English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Naval

Naval translate Turkish

967 parallel translation
O Loomis estava pronto para uma acção dessas. E o Brice estava pronto para assumir o comando. Ele vinha de uma família naval.
- Lumis ana görevinde, Briçe kendi komutası için hazırdı
É o clube militar naval.
Kara ve deniz kuvvetlerinin lokali.
Base Aérea Naval Pearl Harbor
Bahri Hava Istasyonu Pearl Harbor
BASE AÉREA NAVAL DOS E.U. SAN DIEGO, CALIFÓRNIA
A.B. BAHRI HAVA ISTAS YONU SAN DIEGO, KALIFORNIYA
BASE AÉREA NAVAL DOS E.U. SAN DIEGO CALIF.
A.B. BAHRI HAVA ISTAS YONU SAN DIEGO KALIF.
Nesses anos, os que aprenderam a pilotar aqui criaram a aviação naval.
O birkaç yïlda, burada uçmayï ögrenen o birkaç adam bahri havacïlïgï kurdu.
Eu sou um engenheiro de artilharia naval.
Ben bir mühendisim, branşım da donanma silahları.
quando ele se envolveu num desastre naval que resultou de uma obstinação natural e de uma certa confusão. Uma tragédia, em alguém na sua posição.
Ve bu işin becerilerimin ötesinde olduğunu düşünmeye başlamıştım ki onun rütbesinde birinden beklenmeyecek bir kafa karışıklığı... ve tabiatından kaynaklanan inatçılığının bileşimi sayesinde bir deniz felaketine karıştı.
Interrompemos este programa para vos comunicarmos um boletim de uma unidade naval.
Bu programa, bir deniz birliğinden sizlere bildiride bulunmak için ara vermiş bulunuyoruz.
HOSPITAL NAVAL AMERICANO PEARL HARBOR - 1942
ABD DENİZ KUVVETLERİ HASTANESİ
O Lee, o Comandante da Esquadra Naval.
Lee, Hava Grubu Komutanı.
É comandante da Esquadra Naval.
Hava Filosu'nun komutanısın.
De acordo com o Gabinete de Pessoal Naval, despacho 016021 de Nov. de 43, vai apresentar-se e substituir o comandante do USS Caine.
Donanma Personel Komutanlığının Kasım 1943 tarih ve 01602 1 sayılı, emri uyarınca Donanmaya ait - - Caine gemisinin komutanlığını, bu emri getiren subaya bırakacaksınız.
Porém, certos relatórios enganadores chegaram ao comando naval.
Ne var ki Harekat Komutanlığına yanıltıcı bilgiler de geçilmiş.
Steve, conheces o Artigo 184 do regulamento naval?
Steve, Donanma talimatının 184. maddesini bilir misin?
Mr. Keefer, devia ver o Artigo 186 do regulamento naval.
Bay Keefer, Donanma talimatlarının 186. maddesine bir göz atın.
Vocë é um grande herói naval.
Siz bir Donanma Kahramanısınız.
Foi assim que eu o vi. Era meu dever como oficial naval.
Benim görüşüm buydu. Bir subay olarak bunu bir görev bildim.
Por ordens minhas, o SS Viking foi afundado. Com fogo naval.
Emrim üzerine S.S. Viking donanmanın top ateşiyle batırıldı.
Moça, meu irmão é fuzileiro naval.
Bayan, ağabeyim bir asker.
Como entraste para o negócio da construção naval, Gavin?
Gemi inşa işine nasıl girdin, Gavin?
Não me casei, é raro ver a malta da faculdade, sou um detective aposentado e tu és construtor naval.
Hiç evlenmedim, okul tayfasından kimseyi de görmüyorum. Ben emekli bir dedektifim ve sen de gemi inşa işindesin.
Temo que a Marinha passe a depender da Inteligência Naval.
Korkarım, Deniz Kuvvetleri gelecekte Deniz İstihbaratı'na güvenecektir.
Sim senhor, quepe de oficial naval alemão.
Evet, efendim. Alman deniz subayı kepi.
Servi o meu país fiel e honradamente na II Guerra Mundial e foi-me atribuída a Cruz de Mérito Naval por acções em defesa do meu país.
İkinci Dünya Savaşı'nda ülkeme sadakatle hizmet ettim ve ülkemin savunmasında gösterdiğim başarıdan dolayı madalya aldım.
Atenas, com o fim de provar a sua confiança na valentia espartana, prescinde neste preciso momento da sua liderança naval, e oferece esta mesma ao comando espartano.
Atina, Spartalı cesaretine olan inancından dolayı burada şu anda denizcilik liderliğinden istifa eder, ve gemilerini Spartalı kumandasına verir.
Atenas cedeu-nos a liderança naval.
Atina denizcilik liderliğini bize bıraktı.
Dado que nenhuma grande potência naval ameaça hoje o mundo livre, a preponderância esmagadora dos navios na Marinha surge como supérflua.
Günümüz özgür dünyasını tehdit eden bir deniz kuvveti bulunmadığı için donanmanın üstün hakimiyetli gemileri gereksiz görünmektedir.
Nunca, na nossa história de construção naval.
Gemi inşa tarihimizde böylesi görülmedi.
Já foste transferido. Para fora da Aviação Naval.
Zaten transfer edildin, donanma havacılıktan.
- De onde o conheces? - Da Escola Naval.
- Onu nereden tanırsın?
Uma querida guerra naval de dar vómitos.
Öd koparan, hiç yılmayan Deniz Savaşı.
O meu pai era Sargento e eu fui para a Escola Naval.
Babam bir astsubaydı ve ben Akademi'ye gittim.
Capitão Eddington, da base naval de Toulebonne.
- Yarbay Eddington. Toulebonne Üssü.
Temos estado a preparar a velha base naval francesa para prestar assistência aos nossos navios.
Bu eski Fransız üssünü bizim gemilere hizmet etmesi için hazırlıyorum.
"concedendo-lhe o posto temporário de Contra-Almirante," "a 1 de Agosto de 1942, segundo o Compêndio Naval,"
Tuğamiral ünvanını almaya hak kazandınız, tarih, 1 Ağustos 1942.
Jamais me atreveria a incomodar, mas chegou uma ordem para regressar à Base Naval.
- Neden? - Bilmiyorum, efendim.
O Almirante Broderick quer que fale com os correspondentes de guerra da Base Naval de Toulebonne.
Amiral, savaş muhabirleriyle görüşmenizi istiyor. Onlarla şimdi konuşamam.
"Pedem-me" que aceite imediatamente e que me apresente na Base Naval de Bremerhaven, amanhã.
Derhal kabul etmem ve yarın Bremerhaven'daki donanma üslerine gitmemi istiyorlar.
Tem uma ideia naval fantástica para travar a máquina voadora.
Uçan makinasını durdurmak için mükemmel bir denizci fikri var. Bakın.
Recorri à construção naval.
Seabees'den yardım rica ettik.
Sargento Muldoon, não sou um fuzileiro naval.
Çavuş Muldoon, deniz piyadesi değilim.
Jamison, 91 o. Destacamento de Construção Naval de Cho Min.
Seabees Cho Min'in dışında.
Uma recolha no oceano teria envolvido uma operação naval.
Okyanustan almak büyük bir deniz operasyonunu gerektirecekti.
Com o triunfo da revoluçâo acabou se o domínio do imperialismo ianque, os Estados Unidos usam a Base Naval de Guantánamo como centro de espionagem contra Cuba.
Devrim, Yanki egemenliğine bir son verdi. Birleşik Devletler Guantánamo askeri üssünü artık Küba'yı gözetlemek için kullanıyor.
Junto à base naval para trabalhar meio período no dispensário... próximo à escola, perto do parque infantil e um pouco... perto do garoto do vizinho.
Böylece yarım gün dispanserde çalışabilirdim. Okula yakın çocuk parkına yakın, komşunun oğluna biraz fazla yakın.
Vem de família naval?
Denizci bir aileden misiniz?
Naval?
Denizci mi?
Na maior operação anfíbia alguma vez realizada, um bombardeamento naval prepara o caminho para os Aliados atacarem as praias da Normandia e conquistarem uma base desesperada no continente europeu.
Bu güne dek yapılan, en büyük amfibi harekatı donanma ve hava kuvvetleri, bölgeyi bombalarken müttefik askerleri, Normandiya sahillerine ayak basıyor. Avrupa kıtasında, iyi bir köprübaşı elde etmeye çalışıyorlar.
- JW Ferguson, arquiteto naval.
- JW Ferguson, gemi mimarı.
Steven Maryk, tenente, reserva naval dos EU, enquanto servia a bordo do USS Caine, a 31 de Julho de 1944, de livre vontade e sem autoridade substituiu o capitão-tenente Queeg. O Queeg estava a exercer o seu comando, estando os EU em guerra.
Queeg bu esnada görevinin başında, ülke ise savaş halindedir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]