Nantucket translate Turkish

Têm uma casa de Verão em Nantucket com um campo de pólo.

- 25. Nantucket'ta polo sahası olan bir yazlıkları var.

Eu mandei-os para Nantucket ontem à tarde e depois disso, ainda não me deitei.

Dün öğleden sonra benimkileri Nantucket'a postaladım ve o andan beri yatağa girmedim.

Era o último dia da época balnear em Nantucket.

Nantucket'da mevsimin son günüydü.

Adoro Nantucket.

Nantucket'ı seviyorum.

Ele não gosta de sangue.

Bir zamanlar Nantucket'tan gelen bir adam...

Tem um cara de Nantucket...

Kandan hoşlanmıyor. Ne?

Isso faz rima com Nantucket?

Bu Nantucket'la kafiyeli mi?

Tinha um homem de Nantucket Que...

Bir zamanlar Nantucketlı bir, adam varmış ve...

Já te imagino no Verão em Nantucket, com uma herdeira protestante branca.

Nantucket'taki gelecek yazını hayal edebiliyorum. Bir sonradan görmeyle...

O Andrea Doria colidiu com o Stockholm, sob denso nevoeiro, a 20 quilómetros da costa de Nantucket.

Andrea Doria Nantucket sahilinin 12 mil açığında yoğun sis yüzünden Stockholm'le çarpıştı.

Uma vez, conheci um homem de Nantucket. - E?

Bilirsin, bir zamanlar Nantucket'tan bir adam tanırdım.

Tive sorte. Achei esta madeira numa capela velha de Nantucket.

Bu eseri Nantucket'taki küçük bir kiliseden kurtardım.

- Era uma vez uma rapariga de Nantucket...

- Nantucketlı bir kız varmış...

E aquela vez em Nantucket!

Ve birde Nantucket'teki zamanlar!

- "Havia um rapaz de Nantucket..."

- "Nantucket'den genç bir adam vardı..."

Depois, a família do babysitting foi para Nantucket.

Sonra çocuklarına baktığı aile Nantucket'a gitti.

Fica na costa do Maine, nordeste de Kentucky. É linda.

Maine kıyısında, Nantucket'ın kuzeydoğusunda, harika bir yer.

Estarei em Nantucket no fim do mês.

Ay sonunda Nantucket'ta olacağım.

Ele respondeu com um convite para ir a Nantucket... a uma regata.

Tepkisi, yelken yarışlarına katılmak için... beni Nantucket'a davet etmek oldu.

Nunca fui a Nantucket.

Ben hiç Nantucket'a gitmedim.

Todas as que se referiam a Nantucket.

Nantucket'la ilgili her şey.

" Era uma vez um homem de Nantucket...

"Bir zamanlar Nantucket'lı bir adam varmış."...

Nantucket é uma ilha?

Nantucket bir ada mı?

"Em tempos viveu uma rapariga em Nantucket."

Mantıklı. "Bir zamanlar nantucket'li bir kız vardır..."

" Era uma vez uma rapariga de Nantucket.

Bir zamanlar Nantucket'li bir kız vardı.

Há uma ilha chamada Nantucket.

Peki, Nantucket denilen bir yer var.

Para onde quer que vão no planeta, Mar de Cortez, Enseada de Nantucket Golfo do México. Nunca encontrarão melhor pesca do que aquela que temos aqui.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, Cortez Denizi, Nantucket Sahilleri Meksika Körfezi, buradakinden daha iyi balık avlayamazsınız.

Eles passam a droga a qualquer um suficientemente estúpido para bater à porta e dizer "Nantucket".

Herkesten koko alıyorlar. Kapılarını "Nantucket" diyen herkese açacak kadar salaklar.

Nantucket.

Nantucket.

Procuramos alguém estúpido... que bata numa porta e diga "Nantucket".

Bir torba dolusu malla kapıya gidip "Nantucket" diyecek bir salağı arıyoruz.

Tinha 19 anos e estava a trabalhar em Nantucket como empregada de mesa, e a namorar com este rapaz fantástico chamado Andy, com cabelo loiro encaracolado, covinhas na cara, e olhos que ou eram azul-bebé ou azul esmalte.

19 yaşımdaydım ve Nantucket'ta garson olarak çalışıyordum. Andy adında harika biriyle çıkıyordum. Kıvırcık sarı saçları gamzeleri, ve gök mavisi ya da mavi-yeşil arası gözleri vardı.

E depois, a meio, do meu banho de esponja, o Sr. X telefonou e acredite ou não, ele quer-nos levar a todos, para Nantucket no próximo fim de semana.

Ve tam kese seansımın ortasında Bay X aradı ve ister inan ister inanma, haftaya hepimizi Nantucket'e götürmek istiyormuş.

Não vas para Nantucket com os aqueles esquesitos.

O tuhaf insanlarla beraber Nantucket'e gitme.

Nós vamos para Tucket.

Nantucket'a gidiyoruz.

Eu desejo que pudessemos ficar em Tucket para sempre, A mamã, o papá, tu e o meu cachorinho.

Sonsuza kadar Nantucket'ta kalabilmemizi diliyorum, annem, babam, sen ve köpekçik.

Estás entusiasmado com a ida para Nantucket?

Nantucket'e gideceğin için heyecanlanıyor musun?

Um bebé tardio para que ele possa exibir em Nantucket.

Nantucket etrafında gezdirebileceği küçük bir geç-yaş bebeği.

Que queria acampar com o seu parceiro. Há hipóteses de ires acampar em Nantucket?

Arkadaşıyla kampa gitmek istiyormuş... kampa nantucket'a gitme şansın var mı?

A Patty e os rapazes devem estar a aterrar em Nantucket, a qualquer momento.

Patty'le, çocuklar Nantucket'a varmak üzeredir.

- Famosa viagem em 1992.

- Sene 92. Nantucket gezisi.

Estou mesmo intoxicado, Lois, pela beleza e magia... de Martha's Vineyard.

Nantucket, Cape Cod, ve Massachusetts'i bu kadar muhteşem yapan tüm yerler.

No Verão fomos a Nantucket e vi-o a bater uma com porno da Internet quando ele pensava que eu não estava a ver.

Görmediğimi sanıyordu, internet pornosunda mastürbasyon yaparken yakaladım. Ne iğrenç değil mi?

Principalmente sobre homens de Nantucket e eremitas chamados Dave. Mas fá-lo com grande sensibilidade.

Genellikle Nantucket'tan bir adam ve Dave ismindeki keşişle ilgili ama gerçekten duygusal bir şekilde yazıyor.

Nantucket, acho que era.

Sanırım Nantucket'ti.

"Era uma vez uma rapariga de Nantucket"

"Nantucket'lı bir kız varmış."

E gostaria que os Estados Unidos da América adquirissem uma propriedade para mim em Nantucket dando cabo à tirania do Partido Nacional Socialista mais rápido que o esperado. Anotou?

Ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bana Nasyonal Sosyalist Parti'nin despotluğuna düşünülenden daha çabuk son vererek kurtardığım sayısız hayatın bir ödülü olarak Nantucket Adası'nda bir ev almasını istiyorum.

Quando chegar na sua casa em Nantucket imagino que vai tirar esse seu belo uniforme da SS.

Nantucket Adası'ndaki küçük yerine gittiğinde seni yakışıklı gösteren SS üniformanı çıkaracağını düşünüyorum.

Óptimo.

Ben de Nantucket Film Festivali'ne gitmiştim.

O que é que rima com "Nantucket"?

"Nantucket" ile ne kafiyeli olurdu?

Nantucket, Cape Cod, e todos os belos destinos que fazem de Massachusetts o espantoso sitio que é.

Massachusetts Ruhu

Eu sei.

Geçen yaz Nantucket'a gittik.