre mim.
Benimle ilgili.
Vens ter comigo, Gancho e apoias-te em mim. E confias em mim.
Bana geleceksin Kanca, bana dayanacaksın... ve bana güveneceksin!
És parte de mim.
Sen benim bir parçamsın.
Só lhe temos de dar essa hipótese. Como vocês me deram a mim.
Sadece ona bir şans vermeliyiz... sizin bana verdiğiniz gibi.
Eu disse-lhe e ela olhou para mim de uma forma estranha.
Ben de söyledim ama bana garip garip baktı.
Quero dizer, quando vão tu e o pai confiar em mim?
Babamla sen, ne zaman bana güveneceksiniz? - Ben...
Nunca deram nada aos outros miúdos, que não me dessem a mim também.
Çocuklarına, bana vermedikleri bir şey vermediler.
Eu sei que ela só quer o melhor para mim e isso tudo, mas...
Benim iyiliğimi istediğini biliyorum ama...
Ele confiou em mim.
Bana güvendi.
Não olhe para mim. Continue a andar.
Bana bakma, yürümeye devam et.
Por favor, oiçam-me. Acreditem em mim.
Lütfen beni dinleyin, inanın.
Agora... se tu estiveres com ele e as coisas começarem a ficar desconfortáveis ou a correr mal, estiveres a sentir-te oprimida ou emocionalmente incerta, esfrega o teu polegar e o teu dedo indicador juntos e visualiza-me a mim e ao teu pai, para ajudar-te a recordar quem tu és e de onde vieste.
Onun yanındayken işler kötüye giderse ya da içine sinmezse her şey üstüne geliyor gibiyse, duygusal ya da tedirginsen başparmağınla işaret parmağını birbirine sürt bu sırada da benimle babanı hayal et.
Não sei o que as outras pessoas fazem ou não. Só sei de mim.
Diğerlerinin iyi olup olmadığını bilmem.
Mantenha-se longe de mim.
- Benden uzak dur.
O Alexei falou-lhes de mim. Isso é óptimo.
- Alexei onlara benden bahsetmiş.
- A mim parece-me bem.
- Bana uyar.
Eu só continuava a mentir a mim próprio.
Ben de sürekli kendimi kandırdım.
E acredite em mim, nós sabemos que você não é o chefe.
Ayrıca emin ol, patronun sen olmadığını biliyoruz.
E agora, ele também gosta de mim.
Şimdi o da benden hoşlanıyor.
Eu não sei se é porque... o Matthew não é o mais certo para mim ou...
Hiç bilmiyorum, Matthew benim için doğru kişi olmadığından mı, yoksa...
Não se trata de mim.
Mesele ben değilim.
Não para mim... amanhã bem cedo aula de aerobiótica.
Ben alamam, yarın sabah erkenden aerobik dersim var.
Estás farta de mim?
Benden sıkıldın mı?
Isto tem sido duro para mim há já muito tempo.
Uzun zamandır çok zor geliyor bunlar bana.
Gabriel... Se... se é por mim...
Gabriel, benim yüzümdense...
Vocês já não precisam mais de mim.
Bana ihtiyacınız kalmadı.
Havia... aqueles homens em Tobolsk que não gostavam de nós... de mim e do meu irmão.
Tobolsk'da bizden hoşlanmayan adamlar vardı, benden de, kardeşimden de.
Então foi por isso que tu vieste atrás de mim. Não.
- Bana gelmenizin sebebi bu muydu yani?
Ele sabe, tipo, tudo sobre mim.
Benimle ilgili neredeyse her şeyi biliyor.
Sabes as pessoas que andavam atrás de mim?
Peşimdeki insanları hatırladın mı?
Estás demasiada ocupada para mim.
Benim için fazla mı meşgulsün?
Não para mim.
Benim için var.
Tu não és o correcto para mim e... Eu sei isso.
Benim için doğru kişi değilsin ve bunu biliyorum.
Quando é que vou ser capaz de tomar conta de mim própria?
Ne zaman kendimi koruyabilmeye başlayacağım?
Se alguém... se alguém for atrás de mim outra vez como... como no parque de estacionamento...
Olur da biri... Biri yine bana saldırırsa, tıpkı otoparktaki gibi.
Eu acho que é mais... há uma parte em mim... na qual eu nunca tinha pensado.
Bence daha çok içimde önceden düşünmediğim bir parçam varmış sanki.
O meu neto já não se lembrava de mim.
Torunlarım beni hatırlamadı.
Eles para mim também são idiotas. Mas... um deles como que gosta de mim.
Bana da şerefsizlik yapıyorlar ama biri beni seviyor gibi.
Que estou a zelar por mim, pela minha posição. Que estou invejoso.
Kendim, konumum için bir yükselme şansı aradığımı kıskandığımı söyleyeceksin.
A Chris contou-me tudo sobre ele, e o pai dela escreveu uma uma recomendação por mim.
Chris her şeyini anlattı, babası da tavsiye mektubu yazdı.
Tens algumas notícias para mim? Não.
- Bana bir haber mi getirdin?
O que for melhor para mim?
Benim için en iyi olanı mı?
Espero também que irá agradecer ao seu pai por mim.
Umarım babana da teşekkürlerimi iletirsin.
Eu estava fora e apanhei vigilância em cima de mim.
Dışarıdaydım, birileri beni izliyordu.
- de mim...
- Ne oluyor?