English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Online

Online translate Turkish

2,673 parallel translation
A Debbie encontrou um "post" "online".
- Debbie internette bir mesaj buldu.
Há algo estranho sobre o material comprado "online" pelo Shane.
Shane'in internetten aldığı bazı şeylerle ilgili tuhaf bir şey var.
- Fomos às compras. Fizemos compras online em casa.
İnternetten pantolon aldık.
É um jogo online, mas ele diz que é mais um estilo de vida.
İnternetten oynanan bir oyun ama ona göre bir hayat tarzıymış.
Assim que o Kingfish ficar online, faço o login e o download da lista.
Kingfish isimli ağ çevrimiçi olur olmaz, o ağa bağlanıp listeyi indiriyorum.
O Kingfish está online.
Kingfish çevrimiçi.
Temos de ficar online antes do comprador.
Alıcıdan daha önce çevrimiçi olmalıyız. Hadi.
Não, é como fazer compras online, só que para cocaína.
Hayır. İnternet'ten alışveriş gibi. Sadece kokainlisi.
Pelos vistos, a farmácia online do Krieger é um sucesso...
Krieger'ın İnternet satışları çok iyi gidiyor. O yüzden...
Vou vendê-los online.
O zaman internetten satarım.
Ele é o colector e trata dos jogos ilegais online, também.
Hem tahsildar hem de yasadışı online kumarla o ilgileniyor.
2 ANOS DEPOIS, UM VÍDEO APARECEU "ONLINE".
2 YIL SONRA İSE, ORTAYA BİR VİDEO KAYDI ÇIKTI.
Tudo o que aparecer online.
Herhangi biriyle ilgili bir şey çıkarsa...
De acordo com o meu novo sistema de horário online, o seu treinador não está, e o Trent irá substituí-lo.
Bulut tabanlı yeni zaman çizelgesi sistemime göre senin eğitmenin gelmeyecek. Onun yerini Trent dolduruyor olacak.
Vive o futuro com agendamento online.
Bulut tabanlı zaman çizelgesinin geleceğini keşfet.
Coloquei a agenda dos instrutores num calendário online compartilhado.
Bütün eğitmenlerin çizelgelerini çevrimiçi bir takvime koydum.
Mas bastaram algumas horas de conversa online para a minha filha, uma brilhante economista brasileira,
Birkaç saatlik internet sohbetiyle kızım, kendisi Brezilya'nın gözde ekonomisti,
A nossa equipa de Comunicações disse-nos que apanhamos alguns sinais erráticos de torres de telemóvel aleatórias, e servidores ainda "online".
Muhaberecilerin söylediğine göre bazı baz istasyonlarından ve hâlâ aktif olan sunuculardan sinyaller alabiliriz.
Jogos online são o futuro.
Online oyun dünyasında gelecek var.
Reaper-1 está agora online.
Yırtıcı-1 şu an hatta.
Uma rapariga assim tem que entrar "online" algures.
Böyle bir kız bir yerlerde internete girmiş olmalı.
Blake, preciso do teu conhecimento, para me ajudar a localizar a actividade da Sue "online".
Blake, Sue'nun çevrimiçi aktivitelerini bulmak için kelimeden aklın lazım bana.
Não. É um fórum "online", a falar sobre uma menina de 4 anos com problemas.
Olamaz. 4 yaşındaki sorunlu bir kızın tartışıldığı bir online forumdan.
Eu não sei, mas, vou-te enviar este relatório de investigação "online", imediatamente.
Bilmiyorum ama size bu online araştırma raporunu gönderiyorum.
E não fazem a mínima ideia que ela tem andado a procurar novas crianças "online".
Ve yeni çocuğunu internetten bulduğunu da bilmiyorlar.
Desculpe ter que perguntar, mas estava online nesse período?
Bunu sorduğum için üzgünüm ama o süre boyunca hiç çevrimiçi oldunuz mu?
- Não é algo que se vê online.
İnternette bulabileceğin bir şey değil. Rastgele çekilmiş.
A mãe de Aaron disse que ele não tinha amigos. Mas que passava muito tempo online.
Aaron'ın annesi çok arkadaşı yok dedi, ama internette çok zaman geçiriyormuş.
O Aaron mantinha um diário sobre as conversas online.
- Aaron konuşmalarının günlüğünü tutmuş.
Foi feito por todas as pessoas que o Aaron conheceu online.
Aaron'ın internet üzerinden tanıştığı insanlar tarafından yapılmış.
Promete-me que não voltas a falar online sobre isto!
Bu konudan kimseye bahsetmeyeceğine söz ver!
Também estive online.
Ben de hâlâ formumdayım.
Tentei assinar a The New Yorker pela Internet e recusaram.
The New Yorker'dan online abonelik almaya çalıştım. Ve beni reddettiler.
As vendas online dispararam.
İnternet satışları iyi.
E online?
İnternetten denedin mi?
Um anúncio de emprego "online", ao qual o Parrish afirma ter respondido.
Bu Parrish'in internet üzerinden başvurduğu bir iş ilanı.
Eu fingi ser outras pessoas online.
İnternette başka biriymişim gibi davranıyorum.
O Sr. Pau grande, não está online?
Bay Koca Yarak internette değil mi?
Divulgaram que a Lily Gray está na Europa.
Online dergi, Lily Gray'ın Avrupa'da olduğuna dair bir haber geçti.
Eu frequento um fórum online.
Bak, şu internet forumuna giriyordum, tamam mı?
Então no mês passado, acho que ele procurou-me online.
Geçen ay, sanırım beni internetten bulmuş.
"Online".
İnternet üzerinden.
Enquanto tratava da página deles no "Facebook", tornei-me amigo "online" de alguém que se auto-intitulava "Indolor."
Facebook sayfasını yönetiyorken Acısız rumuzunu kullanan biriyle tanıştım ve bir süre sonra arkadaş olduk.
OLÁ, ESTÁS ONLINE?
Çevrimiçi misin?
Online. Conversam diariamente. Quem é ela?
- Her gün konuşmuşlar.
- Encontros online?
- Online flört.
Talvez devesse preocupar-se mais com o que vai acontecer se o Samaritano ficar online, do que o que vai acontecer com um "faxineiro" qualquer.
Belki bir hademeye ne olacağından çok Samaritan online olduğunda olacaklardan endişe etmelisin.
Nos primeiros 30 minutos depois de o Samaritano ficar online, muita gente vai ser morta.
Samaritan online olduktan sonraki ilk 30 dakika birçok insan öldürülecek.
O que se passou com os teus encontros online?
İnternetten kız bulma işleri ne oldu?
Tu foste a pessoa mais fixe que já encontrei online, e fiquei nervoso e estraguei tudo.
Sen internette gördüğüm en süper insandın ve ben de çok gerildim sonra da mahvettim işte.
Estás a jogar online?
Çevrimiçi mi oynuyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]