Translate.vc / Portuguese → Turkish / Organ
Organ translate Turkish
2,318 parallel translation
Doadores têm que ser compatíveis com receptores.
Organ alıcıya uygun olmalıdır.
Vamos começar com uma fonte potencialmente grande para órgãos saudáveis, as vítimas de homicídio.
Harika bir sağlıklı organ kaynağıyla başlayalım, Cinayet kurbanları.
E se este caso exigir, acredite-me, vou reter todos os órgãos que encontrar, incluindo aqueles que deveria estar monitorizando.
Ve bu dava gerektirirse, Bana güvenin, bulabildiğim her organı elimde tutacağım, Sizin takip etmekle yükümlü olduklarınız da dahil.
Temos um complexo conjunto de controlos e inventários para evitar que órgãos ilegais entrem em nosso sistema.
Kayıt dışı organ girişini önleyecek, ayrıntılı bir Denetim ve kontrol sistemimiz var.
Então está-me a dizer que não há como conseguir um transplante sem estar neste fila de espera?
Bekle bekle. Yani sen diyorsun ki ; Sizin sıranıza girmeden, organ nakli yaptırmanın bir yolu yok.
Então, esta sua base de dados... incluiria todos aqueles que estão procurando um doador de órgãos?
Peki sizin veritabanınız... Organ bekleyen herkesi ihtiva eder mi?
Estamos cruzando a base de dados de pessoas que estavam esperando transplantes no sul da Califórnia há dois meses.
İki ay önce, Güney Kaliforniya'da organ nakli bekleyen Kişilerin veritabanının, çapraz kontrollerini yapıyoruz.
74 delas morreram antes de conseguir um transplante, ficando eliminados.
74 tanesi, organ naklinden önce ölmüş. Onları çıkarıyoruz.
Certo, assim sobram 245 pessoas na área de LA que receberam órgãos.
Tamam, demek ki Los Angeles'te organ nakli yapılan 245 kişi kalıyor.
Agora faz parecer que pessoas estão sendo caçadas nas ruas de L.A. por seus órgãos.
Los Angeles sokaklarında, İnsanları organ peşine düşürmeyi, Başarmış gibi görünüyorsun.
Só precisamos fazer um acompanhamento dos transplantes aqui no sul da Califórnia.
Burada, Güney Kaliforiya'da ki Organ nakillerini takip etmemiz gerekiyor.
Mas quando o encontramos, e descobrimos que era compatível comigo,
Ama onu bulunca, Bana organ vermeye uygun olduğu anlaşıldı,
Dr. Luis Navarro. Cirurgia e medicina de transplante.
Dr. Luis Navarro Organ nakli ve cerrahi uzmanı.
O nome de sua filha, o órgão que está recebendo,
Kızınızın adı, Nakli yapılacak organ,
Bem, foi falsificação e amigos de onze hospitais de transplante de todo o sul da Califórnia, que estão cansados de assistirem a pessoas decentes morrerem todos os dias...
Şey, sahte belge, ve Güney Kaliforniya'daki 11 organ nakli hastanedeki, Her gün iyi insanların ölümünü izlemekten harap olmuş dostlar. Bana isim lâzım doktor, vaaz değil.
No meu portátil atrás de você, há um arquivo com todos os os nomes que quer, incluindo as medidas precisas de todos os meus receptores potenciais e seus doadores.
Arkanızdaki bilgisayarımda, Benim olası tüm organ alıcılarımın Ve diğer vericilerimin, hassas ölçümleride dahil,
Acho que encontrei um lugar para vender este órgão.
İnternette bu organı satabilecek bir yer buldum.
Era dador de órgãos.
Kendisi organ bağışçısıydı.
Precisamos de mais entranhas.
Biraz daha iç organ lazım. - Yarabbi!
Ela teve um qualquer tipo de discussão com o pai de uma das crianças transplantadas.
Organ nakli yapan çocuklarından birinin babasıyla tartışma gibi bir şey yaşamışlardı.
A família de Whaling actualizou a situação como doador.
Ailesi organ bağışı durumunu henüz güncelledi.
Remover a minha própria genitália com uma tesoura enquanto tu vês.
Sen seyrederken, bahçe makasıyla cinsel organımı kesmek.
Tirar dois minutos para salvar uma vida, ao preencher um cartão de dador de órgãos.
Organ bağışı kartı doldurarak bir hayat kurtarmak için iki dakikanızı harcamanız.
Porque é que o teu namorado não pensa com outro órgão sem ser o coração?
Neden sevgilin kalbinden başka bir organıyla düşünemiyor?
Se esperarmos, pode entrar em falência multiorgânica.
Biraz daha beklersek, hastada çoklu organ yetmezliği gelişebilir.
Mas ouçam, ele decidiu ser um dador de orgãos antes de morrer.
Ama dinleyin, ölmeden önce organ bağışçısı olmaya karar vermiş.
- Sou dador de orgãos, E?
Ben de organ bağışçısı mıyım E.?
Tenho genitais, tenho probabilidade de excitação sexual.
Cinsel organım var, cinsel arzularım oluyor.
Agora que me comprometi a conservar o corpo, sou traído pelo meu apêndice, um órgão vestigial.
Tam da bedenimi korumak için bir söz vermişken işlevsiz bir organım olan apandis tarafından ihanete uğradım.
Grave deterioração de tecido orgânico, sistemas imunológicos reduzidos.
Organ dokularında aşırı çürüme, bağışıklık sistemlerinde çökme...
Então, depois das vítimas serem raptadas, os miúdos voltaram com degeneração celular maciça e atrofia dos órgãos internos.
Çocuklar kaçırıldıktan sonra hepsinde hücresel bozulmalar ve iç organ körelmeleri görülmüş.
Já estava na lista há mais de um ano à espera de um dador.
Bir yıldan fazla süredir organ bağışçısı bekliyordu. - Kalp nakli mi oldu?
Uma pesquisa nos registos policiais de vários estados revelou vários roubos de órgãos nos últimos dois meses.
Farklı bölgelerdeki polis kayıtlarına göre son birkaç ayda birçok organ hırsızlığı olmuş.
Parece que sim.
- Organ nakil yaptırmış olan var mı?
Estamos a lidar com um traficante de órgãos arrependido.
Vicdan sahibi bir organ hırsızıyla karşı karşıyayız.
Um pneu picado, uma máquina de café e um corpo ralado como se fosse queijo, se é o que isto é.
Dilimlenmiş bir araba lastiği,.. ... kahve makinesi,.. ... ve peynire bulanmış bir organ, ki aradığımız şey buysa.
Falência múltipla dos órgãos, mas sem razão aparente.
Çoklu organ yetmezliği ama belli bir sebebi yok.
À frente da Securities and Exchange Commission, Obama pôs Mary Shapiro, a anterior directora da FINRA, a entidade auto-reguladora da indústria bancária.
Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonunun başına ise yatırım bankacılığı öz denetleme organı FINRA'nın CEO'su Mary Schapiro'yu getirdi.
Vamos prosseguir com a remoção.
Organ alımıyla devam ediyoruz.
Preparar, o implante, por favor.
Organ nakline hazır olun.
Cábulas, porno... outros órgãos?
Kopya kağıtları, prezervatif, canlı organ.
Tens que lhe acertar num ponto fraco.
Üreme organına vurmalısın.
Lá sereis enforcado, mutilado enquanto ainda vivo, as vossas partes privadas amputadas e as vossas entranhas retiradas do vosso corpo e queimadas perante vós.
Orada asılacak, hala hayattayken gövdeniz yarılacak, cinsel organınız kesilecek, bağırsaklarınız vücudunuzdan çıkarılacak ve gözünüzün önünde yakılacak.
A tua cona é uma sentença de morte.
Senin organın tam bir idam cezası.
Acontece que P.T. Barum, usou isso para... conforme escrito aqui : "aumentar o fascínio em seus números... alongando membros humanos e em alguns casos... órgãos internos".
P.T. Barnum bunu alıntı yapıyorum, "gösterilerinin daha etkileyici olması için uzuv hatta duruma göre organ oluşturmak için kullanıyormuş."
O seu pedido para um transplante foi negado pelo seguro.
Organ nakli talep etmiş ama sigortası bunu reddetmiş.
- Tuberculose pode afectar os três órgãos.
Tüberküloz üç organı da etkileyebilir.
Sonhar com órgãos genitais é um mau presságio.
Rüyanda cinsel organ görmek uğursuzluk getirir derler.
Durante a reconstrução, o Dr. Hunt continua com a Linda, usando uma aorta de um dador humano para preparar os vasos para a reimplantação.
Yeniden inşa etme sırasında, Dr. Hunt, Linda ile beraber olacak donör aortu ile organı tekrar yerine koyana kadar damarları hazırlayacak.
Preciso de nomes, doutor, não me de um sermão!
Onlara cinayet kurbanlarından organ verdiğimi
Porquê? Há pessoas que se opõem firmemente à doação de órgãos.
Organ bağışına şiddetle karşı çıkan insanlar var.