English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Osgood

Osgood translate Turkish

118 parallel translation
Sou Osgood Fielding, o Terceiro.
Ben Üçüncü Osgood Fielding.
O Osgood? O do elevador?
Tanıdın değil mi, Osgood?
O Osgood pediu-me em casamento.
Osgood evlenme teklif etti.
Não podes casar-te com o Osgood.
Osgood'la evlenemezsin.
- O Osgood deu-me uma pulseira.
- Osgood bana bir bilezik verdi.
Não queremos magoar o Osgood.
Ne de olsa, Osgood'un duygularını incitmek istemeyiz.
Põe batom, fica bonito para o Osgood.
Osgood'a güzel görünmek için rujunu düzelt.
Temos um iate, uma pulseira, tu tens o Osgood, eu a Sugar.
Yatımız, bileziğimiz, senin Osgood'un, benim Şeker'im var.
- São do Osgood.
- Onlar Osgood'dan.
- Telefonamos ao Osgood.
- Osgood'u arayacaksın.
- O Osgood vem-nos buscar ao cais.
- Osgood, bizle rıhtımda buluşacak.
Não posso usar o vestido da tua mãe.
Osgood, annenin gelinliğini giyerek evlenemem.
Vou ser franco contigo.
Osgood, sana karşı dürüst olmalıyım.
- Não estás a perceber.
- Anlamıyorsun, Osgood.
Bascombe G. Osgood. E nós a veremos no tribunal.
"... müvekkilimiz Bascombe G. Osgood'a aittir. " Mahkemede görüşürüz hanımefendi.
Osgood.
Osgood.
No Centro Médico, Michelle Osgood é uma paciente muito especial, com um problema muito especial.
Revirde, Michelle Osgood adında özel bir sorunu olan, özel bir hasta var.
O Engenheiro responsável é Patrick Osgood, marido da doente terminal. Um homem que tem tido visões da destruição de Alfa pelo fogo.
Şef Mühendis Patrick Osgood, ölüm döşeğindeki hastanın kocası, rüyalarında sürekli Alfa'nın şiddetli bir yangın tarafından... yok edildiğini görmekte.
É uma coincidência incrível que o Engenheiro Osgood tenha previsto tudo isto.
Asıl inanılmaz rastlantı, Şef Osgood'un bu olayı önceden bilmiş olması.
- É a Michelle Osgood.
- Michelle Osgood.
- Também a vida da Michelle Osgood.
Michelle Osgood'un yaşamı da öyle.
Tivemos um problema com o Osgood no armazém de explosivos.
Helena, patlayıcı odasında Osgood'la biraz mücadele ettik.
Os armazéns de explosivos dos níveis B, C e D estão interditos a pessoal não-autorizado. E especialmente a Patrick Osgood.
B, C, ve D seviyelerindeki patlayıcı odaları yasak bölge ilan edilmiştir, özellikle de Pat Osgood'a.
- E a Michelle e o Osgood?
- Peki ya Michelle ve Osgood?
- Sim, a profecia do Osgood...
- Evet. Osgood kehaneti.
O Osgood levou a Michelle para as catacumbas.
Osgood, Michelle'i mezarların derinliklerine götürmüş.
E o Osgood?
- Osgood nerede?
- E o Osgood?
- Ya Osgood?
Aceitas, Charles Osgood Justice...
Sen, Charles Osgood Justice...
Não há nada melhor do que uma missão cumprida com delicadeza, mas agora era altura de conhecer o "manda-chuva", Secretário Osgood.
Başarıyla tamamlanmış bir işten keyiflisi yoktur. Şimdi Bakan Osgood ile görüşmeliydim.
O Secretário Osgood tinha razão quando disse que havia muitos alienígenas em Vegan.
Bakan Osgood, Vegan'da bir sürü yaratık olduğunu söylediğinde haklıymış.
E agora, com o esboço do crime que vira no monitor do Osgood, estava pronto para um pouco de convívio lunar e bisbilhotice.
Osgood'un ekranında gördüğüm yaratığı robot resmi ile araştırırken Aydaki sosyal hayatıda tanıyıp öğreniyordum.
Eu tinha contactado o Secretário Osgood.
Bakan Osgood ile irtibata geçtim.
Sabíamos que eles estavam no hotel em Washington, não, Osgood?
Washington'da hangi otelde kaldıklarını biliyoruz değil mi Osgood?
E reze para que o Osgood não recorde o que pensa ter visto no hotel do que pensou que ele viu...
Osgood'un otelde neler gördüğünü hatırlamaması için parmaklarını çapraz tut.
Um Blip falando com Tina Gostosa.
Bir Bip, Tina Osgood'la konuşuyor.
vejamos que tempo demoras a aviar o Osgood.
Şu Osgood'u ne kadar hızlı becerebileceğini görelim.
Cala-te, Osgood.
Kapa çeneni, Osgood.
- Osgood, uma carapaça de tartaruga.
- Osgood, git bana bir kaplumbağa kabuğu getir.
Osgood, para a tartaruga.
Osgood, kaplumbağalar için.
- Cala-te, Osgood.
- Kapa çeneni, Osgood.
O Osgood não acha a pila se a luz estiver apagada.
Osgood ışık yoksa kendi şeyini bulamaz Ama yine de idare ediyor.
Slim, Osgood, Burley... vejam se ela está na cidade.
Slim, Osgood, Burley, kız kasabada mı bakın.
Eu sou a Marmee Osgood em "Red Coats and Blue bloods".
"Red Coats and Blue Bloods" ta Marmee Osgood olacağım.
Ouve, eu queria os carregadores até se livrarem...
Osgood'u yollayana dek Chargers'ı istiyordum.
Há uma festa de beneficência no Museu Osgood e a minha mãe é a supervisora honorária.
Osgood Müzesi'nde yardım toplama kampanyası var annem de onursal patron. - Bu harika.
Adoro o Osgood.
Osgood'u severim.
O Osgood e a tua mãe?
İstiyorum. Yani Osgood ve annen?
Apanhámos o Osgood, Helena!
Şimdi olmaz. Helena, Osgood'u yakaladık.
Osgood!
Osgood!
Pus o Osgood de guarda na estrada.
Hayır yola Osgood bakıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]