Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pacey
Pacey translate Turkish
33 parallel translation
Qual é a tua opinião sobre isto, Bill?
Pacey, şimdilik elimizde neler var?
Pacey, está monopolizando a brisa.
Pacey bütün esintileri tekeline alıyorsun.
Pacey Witter é a personificação do protagonista falível.
Yürümek ve konuşmak, yanılabilir belirginin somutlaşması değilse Pacey Witter bir hiçtir.
Boa noite, Pacey.
İyi geceler, Pacey.
Se acha que isso vai ajudá-la a esquecer Pacey...
Eğer bu küçük çılgınlığın Pacey'i unutmana yardım edeceğini sanıyorsan...
Agradeça a seu pai por mandar ajudantes.
Pacey, bize yardım ettiği için babana teşekkürlerimi ilet.
Não ia te contar, Pacey.
Sana söylemeyecektim, Pacey.
Tenho uma sugestão. O que acha de "Pavilhão Pacey J. Witter"?
"Pacey J. Witter Wing" nasıl olur?
- Por favor, Pacey...
Pacey, lütfen.
Há vários lugares tranqüilos.
Bir sürü sessiz yer var, Pacey.
Eu não fiz isso.
Ben bulamadım, Pacey.
Não estou perguntando o que podemos fazer... e sim o que você quer fazer.
Neyi yapamayacağımızı sormuyorum, Pacey. Ne yapmak istediğini soruyorum.
- Quero ficar com você.
Seninle olmak istiyorum, Pacey.
- Como assim? - Ontem à noite eu e Pacey... voltamos a namorar.
Dün akşam, Pacey ile tekrar birlikteydik.
Vamos parar de usar essa metáfora... e falar do que realmente estamos falando?
Pekala, Pacey, şu mecazı lütfen kesebilir ve aslında ne hakkında konuştuğumuzu söyleyebilir miyiz?
Pacey, não faça isso.
Pacey, lütfen bunu yapma.
Não está falando sério.
Böyle demek istemedin, Pacey.
Não pode estar falando sério.
Pacey, ciddi olamazsın.
- E sou. Tanto que foi atrás de Pacey e lhe contou tudo.
Bana derin duygular besliyordun ve doğruca Pacey'e gidip her şeyi baltaladın?
Não falo com ele desde que me deixaram aqui.
Pacey? Beni bıraktığınızdan beri Pacey ile konuşmadım bile.
Depois que lhe contou que inventei o ataque de Rob... para ficar com ele de novo.
Pacey'e, Rob hikayesini onu geri kazanmak için uydurduğumu söyledikten hemen sonra. Tamam, Andie, itiraf ediyorum kafamı karıştırdı. Bak.
Estou falando de Pacey.
Pacey'den.
Pacey, seu idiota.
Pacey, kör budala.
Na verdade, é "bem," Pacey.
Aslında "iyi" olmalı Pacey.
Que cena é essa do Pacey te roubar a Joey?
Pacey'nin senden Joey'i çalmasına ne diyorsun?
Vai-te lixar, Pacey!
Cehenneme kadar yolun var Pacey.
"Dawson, desculpa, mas... eu amo o Pacey."
Özür dilerim, Dawson. Ben... Pacey'i seviyorum.
Fixe. O que queres, Pacey?
Güzel.
Há um tipo lá fora para levar o teu carro.
Ne istiyorsun Pacey? Dışarıda arabanla uğraşan biri var.
Tu e o Pacey alguma vez fizeram uma cena bêbedos?
Hiç Pacey'le, sarhoşken bir sahne çektiniz mi?
Certo, Dawson, Pacey, esqueçam o Joey e comecem os vossos jogos. O que se passa?
Pekala Dawson, Pacey Joey'i unutup en şık kıyafetlerinizi giyinin.
- Ele está nos ajudando... com a pousada.
Evet, Pacey ben ve Bessie'ye yardım ediyordu.
Não era o Pacey, Jen and Joey's Creek.
O dizinin adı, "Pacey, Jen ve Joey's Creek" değildi.