English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nz

Nz translate Turkish

269 parallel translation
São pessoas maravilhosas. Todos, excepto aquele Major mauzinho e aquela gémea ruim.
Hınzır Major ve hırçın ikizler dışında hepsi mükemmel insanlar.
Que porco!
Seni gibi hınzır herif!
E qué missão perversa te traz por cá?
Seni çalıların arkasından hangi hınzır görev çıkarttı?
Tem razão, Sra. Greer. não tem nada a ver com isto... e não vai confortar nada.
Haklısınz Bayan Greer, sizi ilgilendirmez ve hiç birşey de kolaylaşmaz.
E quanto tempo pretendem ficar em Tijuana?
Ve Tijuana'da ne kadar kalacaksınz?
Bem, continuas a ser aquele patife simpático.
Aynı yakışıklı hınzır duruyor.
Oh, Dave, que malandro, estás a fazê-la corar.
Dave, seni hınzır. Utandıracaksın kızı.
Se planeia expulsar-nos de outras galáxias, fracassará.
Eğer bizi diğer galaksilerden sürmeye çalışıyorsanız, bunu başaramayacaksınz.
Seu sacana!
Seni hınzır.
Sacana.
Seni hınzır.
Já cá está há muito tempo, não está?
Oldukça uzun zamandır buradasınz, değil mi?
Se eu disser que sim, não me pressiona mais?
Eğer evet dersem beni sıkıştırmayacaksınzı değil mi?
O Senhor ainda não nasceu, não existe e talvez nunca venha a existir!
Yani, siz henüz doğmadınız. Siz yoksunuz. Belki de, hiç olmayacaksınz.
São criaturas asquerosas, não?
Hınzır küçük şeyler değil mi?
Tenho grandes encargos e, como deve compreender, é-me difícil fazer face às exigências...
Ödememin çok zor olduğunu anlamalısınz...
Terão de partilhar a casa de banho.
Banyoyu paylaşmak zorundasınz ama.
Passaste um bela noite entre selvagens?
Çılgın bir gece mi geçerdin, hınzır?
É mesmo assim. Não damos por falta das coisas até precisarmos delas.
Aynen öyle.Bir şeye ihtiyacınz yoksa yokluğunu farketmezsiniz.
Não, eu quero aquela mesa! Aquela?
- En iyi masanınzı istiyorum.
- Brilhante! Como? - É aí que está a astúcia.
İşin en hınzırca bölümü de bu...
Vocês são fantásticos.
Harikasınınz çocuklar.
Não há sequer uma pista?
İyice aradınzı değil mi! Neyse.
Não se preocupe Sr B, tenho um plano sorrateiro para resolver o problema.
Endişelenmeyin Bay B, sorunu çözmek için hınzırca bir planım var.
Tenho um plano tão sorrateiro que podia pôr-se-lhe uma cauda e chamar-lhe fuinha.
Öyle hınzırca bir planım var ki, gerisine bir kuyruk takıp, adını'çakal'koyabilirsiniz.
Sua Majestade, tenho um plano sorrateiro que vos podia livrar deste problema.
Majesteleri, sizi bu dertten kurtarabilecek hınzırca bir planım var.
Diga-lhe que se encontre comigo aqui às cinco horas, para discutirmos um plano extremamente sorrateiro.
Olağanüstü hınzırca bir planı görüşmek üzere saat beşte burada benimle buluşmasını söyleyiverin.
- Claro. Então, conta-me, primo, ouvi dizer que tens um plano sorrateiro.
Söylesene kuzen, hınzırca bir planın olduğunu duydum.
- Tenho um plano sorrateiro, sir.
- Hınzırca bir planım var efendim.
Note como o poderoso aroma das tainhas podres foi entrelaçado sorrateiramente no conjunto.
Çürüyen sardalyanın çok kuvvetli kokusunun kostüme hınzırca nasıl temas ettiğine dikkat edin.
Vou puxar da arma, Baldrick, ou as palavras "tenho um plano sorrateiro" estão a marchar com pouca confiança na direcção desta conversa?
Çok mu erken davranıyorum Baldrick, ya da "hınzırca bir planım var" kelimeleri hastalıklı bir kendine güvenle adım adım bu sohbete doğru mu ilerliyor?
Não matar, com o Phil no ar.
Paralar nerede, hınzır?
Tenho um plano tão perspicaz que até passava por doninha.
Öyle hınzırca bir planım var ki, gerisine bir kuyruk takıp, adını'çakal'koyabilirsiniz.
Seu porco astucioso! Er, sim, bem, er, er, er...
Seni hınzır domuz!
Você é um cão manhoso.
Seni yaşlı hınzır seni.
Aquela mulher é tão subtil como um corno de rinoceronte num monte.
İnsanı kıçından boynuzlayan bir gergedan kadar hınzır bir kadın.
Nós acabamos de dizer... para tirar vantagem de mim.
Tek söylediğin hınzır bir yolla benimle oldun.
Querem calar-se os dois!
Siz ikiniz çenenizi kapatacakmısınz
De facto, tenho um plano sorrateiro.
Aslında, hınzırca bir planım var.
Eu, também, tenho um plano sorrateiro para apanhar o espião, Sir.
Casusu yakalamak için, benim de hınzırca bir planım var efendim.
Seu porco!
Seni hınzır!
Bem, tenho um plano sorrateiro, sir.
Hınzırca bir planım var efendim.
Um sorrateiro e subtil?
Hınzırca ve kurnazca bir plan mı?
Tão sorrateiro como uma raposa que acabou de ser nomeada Professora da sorrateirice da Universidade Oxford?
Oxford Üniversitesi'ne henüz atanan Profesör'Hınzır'kadar hınzırca mı?
Então, pensei num conjunto de questões sorrateiras para testar a capacidade do candidato para o trabalho.
Bu yüzden, adayların bu işe uygunluğunu test etmek için gereken bir dizi hınzırca soruyla geldim.
Passo a apresentar o meu plano sorrateiro.
Hınzırca planımı sunabilir miyim?
De facto, é um plano sorrateiro.
Aslında hınzırca bir plan.
Tenho um plano sorrateiro para impedir que sejamos mortos, sir.
Öldürülmekten kurtulmak için hınzırca bir planım var efendim.
Sim, vocês cientistas precisam de estar calmos e ser corajosos.
- Oturmaz mısınz? - Teşekkür ederim.
Parece preocupado por me ouvir dizer "escravo".
Mr. Fletcher, siz kuzeyden olmalısınz.
- Animal.
Hınzır.
Posso ajudar? Não. Não, estou bem, obrigado.
Leydi Farrow'u içeri almadan önce, hınzırca ve aklayakın bir mazeret uydurarak, ona kocasının alışmak için kafasına çuval geçirdiğini açıklayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]