Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nobel
Nobel translate Turkish
673 parallel translation
Quando é que ganhou o Prémio Nobel?
Nobel ödülünü ne zaman aldı?
Mas se nunca teve um... e se chega à minha idade, é como o Prémio Nobel.
Ama hiç diploma almadıysan... benim yaşıma gelince... Nobel Ödülü gibi değer kazanıyor.
- D Prémio Nobel da química. Lembra-se da história da sopa caseira "Mãe Murphy"?
Murphy çorbaları davasında şahitlik etmişti.
Estou a ensinar a um vencedor do Prémio Nobel.
Ayrıca Nobel ödüllü birine ders veriyorum. - Öyle mi, kime?
Eu não me vejo como um vencedor do Prémio Nobel.
Ben Nobel ödülü aldığımı hep unuturum.
É o primo Maurice que o merece e vai tê-lo quando regressar.
Aslında kuzenim Maurice Nobel almalı. Dönünce kesin alır.
Um Phi Betta Kappa, um vencedor do Prémio Nobel.
İyi bir öğrenci, Nobel ödüllü bir bilim adamı.
Testemunha número 3! Dr. Boden, físico americano, prémio Nobel... trabalhou na bomba atómica e na bomba H. O mais brilhante cientista do nosso tempo.
3 numaralı görgü tanığı : atom ve hidrojen bombası üzerine çalışmaları olan, yaşayan en zeki, Nobel ödülü sahibi, Amerikalı fizikçi, Dr. Boden.
Prêmio Nobel da paz.
Heindrich.
- Uma Webley automática...
- A Webley automatic... lt's Nobel Prize juice.
É sumo de Prémio Nobel. Prepara-te para navegarmos para casa, Para Inglaterra!
Set sail for home, for England!
Quantos prémios Nobel é que vai ganhar?
Senin hissen kaç tane Nobel ödülü edecektir?
Acreditando que era um Prémio Nobel.
Sanki Nobel Ödülü kazandığını düşünüyordun.
Você não seria uma dessas pessoas, Sr Noble, pois não?
Bay Nobel, bana oyun oynamıyorsun, değil mi? Noble soyludur, Noble yapmaz.
Aos 24 anos, fez uma descoberta que lhe valeu o prémio Nobel.
24 yaşındaki başarısıyla Nobel ödülü almış.
Uma escritora sueca, vencedora do prêmio Nobel em 1909.
İsveçli yazar, 1909 Nobel ödülü.
Não é como se fosse ganhar o Prémio Nobel ou coisa parecida.
Sanki Nobel ödülü kazanacaksın!
Vencedor de um Prémio Nobel.
Nobel Ödülü sahibi. Ve şimdi de...
Vencedor de um Prémio Nobel pelo seu trabalho sobre o uso da quimioterapia no tratamento de psicoses agudas.
Şiddetli psikoz tedavisinde kemoterapinin kullanımı konusundaki çalışmalarıyla Nobel Ödülü'nü kazandı.
Da entrevista do Professor Walles, Prémio Nobel.
Oraya derhal birlikler gönderdik.
Prémio Nobel para ele!
"Nobel Ödülü onun olmalı!"
Está bem, ando à procura do Prémio Nobel.
Tamam. Evet, Nobel Ödünü'nü kazanacağım.
No melhor dos casos, receberá o Prémio Nobel.
En iyi ihtimalle şu Nobel Ödülü'nü alırsın.
Prémio...
Nobel...
Nobel!
Ödülü!
Também é importante, mais do que ser fã de um Nobel.
Ve bu da önemli bir şey. Hatta benim için Nobel Ödülü almaktan bile daha değerli.
Tem a ver com o premio nobel!
Kahrolası Nobel ödülünden bahsediyorum!
Isso vai dar a alguém o Prémio Nobel.
Bu şey birilerine Nobel Ödülü kazandıracak.
Vamos fazê-lo ver que o prémio Nobel não é o único que importa.
Ona, edindiği tek ödülün Nobel olmadığını göstereceğiz.
O mundo ficou hoje chocado quando o Dr. Leopold Jankowsky, prémio Nobel, do Instituto Biomédico de Bruxelas, na Bélgica.
Bugün, Belçika'daki Brüksel Biyomedikal Enstitüsünden
Deu uma conferência de imprensa para revelar a existência de uma conspiração internacional contra os Visitantes.
Nobel ödülü sahibi Dr. Maurice Jankowski'nin yaptığı basın toplantısında, ziyaretçilere karşı düzenlenen uluslararası bir komployu açıklaması, tüm dünyada şok etkisi yaptı.
Aqui vemos o Dr. Jacques Duvivier, também laureado com o Nobel... médico e bioquímico francês...
Şu anda ekranda görülen Nobel sahibi fizikçi ve biyokimyacı Dr. Jacques Duvivier,
Deram o Prémio Nobel ao tipo da genética.
Nobel Ödülünü şu genetikçiye verdiler.
Quando receber o Prémio Nobel, em Estocolmo, pensarei em ti.
Stockholm'da Nobel Ödülünü alırken seni düşüneceğim.
Tu e o teu Prémio Nobel! Grande idiota!
Sen ve senin şu Nobel Ödülün, seni kafasız.
E aqui está o homem que inventou a imortalidade, o ganhador do Prêmio Nobel, Professor Dr. Victor Kuppelweiser.
Nobel ödüllü Profesör Dr. Victor Kuppelweiser. Bay Kuppelweiser'a stüdyomuza hoşgeldin diyoruz. Ölümsüzlük demek abartılı olur.
Professor Kuppelweiser?
Sözde Nobel ödülü sahibi?
Vencedor do chamado Prêmio Nobel?
Öyle biri yok. Doğru...
Ambos são candidatos ao Prêmio Nobel deste ano.
Ayrıca ikisi de bu yılki Nobel ödülüne aday.
Para aqueles que não acompanham o prémio Nobel, eu sou o Morty Price.
Sizin gibi misafirlerimize Nobel Ödülü yaramaz. Bayanlar baylar ben Morty Prize.
Senhoras e senhores, este ano, o Prémio Nobel da Paz vai para Tim Duryea.
Bayanlar ve baylar, bu senenin Nobel Barış Ödülü Tim Duryea'ya gidiyor.
Devo admitir que me sinto um pouco como Winchester deve ter-se sentido, ou Colt, ou Nobel.
Bir winchesterın hissettirdiklerini görmezden gelmeye hazırım veya Coltun Nobelin.
Ganhei meu Prémio Nobel em 1967.
Nobel ödülümü 1967 de kazandım.
Candidato ao Nobel, liderou um protesto de direitos civis em Moscovo, há algum tempo.
Nobel'e aday bir süre önce Moskova'da sivil halklar prostestosunda başı çekti.
Estiveram a um passo de ganhar o Nobel da Física.
Nobel fizik ödülüne ramak kalmış.
Não achas que isso vale um Nobel ou dois?
Nobel Ödülü'nü hak ediyor.
Quem é esse?
- Kimya dalında Nobel ödülü var.
Vencedor do Prémio Nobel?
Nobel ödülünüz vardı galiba.
Mr. Presidente, se você quer ser um grande e santo homem, e ficar na História,
Sayın Başkan, eğer mübarek bir insan olmak istiyorsanız, tarihte iyi bir yer almak belki de Nobel Ödülü'nü almak istiyorsanız, bu insanları serbest bırakmalısınız.
Prémio Nobel. "N" maiúsculo,
Nobel Ödülü.
Para o ano, vamos tentar o Prémio Nobel.
- Bir dahaki sene Nobel Ödülüne yarışıyoruz.