Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nirvana
Nirvana translate Turkish
189 parallel translation
Howard diz que significa o mesmo que "nirvana."
Howard, bunun "nirvana" yla aynı anlama geldiğini söylüyor.
A caverna do Mr. Robinson nunca foi propriamente nirvana, pois não?
Bay Robinson'un mağarası nirvana görmüş mü ki?
Sessenta e não chegou ao nirvana.
Altmış. Ve hala aydınlanmaya ulaşamamış!
Mas nunca alcançará o nirvana.
Fakat hiçbir zaman aydınlanmaya ulaşamayacak.
O nirvana, devemos pensar que é um instrumento da mente.
NİRVANA Bunu bilinçli zihnin aydınlanması olarak düşünmeliyiz.
Estamos no Nirvana.
Nirvanaya ulaşmış olmalıyız.
Quero abandonar o rio e entrar no nirvana e quietude, na outra margem, mas não consigo.
Bir akarsudan karşıya geçmeye çalışıyorum... Karşı kıyıda Nirvana'ya ulaşmam gerekiyor, ama yapamıyorum.
Nirvana, também queres?
Nirvana, sen istemiyor musun?
Nirvana, quanto tempo temos de ficar aqui?
Nirvana, ne kadar kalacağız burada?
O Nirvana.
Nirvana.
Procurem o Nirvana, também conhecido como Charles Wilson, por homicídio.
Nirvana olarak bilinen, Charles Wilson'u cinayetten tutuklayacağız.
Um ciclo contínuo de vida, nascimento, morte e renascimento... até atingirmos o nirvana.
Sonu olmayan bir yaşam, doğum, ölüm ve tekrar doğum silsilesi. Ta ki nirvanaya ulaşana dek.
Pensa na história do lixo como um passo na via para o nirvana.
Çöp işini Nirvana'ya giden yolda bir durak olarak düşün.
- Nirvana?
- Nirvana?
Ah, a síndrome Karma-Nirvana...
- Karma Nirvana sendromu bir yığın saçmalık korkarım.
O caminho do nirvana nunca é seguro, mas traiçoeiro e íngreme.
Nirvanaya giden yol asla güvenli değil zor ve sarptır.
Muito além dos pensamentos iludidos... Este é o Nirvana...
Aldatıcı düşüncelerin çok ötesinde, işte bu Nirvana. "
Estamos a alcançar o nirvana.
Mutluluk çok yakın.
Sr. "Missangas", terá de ir esclarecer-se para outro lado.
Bay Hippi, Nirvana'yı başka bir yerde arayın.
E conduzirei todos os seres vivos ao Nirvana.
Ve yaşayan varlıkları nirvanaya götüreceğim.
É mais sereno que o nirvana.
Herif çok sakin.
Se calhar queriam atingir o nirvana.
Belki "nirvana" ya ulaşmak istiyorlardır.
Este é o alimento dele.
Bu onun için nirvana.
Entretanto, do outro lado da cidade, na esquina do Nirvana com a West Third, o Siddhartha estava a ajudar a Samantha no seu novo caminho.
Bu sırada şehirde, Nirvana ve 3. caddenin köşesinde... Siddhartha, Samantha'nın yolunu keşfetmesine yardım ediyordu.
Há malta que nunca recuperou do Vietname ou do facto de ter tocado no concerto dos Nirvana.
Bazıları Vietnam Savaşını ya da Nirvana'nın konserini unutamaz.
Os Nirvana, "Smells Like Teen Spirit", em "Nevermind".
"Nevermind" dan "Smells Like Teen Spirit", Nirvana.
É do estilo Sex Pistols, Nirvana... "Strumpfs"?
Sex Pistols mı, Nirvana mı, Şirinler tarzı mı?
Não é uma Nômade, um Nemesis, ou uma Nirvana.
O ne bir Nomad, ne Nemesis ne de bir Nirvana.
Este é o verdadeiro caminho para o Nirvana.
Bu, Nirvana'ya giden gerçek bir patikadır.
" O nirvana é alcançado através de visões e discursos correctos.
"Nirvana'ya doğru söz ve doğru bakış açısıyla ulaşılabilir."
Só estava prestes a alcançar o nirvana.
Neredeyse içsel aydınlama geçirecektim.
Nirvana Sutra Verso 19
"Nirvana Sutrası 19. dize"
Senhoras, bem vindas ao meu nirvana.
Kızlar. Nirvana'ma hoşgeldiniz!
Oponho-me a que se trace uma linha recta de Yes passando por Jethro Tull, The Jam, até Nirvana.
Yes'ten Jethro Tull'a, Jam'den Nirvana'ya düz bir çizgi çekebilirsiniz.
Gostava dos Nirvana.
Nirvana'yı severdim.
Nós conhecemo-nos num concerto dos Nirvana.
Bir Nirvana konserinde tanıştık.
Para falar a verdade, foi o último concerto dos Nirvana antes do Kurt Cobain...
Aslında Nirvana'nın son konseriydi, Kurt Cobain'in ölümünden önce...
Não gostava lá muito dos Nirvana na altura, por isso estava um pouco aborrecido e andava por lá ás voltas, e foi aí que vi a Ann.
Nirvana'yı gerçekte beğenmemiştim sonra da, o kadar sıkılmaya başlamıştım ki etrafa göz gezdiriyordum, ve o an Ann'i gördüm.
Esta noite tem espectáculo. Porque é que voçês não aparecem?
Nirvana'da, bugün orada Retro-Night.
Então encontramo-nos no Nirvana Bar.
- Hangi Geeta? İyi, o halde bugün saat 9 da Nirvana'da buluşuruz.
O Nirvana, o grande vazio.
Nirvana, büyük boşluk. Bravo!
Fomos uma fusão dos Clash, dos Rage Against The Machine e dos Nirvana.
Clash, Rage Against The Machine ve Nirvana karışımıydık.
Gostas daquela banda Rival?
Nirvana denen gurubu sever misin?
Esses dias pertencem ao passado.
Nirvana hisleriyle, o günler de yok oldu.
Bem-vinda ao nirvana dos caipiras.
Redneck Nirvana'ya hoşgeldin.
Droga. Você consegue o nirvana, e eu, espanola.
Haydi bakalım, sen nirvana'ya, ben Espanola'ya.
É no Lago Nirvana, onde eu fui com os meus pais quando era criança.
Bir göl. Nirvana gölü. Çocukken ailemle gitmiştim.
É apenas nirvana carnal.
Şehvetin doruğu.
- Perseguição violenta da impossível carteira financeira do Nirvana.
Ne diyordun sen ona? Hiç ulaşamayacağın parasal bir mutluluk için uğraştığın saçma sapan işinden daha önemli.
Esta por alcançar o Nirvana.
Nirvana'ya.
Sou DJ no clube nirvana.
Ben DJ im