Translate.vc / Portuguese → Turkish / Obsidian
Obsidian translate Turkish
63 parallel translation
Comandante, permita-me que lhe apresente a Korinas, a nossa observadora da Ordem Obsidiana.
Komutan, müsaadenizle sizi Obsidian Order'dan gözlemcimiz Korinas'la tanıştırayım.
- A Ordem Obsidiana sabia do empréstimo de um dispositivo de camuflagem dos Romulanos.
- Romulanlar'ın Federasyon'a bir tane... gizlenme cihazı ödünç verdiğini, Obsidian Order bir süredir biliyordu.
Aquele setor está sob controlo direto da Ordem Obsidiana e não entrarão lá.
O bölge doğrudan Obsidian Order'ın denetimi altında ve o bölgeye girmeyeceksiniz.
O que estou a dizer é que a Ordem Obsidiana tomará as medidas que forem necessárias para proteger o sistema Orias.
Orias sistemini korumak için Obsidian Order'ın gereken tüm adımları atacağını söylüyorum.
A Ordem Obsidiana também não lhes dá respostas.
Obsidian Order onlara da hiçbir cevap vermemiş.
Quando fizer o seu relatório para a Ordem Obsidiana, lembre-se de referir que eu podia ter impedido a Defiant de chegar a Orias, se não tivesse interferido.
Eğer sen karışmasaydın Defiant'ın Orias'a ulaşmasını engellemiş olacağımı Obsidian Order'a rapor yazarken belirtmeyi unutma.
Por isso, resta a Ordem Obsidiana.
Demek ki Obsidian Order'ın.
É uma agente infiltrada da Ordem Obsidiana chamada Iliana Ghemor.
Sen, Obsidian Order'ın lliana Ghemor adlı gizli ajanısın.
Os dispositivos de vigilância da Ordem Obsidiana.
Obsidian Order'in gözetleme cihazları.
Se o meu amigo estiver certo e a Major estiver nas mãos da Ordem Obsidiana, será impossível libertá-la.
Arkadaşlarım doğruysa ve Binbaşı Kira Obsidian Order'ın elindeyse onu kurtarmak imkansız.
A Ordem Obsidiana guarda tudo o que lhe chega às mãos.
Obsidian Order'ın kendilerine gelen her şeyi sakladığını biliyor muydun?
Garanto-lhe que, quando se trata da Ordem Obsidiana, nada é impossível.
Seni temin ederim Obsidian Order söz konusu olduğunda imkansız diye bir şey yoktur.
Primeiro, se algo que eu disse que fizemos está para além das capacidades da Ordem Obsidiana.
ilki, Obsidian Order'in yapabileceklerinin ötesinde bir şey var mı?
Vejo que não te esqueceste de todo o teu treino na Ordem Obsidiana.
Görüyorum ki Obsidian Order eğitiminde öğrendiklerinin hepsini unutmamışsın.
Não irias muito longe sem ser detetada pela Ordem Obsidiana.
Obsidian Order seni bulmadan yarım kilometre gidemezsin.
A Ordem Obsidiana e o Comando Central detêm demasiado poder sobre a nossa vida.
Obsidian Order'la Merkezi Komutanlığın yaşantımız üzerinde çok fazla baskısı var.
Imagine que, num só golpe, a Ordem Obsidiana desmascarará um traidor no Comando Central e esmagará todo o movimento de dissidência.
Düşünsene, tek bir darbeyle Obsidian Order, Merkez Komutanlığındaki bir haini ortaya çıkaracak ve tüm muhalif hareketi yok edecek.
A Ordem Obsidiana é Cardássia.
Obsidian Order demek Kardasya demektir.
A Ordem Obsidiana.
Obsidian Order.
O meu implante foi-me dado pelo Enabran Tain em pessoa, o chefe da Ordem Obsidiana.
İmplant bana bizzat, Obsidian Order'ın başı olan Enabran tarafından verildi.
O Comando Central, a Ordem Obsidiana, quem o exilou para aqui.
Merkezi Komutanlık, Obsidian Order, seni buraya sürgün eden her kimse.
Faltam-me resolver quatro homicídios que tenho a certeza terem sido cometidos pela Ordem Obsidiana.
Dört tane faili meçhul dosyam var. Bunların Obsidian Order tarafından işlendiğini sanıyorum.
O Tain era a Ordem Obsidiana.
Tain Obsidian Order'ın kendisiydi.
Rapidamente tornámo-nos homens muito poderosos na Ordem Obsidiana.
Uzun zaman önce, Obsidian Order'da çok üst mevkilere geldik.
O cardassiano com o qual o Quark esteve a falar, o Boheeka, creio que ele tinha mesmo razão para temer a Ordem Obsidiana.
Şu Quark'ın konuştuğu Kardasyalı, Boheeka,... sanırım Obsidian Order'dan korkmak için gerçekten bir sebebi vardı.
O Garak falou de um velho amigo no outro dia, um membro da Ordem Obsidiana.
Geçen gün Garak, Obsidian Order üyesi olan eski bir arkadaşından bahsetti.
Parece que ele pensa que eu fiz parte da Ordem Obsidiana.
Eskiden Obsidian Order üyesi olduğumu düşünüyor.
Dejar pertence à Ordem Obsidiana e foi destacada por motivos de segurança.
Dejar, Obsidian Order çalışanı. Güvenlik nedenleriyle ekibimize atandı.
Um mero alfaiate que já foi agente da Ordem Obsidiana.
Basit bir terzi mi? Eskiden Obsidian Order'ın ajanı olan basit bir tezi.
Comissário, não devia dar tanto crédito aos devaneios do bom doutor.
Obsidian Order mı? Güvenlik Şefi, hünerli doktorumuzun fantezilerini ciddiye almasan iyi olur.
E é possível que tenha sido agente da Ordem Obsidiana.
Bir zamanlar Obsidian Order ajanı olma olasılığı var.
E a Ordem Obsidiana não é prestável no que toca a responder a perguntas sobre ele.
Konu geçmişiyle ilgili sorulara gelince Obsidian Order da pek yardımcı olmaz.
- Na Ordem Obsidiana.
- Obsidian Order'dan.
O ex-líder da Ordem Obsidiana.
Obsidian Order'ın eski yöneticisi.
Sobre a minha relação com o Garak e o nosso trabalho na Ordem Obsidiana?
Garak'la ilişkimizi veya Obsidian Order'daki çalışmalarımızı?
Esta é uma operação conjunta entre a Ordem Obsidiana e Tal Shiar.
Bu Obsidian Order'la Tal Shiar'ın ortak düzenlediği bir harekat.
A Ordem Obsidiana criou um dispositivo que deverá ser muito eficaz a neutralizá-lo.
Obsidian Order bu yeteneği etkisiz kılmakta oldukça etkin bir cihaz geliştirdi.
Queria que os Tal Shiar e a Ordem Obsidiana se unissem para os destruir.
Tal Shiar'la Obsidian Order'ın güçlerini birleştirip gama çeyreğine gelmesini istediniz. Böylece onları yok edecektiniz.
Os Tal Shiar e a Ordem Obsidiana são organizações implacáveis e uma clara ameaça para nós.
Tal Shiar'la Obsidian Order acımasız ve etkili kuruluşlar. - Bizim için kesin bir tehdittiler.
Dê-me um lugar ao lado da cama do Odo e eu prometo evocar insinuações, meias-verdades e mentiras descaradas suficientes sobre a minha suposta carreira na Ordem Obsidiana para distrair o Agente durante dias.
Odo'nun yatağının yanına bir sandalye koyun ve size söz veririm ki, Obsidian Birliği'ndeki sözde geçmişim hakkında uyduracağım yarı doğru ve yüzsüz yalanlar Komiser'in kafasını günlerce meşgul edecektir.
A Kira e o meu pai disseram-me que foi agente da Ordem Obsidiana.
Kira'da babamda senin eskiden bir Obsidian ajanı olduğunu söylediler
Os boatos dizem que a Ordem Obsidiana teve-o sob vigilância vários meses.
Söylentiye göre Obsidian Order onu birkaç ay boyunca izlemeye almış
A Ordem Obsidiana?
Obsidian Order?
Só gostava de ainda ser membro da Ordem Obsidiana.
Keşke hala Obsidian Teşkilatı üyesi olsaydım.
Disse, mas o Tian foi líder da Ordem Obsidiana durante 20 anos.
Gördüm, ama Tain 20 yıl Obsidian Order'in başındaydı.
Como tentei explicar aos seus homens, chamo-me Kamar e sou membro dos Serviços de Informação de Cardássia, a que antes chamávamos Ordem Obsidiana.
Adamlarınıza söylediğim gibi, ismim Kamar ve eskiden Obsidian Teşkilatı olarak adlandırılan Cardassian İstihbarat Bürosu'nun üyesiyim.
Um colega da Ordem Obsidiana um velho amigo um informador de confiança alguém que lhe deva um favor.
Obsidian Teşkilatı'ndan biri... Eski bir arkadaş... Güvenilir bir muhbir...
Não pôde reconhecê-lo publicamente porque era o chefe da Ordem Obsidiana.
Obsidian Teşkilatı'nın başı olduğu için beni alenen tanıyamamıştı.
A Ordem Obsidiana funcionava assim.
Obsidian Teşkilatı da aynı şekilde işlerdi.
Black Obsidian, vingança das sombras da noite, corre o herói de sangue como um rio.
Kara Obsidian, Kara gölgelerin intikamı Kahraman'ın kanı nehir olup aktı.
É uma questão da Ordem Obsidiana.
Bu Obsidian Order işi.