Translate.vc / Portuguese → Turkish / Moda
Moda translate Turkish
5,932 parallel translation
Sabes, ser gay nem sempre esteve na moda, minha amiga.
Eşcinsellik her zaman popüler değildi, dostum.
Não, essa ideia é antiquada.
Hayır. O eski moda düşünce.
Julgo que está na moda, não é?
Sanırım bunlar biraz abartılı, ha?
É uma tendência perturbadora da senhoria moderna.
Modern ev sahibeleri arasında üzücü bir moda.
Morto... está na moda.
Artık... Ölü olmak daha seksi.
A garota da loja disse que é a próxima grande moda.
Evet, mağazadaki kızlar, transparanın yeni moda olduğunu söylediler.
Não, és um génio da moda.
Hayır sen bir moda dahisisin.
Sou uma rapariga à moda antiga.
Ben eski kafalı bir kadınım.
Era época baixa e, nessa altura, já estava fora de moda e iniciara o seu declínio rumo à decadência e à eventual demolição.
Ölü sezondaydı ve o zamana kadar bütünüyle modası geçmiş ve pejmürdeliğe ve nihai bir yıkıma doğru çöküşe geçmişti bile.
Deixa-me tratar disto da velha maneira.
Eski moda yöntemlerle yapmayı deneyelim.
Atualmente, o equilíbrio energético está muito na moda.
Bu günlerde şöyle bir ifade var ; "Hadi enerji dengesi sağlayalım."
Ela é muito consciente da moda.
Modaya karşı çok hassastır.
- Estou na moda.
Yeni bir görünüş deniyorum.
Os meus exemplos a seguir incluem os meus pais, que sei estar fora de moda, mas estão casados há 35 anos e eu fiquei noiva recentemente.
İdollerim arasında ebeveynlerim de var, biliyorum modası geçmiş ama 35 yıldan beri evliler. Ben daha yeni nişanlanabildim.
Parece que temos de apagá-la à moda antiga, Sarge.
Görünüşe göre bunu klasik yöntemle halletmemiz gerekiyor Çavuş.
Parabéns por tentar voltar a pô-la na moda.
Ama modayı geri getirmeye çalışman iyi olmuş.
- Pois... Adoro que a forma mais sedutora de uma mulher se afirmar na moda, hoje em dia, seja simulando um cu grande.
Günümüzde bir kadının yapabileceği en çekici moda ifadesinin... kalçasını şişman göstermek olmasını seviyorum.
Como o pobre francês que tinha de piscar um livro inteiro para recuperar o seu status de redator numa revista de moda.
Moda editörü olarak konumunu geri kazanmak için bütün kitabı görmezden gelen zavallı bir Fransız erkeği gibi.
Vamos fazer uma sessão de moda?
Moda çekiminde miyiz?
Será que não se candidata a um cargo com alguém que pensa ser antiquado?
Eski moda olduğuna inandığınız biriyle çalışmak için kendinizi teklif etmenize hayret ediyorum.
Eu falo do lado oposto da moda.
Moda ölçüsünün zıt ucundan konuşuyorum.
É tudo questão de tendências e gostos.
Bu tamamen moda ve zevk meselesi.
Não, se eu tivesse que escolher uma espécie de funeral, seria um funeral Viking à boa moda antiga, como os meus antecessores.
Eğer cenazemi seçme şansım olsaydı atalarım gibi güzel eski bir Viking cenazesi isterdim.
Acho que agora estão ambas fora de moda.
Sanırım her ikisi de şu anda popüler.
Parabéns por ter mantido o bigode até voltar a ter estilo.
Tekrar moda olana kadar bıyıkla prestij mi yapıyorsun?
Sabe que eu corro riscos na moda.
Modanın benim için nekadar önemli olduğunu biliyor.
O partido vai respeitar alguém que foi eleito à moda antiga.
Parti grubu eski usullere göre kazanana saygı duyar.
Tu e todas as tuas palavras étnicas estão a sair de moda.
Sen ve senin modası geçmiş diğer etnik lafların.
É tipo uma daquelas coisas que é tão antiga, que está de novo na moda.
O kadar eski ki yeniden moda olan, şeylere benziyor.
- Achei-a muito na moda.
- Tam rock and roll'lük diye düşündüm.
Cavalheirismo à moda antiga?
Eski moda centilmenlik mi?
Publicidade e anúncios de TV, outdoors e artigos de moda e "Playmate do Mês",
İlanlar ve televizyon reklamları, moda çekimleri, ayın Playboy güzelleri.
Preciso que ela comece a apresentação para o desfile de moda do Oskar Bloom.
Oskar Bloom defilesinde sunumlara başlaması için ona ihtiyacım var.
Estava fora de moda, mas era um bom sítio para um artista esforçando como eu.
Gösterişten uzak ama benim gibi çabalayan bir sanatçı için iyi bir yerdi burası.
Vais dizer-me o que é ou vais obrigar-me a chegar atrasada ao raio do casamento temático à moda de Louis L'Amour da minha amiga aborrecida?
Şimdi bana ne olduğunu söyleyecek misin, yoksa sinir bozucu arkadaşımın Louis L'Amour ve kovboy temalı düğününe geç kalmaya mı zorlayacaksın?
Casar com um Targaryen estava na moda na altura.
Bir Targaryen ile evlenmek bizim zamanımızda çok gözdeydi.
Até a Rainha Luísa segue a moda francesa.
Kraliçe Luise bile Fransız modasına uygun giyiniyor.
Mas mesmo que a armadura tenha desaparecido, os ideais de um cavaleiro permanecem sempre na moda.
Zırhı olmasa bile bir şovalyenin fikirleri hep güncelliğini korumalıdır.
Refrescantemente fora de moda.
Ferahlatıcı bir şekilde modası geçmiş!
Já não está na moda, esfolar.
Deri yüzmenin modası geçiyor.
sendo agora, uma celebração típica na moda de Nova Orleans, com trajes elegantes e talentos sobrenaturais.
Özgün New Orleans modasının şık ve doğaüstü ruhuna uygun olarak kutlanıyor.
O que está na moda?
Ne haber?
"Apesar do seu extravagante cabelo cor de rosa, sempre admirei a Suzy pelo seu estilo".
- "Acayip pembe saçına rağmen Suzy'nin güzel moda anlayışını hep takdir ettim."
Essa merda está na moda.
Bu bok patlıyor.
Finalmente, o fato pêssego é grande, está fora de moda e não a favorece.
Ve son olarak, şeftali en basit haliyle hastalığa uygun, zamanı dolmuş, ve yalaka.
Acho que a indústria da moda não é uma opção viável para mim.
Moda endüstrisinin benim için uygun bir seçenek olduğunu sanmıyorum.
- Gosta de moda ou coisa parecida?
- Modayla falan mı ilgileniyor?
Está na moda, metade croissant, metade donut.
Bu yeni moda, kruvasanın yarısı ve donutun yarısı.
O pai disse que ia ser uma moda passageira.
Babam geçici bir heves olduğunu söylerdi.
Então, ele disse, "A moda não é importante - comparada com salvar vidas."
O da dedi ki, "Hayat kurtarmakla kıyaslanınca moda önemli değil."
Da maneira mais antiga.
Eski moda yöntemle.