English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Nào

Nào translate Turkish

257 parallel translation
Nào aguento mais.
Daha fazla alamam.
McCoy já nào tem que responder por esse caso.
Bay McCoy o davada artık aranmıyor.
O dinheiro ainda nào apareceu.
Çalınan para hâlâ bulunamadı.
Olho à minha volta e parece que nào está lá ninguém.
Etrafa bakınıyorum, ama ortada kimse yok gibi.
Nào sei o que faz ali porque ela nào vive lá.
Orada işi ne bilmiyorum, çünkü o evde yaşamıyor.
" Nào sei.
" Bilmiyorum.
Ela responde : "nào."
"Hayır" diyor kız.
Encaminho-me para ela, mas no meio do vapor... nào a encontro.
Sonra ona yaklaşıyorum, ama buhar yüzünden kızı bulmak zor. Sürekli gözden kaybediyorum.
Nào, estou a jogar às cartas.
Hayır! Kağıt oynuyorum!
Faz o que digo, e nào acontece nada a ninguém.
Dediklerimizi yaparsan kimsenin canı yanmaz.
Nào dês cabo da tua vida.
Hayatını böyle mahvetme.
Rufia indecente! Para ti nào há futuro!
Dinle pis serseri, senin bir geleceğin yok!
Nào se depender de mim!
Seninle uğraşacağım!
Nào há futuro!
Geleceğin yok senin!
Nào quero problemas.
Sorun çıksın istemiyorum.
Nào me interessa.
Umurumda değil!
Nào quero voltar a ver-te nem ter mais nada contigo.
Seni görmek de, seninle iş yapmak da istemiyorum.
Nào há culpa, dúvidas, medos.
Ne suçluluk, ne şüphe, ne korku.
Quem era eu para lhe dizer nào?
Ben kimim ki hayır diyeyim?
Nào estou em casa.
Şu anda evde değilim.
Nào sei se sabes disto... mas tens de me telefonar já.
Bu konuda bilgin var mı bilmem... ama beni hemen araman gerek!
Se nào me devolveres...
Eğer eşyalarımı geri alamazsam...
Por isso nào consigo ver daqui!
! Onu göremiyor olmam çok normal!
Assim como não existe um programa sem falhas nào existe progama que não possa ser invadido. estou errado?
Asla bug-olmayan bir program olmayacak asla debug edilemeyen olmayacak! Yanlışmıyım?
Aquele corpo ciborgue nào se parece comigo?
Bu siber vücut benim gibi görünmüyor mu?
Nào importa, Ja Rhumann... o sócio principal e responsável... é aquele ali.
Her neyse, bu firmanın baş idari sorumlusu ve en üst düzey yetkilisi Ja Rhumann, işte oradaki adam.
Nào sei se tenho forças para recomeçar, D'Argo.
Yeniden başlamaya gücüm var mı bilemiyorum, D'argo
A última vez que ela ajudou custou-lhe a vida, nào foi?
Johnny, Son seferinde, biraz yardım almıştı. Zavallı dostunun hayatına mal olmuştu, değil mi?
- Nào se preocupe.
- Telaşlanma.
Para nào dar nas vistas?
Fazla göze batmayayım yani.
- Nào è bem assim.
- Pek öyle değil Andrew.
Nào há igual.
İstisnasız.
Nào te esqueças do cinto.
Emniyet kemerinizi takın.
Nào, simetria.
Hayır, simetrini. Simetri.
Ainda nào sei o que significa.
Nasıl olsa anlamını bilmiyorum.
Nào são o meu povo.
Onlar benimkiler değil.
Lamento, mas nào è possível.
Kusura bakmayın, ama bu mümkün değil bayım.
Nào me importo de admitir que è a primeira vez.
Kabul etmeliyim ki bu ilk kez oluyor.
Se nào se importa, venha por aqui.
Şöyle geçer misiniz Bay Osnard?
E porque nào?
Neden olmasın?
- O dinheiro nào è problema.
- Para sorun değil.
Uma vez que o dinheiro nào è problema?
Para da mesele olmadığına göre, değil mi?
Foi o alfaiate de Noriega, nào foi?
Siz zamanında Noriega'nın terzisiymişsiniz galiba.
Nào necessariamente.
Pek yaratmaz.
Era um tipo horroroso, nào era?
Aşağılık herifin tekiydi, değil mi?
Se nào se importa.
İzninizle bayım.
Bem, tenho e nào tenho.
Savile Row. Hem özlüyorum, hem özlemiyorum.
Nào há nada igual, mas quando là estava... sempre me senti na sombra do velho Arthur Braithwaite.
Orası bambaşkaydı tabii, ama o günlerde... rahmetli Arthur Braithwaite'in gölgesinde kalıyordum biraz.
Se nào se importa.
İzninizle.
A maioria prefere a esquerda, mas nào acho que seja pela política.
Bu aralar çoğu müşterim sol tarafı yeğliyor, siyasi anlamı yok herhalde.
O Braithwaite, nào sua senhoria.
Yani Braithwaite, lord hazretleri değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]