Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nas
Nas translate Turkish
433,181 parallel translation
Sim, vou reunir todas as minhas ex-namoradas para discutir porque é que elas acabam comigo e como posso ser um namorado melhor.
Evet, benden neden ayrıldıklarını ve nasıl daha iyi bir erkek arkadaş olabileceğimi tartışmak üzere tüm eski sevgililerimi biraraya getiriyorum.
- Surpreendentemente bem.
Nasıl çalışıyor? Şaşırtıcı biçimde iyi.
Teoricamente, se estivéssemos numa relação gay, como contaríamos aos outros?
Teorik olarak, sen ve ben... bir eşcinsel ilişkide olsaydık, insanlara nasıl söylerdik?
É assim que vais falar com o teu futuro marido?
Hey, müstakbel kocanla nasıl konuşuyorsun sen?
Não vou agir nas costas da Marjorie.
Marjorie'nin arkasından iş çevirmeyeceğim.
Bem, poderia dizer-te como ensino, mas é mais fácil mostrar-te.
Sana nasıl yapıldığını anlatabilirim ama göstermesi daha kolay olurdu.
Tenho mais nas calças.
Pantolonumda daha fazlası var.
Como achas que o fiz parar de cantar?
Şarkı söylemesini nasıl durdurdum sanıyorsun?
O Nick... não sei como dizer... não bate bem.
Nick... Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Pek iyi değil.
Como assim?
Nasıl "pek iyi değil"?
Como é que vais?
Nasıl gidiyor?
O Black Bolt, a Medusa e eu estávamos a discutir... como ajudar todos estes novos Inumanos a integrarem-se no mundo.
Biz de Black Bolt ve Medusa'yla tüm bu yeni Nainsanlar'ın dünyaya nasıl entegre edileceğini konuşuyorduk.
Como é que eles te chamam na tua cidade? Anormal? Aberração?
Evinde sana nasıl seslenirlerdi?
Espero que tenhas pensado nas tuas últimas palavras.
Umarım kendine iyi birkaç son söz ayarlamışsındır.
E como é que fazemos isso?
Peki, bunu nasıl yapacağız?
Como é que podes agir como se te importasses com o Capitão?
Şu an nasıl Kaptan'ı önemsiyormuş gibi davranabiliyorsun?
Como é que explicas esta maré de azar?
Bu kadar kötü şansı başka nasıl açıklarsın?
Como é que um burocrata como o Marsh tem tanto poder e autoridade?
Nasıl olur da Marsh gibi bir bürokrat bu kadar güç ve otorite elde edebilir?
Mas como?
- Ama nasıl?
Como é que ele escapou da armadura do Destruidor?
Ultron! Yokedici zırhından nasıl kurtulmuş?
O Homem Formiga e eu sabemos como desactivar os discos de registo dos Inumanos.
Karınca Adam ve ben Nainsan kayıt disklerini nasıl etkisizleştireceğimizi biliyoruz.
Como é que o Ultron os conseguiu?
- Ultron onu nasıl ele geçirmiş?
Agora concentrem-se nas sentinelas.
Şimdi Bekçiler'in üzerine yoğunlaşın.
Como é que inverteste a matriz focal?
Odaklanma dizilimini nasıl tersine döndürebildiniz?
Como é que paramos o Ultron sem perder o Tony?
Tony'yi kaybetmeden Ultron'u nasıl yeneceğiz?
Vamos descobrir como tirar-te daqui.
Hadi seni oradan nasıl çıkaracağımızı bulalım.
Ei, que tal voltarem ao trabalho?
Siz çocuklar tekrar işe dönseniz nasıl olur?
Porque isto antes vinha e, às vezes, ainda vem nas embalagens de cereais e é um convite a pegar numa parte da embalagem dos cereais, cortá-la e intervir sobre ela, alterá-la e transformá-la noutra coisa.
Eskiden, gevrek paketlerinin arkasında olurdu. Hatta hâlâ var. Bu aslında, gevrek paketinin o kısmını kesmen ve onu değiştirerek başka bir şeye dönüştürmen için bir davettir.
"Como é que começaste?"
Bu işi yapmaya nasıl başladın?
Como se faz um palco giratório num teatro de 80 pessoas?
80 kişilik bir tiyatroda, nasıl döner sahne inşa edersin?
Como é que se fazem projeções, ecrãs de TV?
Projeksiyonları, televizyon sahnesini nasıl yaparsın?
Como é que se muda o cenário?
Sahne dekorunu nasıl değiştirebiliriz?
Mostra que é possível desenhar coisas bonitas sem uma porra duma ideia de como funcionam.
Bu da, nasıl çalıştığını bilmeden de güzel şeyler yapabilirsin demek.
Acho que a Es fez exatamente o mesmo, mas nunca pensámos que ela fosse trabalhar nas artes.
Ve bence Es de tam olarak aynı şeyi yaptı. Ama sanatla ilgili bir şeye yöneleceğini hiç düşünmemiştik.
Como é que uma coisa a fingir pode iniciar ou gerar algo verdadeiro?
Bir şey, gerçeği nasıl taklit eder, sunar ya da oluşturabilir?
Se pensarmos nas dormidas em casa de amigos, um grupo de miúdos às escuras, o princípio de qualquer coisa.
Eğer pijama partilerini düşünürseniz... Karanlıkta uyanık çocuklar bir şeyin giriş noktasını oluşturuyorlar.
Estive a ver filmes de bebés a brincar com aquelas caixas em que se pega num triângulo, num círculo, num quadrado, e se tenta encaixá-los nas diferentes aberturas da caixa.
Kutularla oynayan bebeklerin bazı görüntülerini inceledim. Bir üçgen, bir daire ve bir kare blok alıp kutudaki doğru boşluklara yerleştirmen gereken oyun.
Muitas vezes uso maquetes de cidades sem as pôr no chão, ponho-as nas paredes.
Ben model şehirleri genellikle yerde değil duvara koyulmuş şekilde kullanıyorum.
Tudo o resto está subordinado a isso.
Kalan şeyler ise bunları nasıl sunduğumuza bağlı.
Às vezes, como nas regras de um quadro surrealista, o surrealismo funciona porque existe a realidade.
Yani bazen gerçeküstü resimde olduğu gibi üst gerçeklik, gerçek olduğu için işe yarar.
Seja como for, como está tudo, malta?
Her neyse, nasılsınız çocuklar?
dar o nosso programa de borla, e não dizer a ninguém onde o encontrar.
Nasıl yaptığımı kimseye söylemeyin.
- Eu... E se tocar uma música toda maluca?
Acaba, etkileyici müziklerden çalsam nasıl olur?
Mas como posso ser um DJ?
İyi de ben nasıl DJ'lik yapacağım?
Como me estou a sair?
Nasıl gidiyorum?
Pois, como pudeste abandonar-nos?
Evet, böyle bir şeyi nasıl yaparsın?
"Mas como posso ser DJ? Não consigo ouvir."
İyi de sağırım nasıl DJ'lik yapacağım?
Coisas que posso enfiar nas minhas partes íntimas.
Vajinama sığdırabileceğim şeyler.
O Rumplestiltskin.
Onu nasıl bulacağımızı bile biri varsa, odur.
Como é que vão as coisas, Inferno?
Nasıl gidiyor Inferno?
Como vieste até aqui?
Nasıl geldin buraya? Ufak bir yardımla.