Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nata
Nata translate Turkish
310 parallel translation
Ela é uma jogadora nata.
Dogustan yeteneklidir.
A ramificação de Newport da nata dos EUA?
Birleşik Devletler darphanesi Newport şubesi...
É uma pintora nata e poderia ser importante, mas tem de comer e prefere um tecto sobre a cabeça a ter de viver à chuva e à neve.
Doğuştan yetenekli bir ressamdır ve bir gün meşhur olabilir, ama karnını doyurması gerekiyor ve karda yağmurda açıkta kalmamak için bir çatı altında olmak istiyor.
Dizia sempre que ela era uma marinheira nata.
Bayan de Winter'ın doğuştan denizci olduğunu söylemişimdir hep.
Tivemos de abrir alas por entre a nata, não foi?
Birisi üst tabakanın yolunu kesmek zorunda kaldı, değil mi?
- A tarte de nata é caseira.
- Elmalı pasta. Ev yapımı.
Para falar da sua pessoa, chamar-lhe-ei a nata da nobreza.
Hakkını vermek gerekirse bir soyluluk, bir kibarlık örneği denebilir kendisine.
Uma actriz nata.
Doğuştan oyuncu.
Queres um gelado de nata?
Öyleyse görelim bakalım.
cuja pele era branca como a nata.
Teni süt kadar beyazdı.
A senhora que levava a bandeja era uma trabalhadora nata e muito poupada que conseguiu sustentar-se alugando parte da casa.
Bu tabakları içeri taşıyan bayan tutumlu, çalışkan biriydi, bu pansiyonu işleterek geçimini sağlıyordu.
Beba, está cheio de nata.
İtidalli bir cesaret. Durma ve iç onu.
- Eu diria que é uma vítima nata.
Sana niye yardım ediyorsam! - Sen mağdur olmak için doğmuşsun.
A verdade é que, até ter conhecido o Jerry, era uma vítima nata.
O parayı bir daha alamayacağım. Gerçek şu ki Sophie, Jerry'yi tanıyana kadar hep mağdurdum.
Servidas, claro está, com bátegas de nata tao pesada que se serve á pá, s'il vous plaît.
Tabii kaşık kaşık kremayla istiyoruz ve krema öyle yoğun olsun ki kürekle koymak gereksin, s'il vous plait.
E não tente caramelo ou nata.
Şekerlemeyi ya da kremayı deneme.
# # E não tente caramelo ou nata.
# # And don't try a toffee or cream
Tortas de cereja, pasteis de nata, gelados, tortas de mel.
Elmaslarım! İyimisin hayatım? İyiyim, ayva tatlım.
Caro senhor, como é esplêndido ver a fina nata da masculinidade britânica pôr fim à vida com tal empenho e tenacidade.
Sayın yetkili, Britanya gençlerinin böyle cesaret ve azametle kendilerini yok etmesi harika bir şey.
Uma Taça Tripla de Nata para o Christopher.
Christopher için 3 top dondurma.
" Separar a dor e deixar toda a nata
Üzüntüyü ayırır Ve bütün kremaları toplayabilir
Hora de meter nata e açúcar.
Şimdi krema ve şeker zamanı.
Sabe, de onde nós viemos, querido, a lenda de Dracula... é a nata das natas do invulgar...
Nereden geldiğimizi görüyor musun, Drakula efsanesi... Bu kaymağın da kaymağı!
Você tem a nata americana aqui!
Amerikan erkekliğinin tadına bakacaksın.
A nata americana.
Amerikan erkekliğinin tadı.
Eminência, disseram-nos que a nata da juventude da cidade já foi aterrorizada com o contacto com essa pequena comunidade excêntrica.
Saygıdeğer Piskopos, şehrin üst tabaka gençlerinin şu komün hayatı yaşayan tuhaf toplulukla temas sırasında akıllarının çelindiği bize söylendi.
Papai disse que poderíamos pôr nata em...
Babam tostumuza krema koyabileceğimizi söyledi.
Que você é algum um tanto quanto bolo folhado de nata, ou algo.
Bir çeşit kremalı pasta falan gibi olduğunu.
Apostem que eles são não é nenhum bolos folhados de nata!
Bahse girerim kremalı pasta değiller!
- Nata?
- Süt?
É uma chávena a transbordar... cheia com a nata da bondade humana.
O, iyilik kreması ile dolup taşan bir kupadır.
As suas fugas são apenas um jogo para a nata social.
Firar sizin için sadece bir kaymak tabaka oyunu.
Sou uma descongeladora nata.
Dondurulmuş gıdalarda uzmanım.
Você é uma diplomata nata.
Sen doğuştan diplomatsın.
Políticos e poetas... convivem com a nata da sociedade.
Politikacılar ve şairler... yüksek sosyetenin kaymak tabakasıyla müşerref oluyor.
Venham beber com a nata da nação.
Gelip ülkenin en sıkı çocuklarıyla bir içki için.
Para ti, meu pastelinho de nata.
Senin için, bir tanem.
- É uma ladra nata.
- Kaltak doğuştan hırsız.
A minha ambiciosa irmã, também ela cirurgiã nata, ou carniceira, vá lá, terá de se contentar com isso.
İhtiraslı kız kardeşim de o doğuştan cerrahtır. Değilse bile bir kasaptır. Bu karara boyun eğecek.
Miúda, és uma toxicômana nata.
İyice müptela olmuşsun sen.
Como eu ia dizendo... antes de ser abruptamente interrompido pela nata de Nova York.
New York'un kibarları gelip lafımı kesmeden önce... diyordum ki...
Mas não vou aceitar aprendizes e dar-lhes a nata do meu trabalho.
Ama yanıma çırak diye aldığım birine tam pay veremem.
Até a minha professora me disse que sou um "cruzar de pernas" nata.
Öğretmenim bile benim doğuştan... bacak bacak üstüne atma uzmanı olduğumu söyledi.
Se essa é o creme e nata da sociedade da ilha, dêem-me leite desnatado.
Eğer bu, adanın spesyali ise, yok ben almayayım.
Aqui está, duas tartes de amora e um super batido de chocolate com nata gelada.
Alın bakalım, iki meyveli turta ve büyük boy çikolatalı milkşeyk.
A minha vida estava cheia dessas coisas, mas agora quero despir... a minha antiga vida para me tornar uma americana nata... e tentar ser como toda a gente.
Hayatım böyle şeylerle doluydu ama şimdi geçmişimi inkar edip... tam bir Amerikalı olmaya çalışıyorum. Herkes gibi olmak için.
Uma ferramenta nata sensível a textura, contorno e temperatura.
Doku ve ısıyı hissedecek hassasiyette geliştirilmiş bir manivela.
Sómente a nata da sociedade pode entrar alí.
İhtiyacın olan tek şey "cr me de la cr me".
Estive a olhar para os pastéis de nata e a seguir olhei para o aquário, antes de ir embora.
Kaymaklı ekmeklere baktım. Sonra ayrılmadan önce balık kavanozuna da baktım.
A nata da sociedade de todos os cantos da Europa, uma tripulação italiana de 500...
500 kişilik mürettebat İtalya'dandı.
- É cobertura de nata.
- Tereyağlı krema.