English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Otto

Otto translate Turkish

1,310 parallel translation
Penso que o realizador-produtor Otto Preminger contribuiu mais do que ninguém para o fim do Código de Produção.
... homoseksüellik, savaşın çirkin yüzü,.. ... idam gibi konular vardı.
A sua cruzada contra a censura levou-o de ingênuo... até certo ponto, uma comédia acerca de "virgens profissionais", a "Advise Consent" que denunciava a corrupção política em Washington e chegava a mostrar bares "gay".
Yeni bir gerçeklik sinemaları sarsıyordu. Bence yapımcı-yönetmen Otto Preminger'ın Yapım Kuralları'nın sonunu getirmede herkesten büyük katkısı oldu.
Há um tipo chamado Otto Ludwig Piffl.
Biz sana ne önerebiliriz?
Quer o seu relógio de cuco? - Errado. - Quer o Piffl de volta.
Doğu Alman polisi tarafından göz altında tutulan Otto Ludwig Piffl diye bir adam var.
Otto não fala inglês.
- Otto İngilizce bilmez ki. Değil mi Otto?
Otto, porque não vais buscar gasolina?
Otto neden biraz daha benzin almıyorsun.
Põe o autocarro a trabalhar, Otto!
Otobüsü çalıştır Otto! Otobüsü Çalıştır!
- É o cheiro do blusão do Otto.
- Otto'nun ceketi kokuyor.
Otto, há pressão.
Tamam, Otto. Üstünde baskı var.
Tu consegues, Otto!
Yapabilirsin, Otto.
- Tu consegues, Otto!
- Yapabilirsin, Otto.
Tu conse...
Yapabilirsin, Otto.
O Otto, acho eu.
Otto diye biri, sanırım.
- Não acredito que o Otto derrubou 7 de 10.
- Otto'nun 7-10 kukalarını devirdiğine inanamıyorum.
Sra. Otto.
Bayan Otto mu?
Importa-se se me sentar um pouco, Sra. Otto?
Bir dakikalığına oturabilir miyim? Sizinle konuşmak istiyorum.
O que eles vão conseguir com isso?
Onun için kimi tuttular? Öfkelisiniz, değil mi, Bayan Otto?
Sra. Otto, não existem acidentes.
Bayan Otto, kaza diye birşey yoktur.
Sr. Otto, há quanto tempo Dolores conduz aquele autocarro?
Bay Otto, Dolores ne zamandan beri o otobüsü kullanıyor?
Ouça-me, Sra. Otto! E ouça-me com atenção.
Beni dinleyin, Bayan Otto... çok dikkatlice dinleyin.
É quase impossível que alguém termine na prisão, Sra. Otto.
Herkesin hapse girmesi mümkün değildir.
"Urso" Otto.
Bear Otto.
- Otto.
Otto.
PSICOTERAPIA PSICODINÂMICA EM DOENTES PSICÓTICOS por OTTO KERN BERG
RİSKLİ HASTALARDA PSİKODİNAMİK PSİKOTERAPİ / OTTO KERNBERG
Ele tinha dois doutoramentos, em Direito e em Ciência Política, por isso era conhecido como Doutor Doutor Rasch.
Otto Rasch'ın kontrolü altındaydı. Otto Rasch aynı zamanda Dr. Dr. Rasch olarak tanınıyordu.
O Einsatzgruppe D era liderado por Otto Ohlendorf, um talentoso economista e o líder mais intelectual dos Einsatzgruppen.
D birliğinin başındaysa yetenekli bir ekonomist ve bütün birlik komutanlarının en entelektüeli sayılan Otto Ohlendorf bulunuyordu.
Diria que o meu nome é Otto, que se lê da direita para a esquerda e vice versa.
Sonra da, adımın Otto olduğunu, tersten de aynı okunabildiğini söyleyecektim.
Ok, Otto?
Ne dersin, Otto?
O meu nome é Otto.
Benim adım, Otto.
Sabes porque é que me chamo Otto?
Adımın neden Otto olduğunu bilmek ister misin?
Otto, por favor. Agora não é o momento.
- Otto, bunun sırası değil.
Decidi que o Otto falava por fora e o meu pai por dentro.
Konuşanın Otto, içindekininse babam olduğuna karar vermiştim.
Falei com ele, todas as tardes sem que o Otto me ouvisse.
Her gün. Otto farkında olmasa da, onunla içimden konuşurdum.
- Olá Otto.
- Günaydın, Otto.
Um dia vais poder vê-la, Otto.
Bittiğinde sen de görebilirsin, Otto.
O meu pai demorou muito tempo a deixar o Otto e morrer de vez.
Babamın Otto'yu bırakması ve gerçekten ölmesi uzun zaman aldı.
Sabes porque o meu nome é Otto?
Adımı neden Otto koymuşlar biliyor musun?
Numa tarde de Domingo finalmente escutei o Otto.
Bir pazar günüydü, sonunda Otto'yu dinlemiştim.
Otto o piloto.
Pilot Otto.
E é por si que tenho este nome em sua homenagem, Otto.
Bu yüzden, bana onun adını vermişler. Otto.
A carta de amor do avião veio do Otto, não do meu pai.
Kağıt uçaklardaki aşk mektubu Otto'dan gelmişti, babamdan değil.
Naquela tarde de Domingo eu soube que o Otto estava apaixonado por mim.
Bir pazar günü, Otto'nun bana aşık olduğunu keşfetmiştim.
Otto trava. Salta. Salta.
- Otto, yavaşla!
Salta.
Otto, atla!
Ninguém tem um coração como o Otto.
Otto'nunki gibi bir kalbe sahip olan kimse yok.
Detective Otto, não é?
Dedektif Otto, değil mi?
Otto!
- Otto.
Isto é o que foi feito.
Yapılan buydu, Bayan Otto.
O Einsatzgruppe C era liderado por Otto Rasch.
C grubu biri hukuk diğeri Siyasi Bilimler alanında doktora yapmış olan
- Adeus.
- Güle güle, Otto.
É tarde.
Geç oldu, Otto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]