Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ohh
Ohh translate Turkish
1,145 parallel translation
Afaste-se!
- Ohh geri çekil!
Como?
Ohh!
Está a correr muito bem.
Ohh, bu iyi çok iyi yarış çıkarıyorsun.
Vim sózinho.
Ohh hayır, hayır, hayır..
Falkor, estiveste bem.
Falkor, harikaydın! Ohh...
Bastian!
Ohh, Bastian!
Ele é atrasado mental.
Ohh... zihinsel özürlü.
Oh!
Ohh!
- Ei!
- Hey! - Ohh!
Ohh, filho da puta.
Orospu çocuğu!
Ohh, é melhor que o faça. Tenho um trabalho para ele.
Daha iyi olacak Ona bir işim var
- Ohh! Me casei com teu papi... porque me fizeram uma tarta com creme de queijo geada.
Babanla bana pasta yaptığı için evlendim.
- Não a menos que controlem os tragos. Ohh.
İçkileri bedava vermezlerse yetmez.
Ohh.
- Tanrım.
Uau, essa é forte!
- Ohh, çikin şey. - Eveet.
- Bati com a cabeça em algo.
Ohh! Kafamı birşeye çarptım.
Ele também é hermafrodita. Ohh!
Adam çift cinsiyetliymiş.
Ohh! Merda. - Ah.
Siktir.
- Ohh.
- Ohh.
Ohh!
Ohh!
- É para a Ursula.
Bu Ursula için. Ohh, anladım.
- Vai ter de mo guardar.
Ohh! Şey, bunu içeriye taşımamda bana yardım edecekmişsin..
- Schmoopie...
Pisicik, pisicik! Ohh!
Ohh...
Ooh.
Deixa-te estar deitado, lindo.
Ohh! onu öle tut, bebeğim.
Meu leite de magnésio!
Benim sütlü magnezyumum. Ohh!
Eu digo-te quando acordar.
- Uyanınca sana haber veririm. - Ohh!
Tou-me a vir!
Oh! Oh! Ohh!
Filho, estás bem!
Oh, bebeğim iyisin! Ohh!
Isso é maneira de tratar um velho amigo da família?
Ohh. Eski bir aile dostuna böyle mi davranılır?
Touché. Ohh!
... Touché!
Harry, tenho a certeza que com o tempo o meu traseiro vai aprender a perdoar. - Posso?
Ohh Harry, zamanla seni affetmeyi öğreneceğimden eminim.
Bem, penso que talvez fosse melhor deixar isso comigo.
Ohh bence.. Bence sen daha iyi yaparsın.
Mas decisas o que decidires, estou contigo até ao fim.
Ama ne karar verirsen ver... Senin yanında olacağım. Ohh Meg.
Eu não sou cega, eu consigo ver isso.
Kör değilim, seni budala. Ben de görebiliyorum. - Ohh!
Ohh.
Oh.
Ohh, lindo!
Güzelliğe bak!
Espera, Ohh.
Bekle. Hey, sakin ol.
Merda!
Off! Kahretsin! Ohh!
Sou um pónei!
Ohh!
Tenho as pernas a arder!
Ohh! Buzağılarım doğuyor!
Quando via o espectáculo do Mike Douglas ficava húmida.
Ohh, Mike Douglas. Ah, Mike Douglas'ın programını izlerken, hep sırılsıklam olurdum.
Eu dormi, não foi?
Ohh uyuyakaldım değilmi?
Ohh, tarde!
Geciktim.
Ah, ohh.
Ben...
Vejamos!
Hayır! Ohh, hadiii!
Oh, miúdo.
Ohh ufaklık...
Olhem como cresce.
- Ohh!
Ohh horrivel!
Oh, içim ürperdi!
Vou ter um aneurisma!
Maço oluyorum... - Ohh!
És gordura.
- Ohh!