English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Minuto

Minuto translate Turkish

24,020 parallel translation
Sente-se por um minuto.
Bir dakika otur.
Posso falar contigo um minuto?
Biraz konuşabilir miyiz?
Dá-nos um minuto.
Bize biraz müsaade et.
Fi-lo parecer canja, mas vai demorar 1 minuto.
Ben böyle deyince kulağa kolay geliyor ama bir dakika alacak.
Ainda só passou um minuto.
Daha yeni başlıyoruz.
Começaste lá a correr depois da Naz ter posto as novas regras em vigor, e apercebeste-te que se ganhasses um avanço à frente da tua escolta, terias um minuto ou dois, talvez, onde não teriam os olhos postos em ti.
Naz yeni kurallar koyduktan sonra orada koşmaya başladın ve peşindeki elemandan biraz daha hızlı koşarsan seni göremeyecekleri bir veya iki dakikan olabileceğini fark ettin.
Estarei lá num minuto, vai!
Bende hemen geleceğim, acele et!
Só precisas de esperar mais um minuto.
Sadece bir dakika daha sabret.
Espera só mais um minuto.
Bir dakika daha sabret.
"Só um minuto", respondeu a Mamã Ursa.
"Bir dakika" diye cevapladı anne ayı.
Calas a boca por um minuto? !
Sikicem, bi dakida sesini keser misin?
Permite-me que fale com o comandante Pavri um minuto?
Bir dakika Yarbay Pavri'yle konuşmama izin verir misiniz?
Dê-me um minuto e provo-lhe.
Bir dakika verin ve size kanıtlayayım.
Onde atrasar-se um minuto que seja é ainda uma ofensa grave.
Orada bir dakika geç kalmak hâlâ ciddi bir suç olarak görülür.
Só um minuto, Sr. Das.
Bir dakika Bay Das.
Espere um minuto, Thomas.
Bir dakika, Thomas, bekle.
Só preciso de um minuto.
Oh, Bir dakikaya ihtiyacım var.
Estava bem num minuto, mal no outro.
Bir dakika öyleydi, bir dakika böyle.
Certo, saiam todos da sala. Dêem-lhe um minuto.
Herkes dışarı çıkabilir mi?
Retirarão as acusações e não terás de passar nem um minuto na prisão.
Tüm suçlamaları düşürecekler, ve hapiste bir dakika bile harcamana gerek kalmayacak.
Portanto, não venhas aqui no último minuto tentar culpar-me por ter de colher os ventos que tu semeaste.
Şimdi de saat 11'de gelip kendini hazırladığın şey yüzünden uyumadığın için beni suçlama.
Não vou reduzir a pena nem um minuto.
- Süreyi bir dakika dahi azaltmam.
Jessica, tens um minuto?
- Jessica, bir dakikan var mı?
Vou precisar de um minuto para procurar. - Estamos bem?
Bir bakayım.
Anda aqui um minuto.
Biraz gel sen bakalım.
Temos cerca de um minuto e 45 segundos.
1 dakika 45 saniyemiz kaldı.
Têm menos de um minuto para tirar de lá o dinheiro.
Parayı almak için bir dakikadan daha az zamanın var tatlım. Tamam, tamam.
Posso falar consigo um minuto? Ele recebeu uma chamada da esposa esta manhã.
Sabah karısından telefon aldı da oğlu dün gece kaza yapmış, şu anda hastanedeymiş.
- Tem um minuto?
- Bir dakikanız var mı?
Dá-me, apenas, um minuto, querida, está bem?
Bana bir dakika verin, tatlım, tamam mı?
Tem um minuto?
Bir dakikan var mı?
Sim, apenas, dá-nos um minuto.
Evet, bize sadece bir dakika verin.
Acho que encontramos o nosso autor. Comandante, tem um minuto?
Birlikte yazıp yayınlanalım mı?
Vens fazer um intervalo comigo? Só um minuto?
Bir dakika ara verelim mi?
Preciso de um minuto.
Bir saniye izin verin.
Aquilo ia falhar a qualquer minuto.
Her an patlayabilirdi. İnan bana.
Entra por um minuto.
Gel bir dakika.
- Tem um minuto, chefe?
Zamanın var mı patron?
Ele roubou a nova peça do Zomo, que fora incluída no último minuto.
ZOMO'nun son dakikada eklenen en yeni resmini çalmış.
Pensaste pelo menos um minuto em como a Emma sentir-se-ia por estares aqui?
Emma'nın burada olman konusunda nasıl hissettiğini bir dakika bile düşündün mü?
Só têm um minuto de ar respirável.
Solunabilir hava bitmeden yaklaşık bir dakikaları var.
Posso ter um minuto com a Sarah?
Bize bir dakika müsaade eder misin?
Só quero ver a cara dela um minuto.
Sadece bir dakikalığına yüzünü görmek istiyorum.
Você quer vê-la? Vocês têm mais um minuto?
Görmek ister misiniz?
Detestei cada minuto.
Bunun her anından nefret ediyorum.
Pode dar-nos um minuto?
Bize bir dakika izin verebilir misin?
Donna, um minuto, por favor?
Donna, müsaade eder misin?
Há um minuto, diria que não.
Bir dakika önce "hayır" derdim.
Preciso, apenas, de um minuto.
Sadece bir dakikaya ihtiyacım var.
Sim, podes-nos dar um minuto?
Evet, bir dakikanızı alabilir miyiz?
É só um minuto.
Bir dakika.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]