Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ninguem
Ninguem translate Turkish
125,641 parallel translation
Acho que não está ninguém em casa.
Bence evde kimse yok.
Ninguém voltará a duvidar de si.
Bir daha kimse senden şüphe etmeyecek.
Ninguém tem.
Herkese yasaktır oğlum.
Ninguém vai matar ninguém. Precisam de nós vivos para negociarem.
Pazarlık için bizi hayatta tutmaları lazım.
Não consigo ver ninguém.
Kimseyi göremiyorum.
Ninguém irá impedir-vos.
Sizi durduran yok.
Ninguém neste país entende nem mesmo o McCarthy.
Bu ülkedeki kimse anlamıyor, McCarthy bile.
Ninguém respondeu.
Çıt çıkmadı.
Porque nunca ninguém me avisou disso?
Neden kimse bana bunu söylemedi?
Não precisamos que ninguém fale por nós.
Kendi adımıza kimseyi konuşturmaya gerek yok.
Não preciso da tua permissão nem de mais ninguém.
Senden de başkasından da izin almam.
Ninguém gosta do que vês.
İzlediklerini seven yok.
Ninguém nos ensina como agir nestas situações.
Böyle şeyleri nasıl yapacağını öğreten biri yok.
Ninguém prefere a Lisa Turtle.
Kimse en çok Lisa Turtle'ı sevmez.
Ninguém imaginou que saltasse da ponte.
Kimse köprüden atlayacağıma inanmamıştı.
Ninguém te perguntou nada, Hufflepuff.
Sana soran olmadı Hufflepuff.
Ninguém as obriga a estar no exterior.
Kimse onları burada olmaya zorlamıyor.
As notícias não elucidam ninguém.
Haberlerde hiçbir şey söylemiyorlar.
Não tenho ninguém para me apoiar, querido.
Burada kimsem yok bebeğim.
- Não tenho ninguém.
- Kimsem yok.
Ninguém irá reparar numa loira de 1,80 m.
Sırık gibi bir sarışın olarak hiç dikkat çekmem gerçekten.
Ninguém pode entrar.
Kimse giremez.
Ninguém.
Hiç kimse.
A Diaz tem de se entregar ou não haverá amnistia para ninguém.
Diaz teslim olmalı yoksa herkes için af seçeneği ortadan kalkacak.
- Ninguém vai acreditar nisso.
- Kimse inanmaz.
Ninguém consegue ficar sozinho.
Aslında kimse yalnız değil.
Nunca estive com mais ninguém.
Başka kimseyle olmadım ki.
E se ele resolver entrar na prisão? Agora que ninguém suspeita disso?
Ya artık kimse şüphelenmezken bu adam içeri girdiyse?
Como se estivéssemos a fazer sexo sem tocar em ninguém.
Dokunmadan sevişiyormuş gibi görünmen gerekiyor.
- Ninguém gosta realmente disso.
- Aslında kimse hoşlanmaz. - Ben hoşlanıyorum.
Ninguém quer brincar com a Brandy.
Kimse Brandy'yle oynamak istemiyor.
Ninguém vos vai ouvir.
Kimse sesinizi duyamaz.
Ninguém viu.
Kimse görmedi.
O meu esforço para tentar provar algo é irrelevante... Ninguém olhará para mim de forma diferente.
Ne kadar kendimi kanıtlamaya çalışsam da kimse bana farklı gözle bakmayacak.
- Ninguém te quer foder. - Tenham calma.
- Kimse seninle düzüşmek istemiyor.
Mas ninguém tem nada que ver com isso.
Ama bu, kimseyi ilgilendirmez.
Pareces um palhaço aterrador. Esse estilo não fica bem a ninguém.
Evet Kızıl, şu ürkütücü palyaço imajı kimseye yakışmıyor.
Não vou deixar que ninguém me bata.
Kimse bana vuramaz.
Ninguém quer falar desse assunto.
Kimse bundan bahsetmek istemiyor.
Ninguém sabe, está bem?
Kimse bilmiyor.
Nunca ninguém me viu como tu.
Hiç bu kadar görüldüğümü hissetmemiştim.
Estávamos aqui sem incomodar ninguém...
Kendi hâlimizde takılıyorduk...
Eu sou uma criminosa mas nunca pensei em matar ninguém antes de ter a Pepa.
Güya azılı bir suçluyum ama Pepa'yı doğurana kadar hiç kimseyi öldürmek aklımdan geçmedi.
Ninguém está a dizer isso.
Öyle bir şey diyen yok.
Ninguém os pode ver antes de prepararmos uma declaração.
Biz demeç hazırlayana kadar kimse onları görmeyecek.
Não tortures ninguém até voltarmos.
Biz dönene kadar işkence yok.
Ninguém nos pode tirar isso.
Kimse bunu elimizden alamaz.
Porque ele sabia que ninguém ia ouvir os tiros ou os gritos, não neste local. Ou nos locais dos outros 14 assassinatos.
Çünkü burada ya da önceki 14 cinayet alanında kimsenin silah ya da çığlık sesi duymayacağını biliyor.
- Ninguém vai a lugar nenhum.
Kimse bir yere gitmiyor.
Não tenho mais ninguém.
- Kimsem kalmadı.
Ninguém merece sofrer.
Kimse acı çekmeyi hak etmez.