Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nuke
Nuke translate Turkish
71 parallel translation
Nuke.
Atom Bombası.
Agora me chamo Nuke.
Bana artık Atom Bombası deyin.
OK, Nuke.
Tamam, Atom Bombası.
Acabe com eles, Nuke.
Hadi git bitir onların işlerini.
Estou comprometida com o Nuke esta temporada.
Bu sezon için Atom Bombası'na söz verdim.
Quer dizer Nuke.
Atom Bombası demek istedin herhalde.
Não, doçura, não disse. Eu disse "Nuke".
Hayır, Atom Bombası dedim.
Nuke? Doçura?
Atom Bombası, tatlım!
Nuke poderia ser um deles, mas você não se importa, almôndega.
Atom Bombası bu adamlardan biri olabilir, ama senin hiç umurunda değil, Et Yığını.
Crash, Nuke, o que está acontecendo?
Neler oluyor?
Os Bulls vão tentar mudar essa fase negativa... contra os Greensboro Hornets com o arremessador Nuke LaLoosh no montículo.
Bulls, Greensboro Hornets karşısında altı maçlık mağlubiyet serisini sonlandırmak istiyor. Atom Bombası LaLoosh sahnede şimdi.
Vejamos se o verdadeiro Nuke aparece.
Bakalım, gerçek Atom Bombası LaLoosh kendini gösterecek mi.
Quando o Nuke começou a escutar o Crash, tudo começou a dar certo.
Atom Bombası, Crash'ı dinlemeye başladığında, her şey yoluna girdi.
Mas o Nuke ainda estava confuso.
Fakat Atom Bombası'nın kafası yine de karışıktı.
Como pôde dizer ao Nuke para ficar longe da minha cama!
Sen hangi cüretle Atom Bombası'na benim yatağımdan uzak durmasını söylersin.
- A castidade o Nuke foi idéia sua. - Eu sei!
- İffet meselesi senin fikrindi.
O Nuke está lançando muito longe hoje.
Atom Bombası bu akşam deviremeyecek gibi.
O Nuke não estava em grande forma, mas não jogou tão mal.
Atom Bombası kötü atışlar yapmasa da bunlar asla eski atışları gibi değildi...
Ebby Calvin "Nuke" LaLoosh.
Ebby Calvin "Atam Bombası" LaLoosh.
Nuke, sabe quem é esse?
Bu adamın kim olduğunu biliyor musun?
Olhe, Nuke... os grandes rebatedores vão fazer de tudo para te intimidar no início.
Bak, Atom Bombası... Bu büyük lig vurucuları ilk zamanlar seni bi pinball makinesi gibi ışıldatmaya çalışırlar, tamam mı?
Agora que o Nuke foi embora, querem trazer um receptor jovem.
Şimdi Atom Bombası gitti, onlar da genç bir tutucu getirmek istiyorlar.
Era estranho mas, não me preocupava mais com o Nuke.
Komik olan ise Atom Bombası için endişenlenmiyordum artık.
O Nuke tinha um dom.
Atom Bombası'nın Allah vergisi bir yeteneği vardı.
O cirurgião chefe do hospital da cidade foi assassinado. Foi abatido há 20 minutos por um viciado da droga mortal Nuke.
Sağlık dairesi başkanı 20 dakika önce uyuşturucu ile alakalı olarak bir militan tarafından öldürüldü.
Nuke. O narcótico mais viciante da história.
Nuke, tarihteki en etkili uyuşturucu.
Nuke!
Nuke!
A nossa estação acabou de receber a seguinte transmissão de Cain assassino cadastrado e líder do "Culto Nuke".
Şu an cinayetten aranan ve Nuke topluluğunun lideri Cain'den bir mesaj ulaştı elimize.
Nuke, querida!
Nuke'le beni bebeğim.
Nuke.
Nuke.
Dinheiro da Nuke confiscado pela polícia.
Nuke parasına polis tarafında el kondu.
A seguir : ameaças do sindicato da polícia e aplausos do público, por os polícias terem voltado ao trabalho e terem prendido o barão da Nuke, Cain que pode não sobreviver até ser julgado.
Polis sendikası grevi ve halkın tezahüratları arasında Kuzey Metro Polisi göreve döndü ve Nuke Lordu Cain'i yakaladı. Sıradaki haber : Cain muhtemelen mahkemeden önce ölecek.
Se voltar a ouvir falares disso, não há mais Nuke para ti, cabra.
Bir daha bana öyle bağırırsan sana daha Nuke yok kaltak.
E nós temos toda a Nuke que precisas.
Ve biz buna sahibiz. İhtiyacın olan tüm Nuke.
A Nuke é de grande qualidade e é barata.
Nuke onlara kaliteyi ucuza sağlıyor.
13 mortos no que parece um massacre por dinheiro da Nuke.
Nuke parası katliamında 13 ölü var.
Este simples frasco contém Nuke suficiente para viciar um bairro inteiro.
Bu küçük kutuda bir mahalleyi uyuşturacak kadar Nuke var.
O Robocop 2 perseguirá cada laboratório, cada traficante e livrará a cidade da Nuke.
RoboCop her laboratuvarı ve her satıcıyı bulacak ve şehrimizi Nuke'dan temizleyecek.
Um edição especial do Nuke Masters!
Nuke Masters özel sayısı! Evet.
Alize, Ruckus, Nuke.
Alize, Ruckus, Nuke.
Mataram o Nuke.
Nuke'u öldürmüşler.
Quanto às Zat'nuke'tels, precisamos delas.
Zat'n'ktel'lere gelince, hepsine ihtiyacımız var.
Apenas o médio quotidiano, baixo-nível de nuke.
Sadece her zamanki, basit, düşük seviyeli bir nükleer başlık.
- Nuke, podes levar Milly a casa?
- Nuke, Milly'i eve bırakır mısın
Se não foram abatidos os B2 estarão prontos a bombardear a China e a Coreia dentro de 6 horas.
B2'erne düşürüldüğünü, değilse onlar nuke Çin ve Kuzey Kore can - - Yaklaşık altı saat.
Então eles queriam que acabassemos com o nosso próprio planetazinho.
Yani onlar bizim küçük gezegen yapmayı deneyin bize nuke için.
Vamos, Nuke.
Hadi, Atom Bombası.
O que está havendo com o Nuke?
Yüce İsa adına, Atom Bombası'nın içindeki de ne öyle?
O Nuke está nervoso porque está bloqueado e seu pai está aqui... precisamos de um galo vivo para tirar a praga da luva do José... e ninguém sabe o que dar de presente de casamento para a Millie e o Jimmy.
Şey, Atom Bombası korkuyor göz kapakları bugün sorun çıkarıyor ve yaşlı babalığı da burada. Canlı bir şeye ihtiyacımız var... Neydi, canlı bir horoz mu?
Há um tipo de Nuke para cada estado de espírito.
Her durum için bir Nuke var.
Minhas fontes dizem que a maioria deles foi enviada pela New Nuke Corp.
Bizler komite soruşturmalarının birer üyeleriz.