Translate.vc / Portuguese → Turkish / Minha
Minha translate Turkish
430,065 parallel translation
- O que acontecer ao presidente não é culpa tua, nem minha.
LeAnn... Başkan'a ne olursa olsun suç sende de değil, bende de.
Anda a sabotar-me desde que entrou na minha casa.
Sarayıma girdiğinden beri beni baltalıyorsun.
Culpado de ter passado os últimos 30 anos da minha vida aqui, neste Congresso, nesta Câmara.
Hayatımın son 30 yılını burada, Kongre'de geçirmekten suçluyum. Bu Meclis'te.
Eu vi-o, quase como uma lâmpada a acender-se na minha cabeça.
Gözlerim açıldı, kafamda bir ampul yandı âdeta.
- Na minha casa? - Deixou-o na minha casa?
- Adamı nasıl evimde bırakırsın?
Já por várias vezes ameaçou a minha vida.
Ben defalarca ölümle tehdit etti.
Mas voltando à minha pergunta...
- Soruma geri dönersek...
Quando pedi esta reunião, não fazia ideia que o Presidente assinaria a sua demissão hoje à noite e eu a minha esta manhã.
Buluşmayı talep ettiğimde Başkan'ın bu akşam istifasını vereceğini bilmiyordum. Bu sabah da benim vereceğimi.
Eu tenho de estabelecer a minha própria equipa publicamente.
- Bir düşün. Kendi ekibimi kurmalıyım. Halkın gözü önünde.
Então, porque tenho a sensação de que a minha carreira acabou? Não.
Neden kariyerimin sona erdiğini söylüyormuşsunuz gibi geliyor?
Estamos a poucas horas da minha demissão oficial e ainda não aceitaste dar-me o indulto.
Resmî istifamı vermeme saatler kaldı ama hâlâ beni affetmeyi kabul etmedin.
Se a minha carreira fosse de melhor natureza, dando-me a oportunidade ou capacidade de me sacrificar, eu de bom grado faria qualquer sacrifício por si e pelos que lhe são queridos.
Fedakârlık yapma fırsatı ya da kapasitesi barındıran daha üstün bir kariyere sahip olsaydım senin ve sevdiklerin için her türlü fedakârlığa göğüs gererdim.
A minha lista continua igual :
Son listem aynı.
Onde está a minha arma?
Silahım nerede?
No meu caso, essa altura surgiu nos primeiros dias da minha presidência.
Benim için bu an, başkanlığımın ilk günlerine rastladı.
É a minha vez.
Sıra bende.
Amanhã vou lá abaixo, depois da minha palestra no Whitney.
Yarın Whitney'deki söyleşimden sonra gideyim.
- Ninguém se compara com a minha mãe.
- Anam gibisi yok.
- Igualmente, minha senhora.
- Size de hanımefendi.
Porque na minha terra, o "Lago dos Cisnes" era só um lago.
Çünkü bizim oralarda Kuğu Gölü, bir göldür.
aceito vestir uma peça de roupa tua, se tu vestires uma minha.
Senin kıyafetlerinden birini giyerim. Sen de benimkilerden giyersen.
O meu telefone e a minha carteira estão no meu casaco!
Telefonum ve cüzdanım paltomda!
Dieta é o nome da minha mulher!
Perhiz benim karımın adı.
Tenho algo à minha espera!
Yola park ettim.
"O que é que eu fiz à minha vida?"
"Aman tanrım, hayatımı nasıl mahvettim?" gibi.
- Sim, é uma foto da minha avó.
Evet, büyükannemin fotoğrafına bakıyorum.
Não digo que precisas de pedir a minha permissão, mas poderias ter falado comigo antes de acertar tudo.
İzin alman gerektiğini söylemiyorum ama tamam demeden önce benimle konuşabilirdin.
Eu sou vossa madrinha, e ele é filho da minha irmã.
Ben senin destekçinim, o da benim kardeşimin çocuğu.
Claro, mas não podes sair com o Nick até a minha filha acabar com ele.
Tabii, ama kızım Nick'ten ayrılana kadar onunla çıkamazsın.
Wendy, és a minha nova madrinha.
Tamam Wendy, yeni destekçim sensin.
Que pena. Eu ligo sempre à minha tia depois de fazer sexo.
Seksten sonra her zaman annemin kardeşini ararım.
Não, é que ela é minha madrinha
Hayır, o benim adsız alkolikler destekçim...
És a minha heroína.
Kahramanımsın.
A minha menina fez sexo com um cowboy no estábulo.
Küçük kızım, ahırda bir kovboya çaktı.
Também foi a minha primeira vez num estábulo.
Benim de ahırda ilk seferimdi.
A minha Bomba Terrígena vai detonar a qualquer momento.
Benim Terrigen bombam her an patlayabilir.
Vegas pode adicionar esta à minha conta.
Vegas bunu benim adisyonuma yazabilir.
A minha família e amigos, eles...
Bu doğru değil! Ailem ve arkadaşlarım, onlar...
Esta tecnologia é minha.
Bu benim teknolojim.
E os guardas robot são baseados na minha armadura caça Hulk's?
Ve o güvenlik görevlileri benim Hulkbuster zırhıma göre mi yapıldı?
Não, a culpa é minha.
Hayır. Hata yalnızca benim.
Talvez estivesse mais seguro na minha cela.
Belki de hücremde daha güvende olurum.
Meus! É claro que o Truman Marsh ia roubar a minha tecnologia.
Elbette Truman Marsh benim teknolojimi çalacaktı.
Já esperava que viessem atrás da minha ajuda.
Yardımımı istemeniz için sizi bekliyordum.
Vou usar a minha força contra ti, se necessário.
Eğer gerekli kalırsam sana karşı tüm gücümü kullanacağım.
Eu instalei a minha própria tecnologia para recolher e focar suficiente radiação ultravioleta através deste corpo de Vibranium.
Bu vibranyum beden üzerinden yeteri kadar ultraviyole radyasyon toplayıp onu odaklaması için kendi teknolojimi yükledim.
Devo agradecer ao grande Tony Stark pela minha criação.
Büyük Tony Stark'a beni yarattığı için teşekkür ediyorum.
A minha tela tende a não ter luz.
Benim tuvalim, ışıktan yoksundur.
Eis a minha primeira pergunta, porque estou curioso.
İşte ilk sorum... Hep bunu merak etmişimdir.
Mas eu lá fiz à minha maneira e o Harold Pinter foi muito gentil.
Ama ben kendime has davranmak istedim ve Harold Pinter çok anlayışlı davrandı.
Foi tudo culpa minha.
Hepsi benim suçum.