English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pagan

Pagan translate Turkish

292 parallel translation
Roma pagã atingiu o apogeu do seu poder.
Pagan Roma gücünün zirvesinde.
- Devem estar a comer, mas não se apresse para ver.
Kendi pagan âdetlerinden birini yapıyorlar gibi. Sakın denize doğru kaçmaya başlama. - Pekala.
Que Mika ficou encantado por Astartes a sacerdotisa. Uma mulher que se oferece num templo pagão.
Micah, Astarte Başrahibesine takıldı, pagan tanrılarına ibadet eden bir kadın.
Os vikings, na Europa dos séculos Vlll e IX, adoravam Odin, o deus pagão da guerra.
8. ve 9.yüzyıl Avrupa'sında Vikingler pagan savaş tanrısı Odin'e tapıyorlardı.
É um pagão, minha senhora.
O bir pagan Leydim.
Jamais pensei ver tal coisa, uma pagã ser bem recebida em Israel.
Bunu görmeyi hiç ummuyordum, İsrail'e gelen bir pagan.
Como converter uma pagã ao verdadeiro Deus, se ela não o conhece?
Bir pagan tanrıyı tanımadıkça, onu nasıl kabul edebilir,?
Pior, ele levou essa mulher pagã, para o palácio, ousando instalá-la em aposentos, adjacentes às suas câmaras privativas. Isso diz respeito a ele, não a mim.
Dahası, bu pagan kadının, sarayda kalmasına izin veriyor,... hattâ, ona kendi özel odasının yanında, bir yer bile verdi.
Suponha que consiga permissão para realizar, os rituais de Rha-Gon em solo de Israel. Adorar um deus Pagão ante o Grande Jeová.
İsrail topraklarında Rha-Gon'un öğretilerini yaymama izin vereceğini umuyorum,... onların tanrılarının karşısına, bir pagan tanrısı dikeceğim,
O Deus único dos israelistas afrontado por outros deuses!
İsrail'lileri yöneten tek tanrıya karşılık bizim taptığımız bir pagan tanrısı.
Uma festa pagã! Uma orgia!
Bir pagan alemi!
Não me interessam em nada as hipóteses pagãs contidas nesse livro.
O kitabın pagan faraziyeleriyle zerre kadar ilgilenmiyorum.
Não, não, blasfemo, mas quando te vi bela e poderosa como uma jovem divindade pagã...
Hayır, lanet okumuyorum... ama dün aynı bir genç pagan... tanrıçası gibi, güzel ve cüretkardın.
Agora, nos espaços entre os painéis centrais, ficarão... Sibilas pagãs e profetas hebreus que previram a vinda do Cristo.
Panellerin arasında da İsa'nın gelişini gören pagan kadın kahinlerle Musevi peygamberler olacak.
Transformou a capela de Sua Santidade num templo pagão..
Papa cenaplarının kilisesini pagan tapınağına çevirmiş!
Pagaõs? Cristãos?
Pagan ve Hıristiyan mı?
- É lei dos pagãos.
- Pagan yasası bu.
- Esta é uma terra de pagãos.
- Burası da pagan toprağı.
Alguns dizem que é pagã.
Bazıları buna da pagan adeti der.
A parte pagã honra a lei pagã.
Pagan kısmımız pagan yasasına uyar.
Penso que Rowan Morrison foi assassinada... nas mãos da brutalidade pagã, o que me custa a crer que ocorra em pleno século XX.
Bence Rowan Morrison, pagan barbarlığının bir gereği olarak... katledildi ve ben böyle bir şeyin... 20. yüzyılda gerçekleşmiş olmasına kendimi güç bela inandırabiliyorum.
" Em épocas pagãs, no entanto, estas danças não eram simplesmente pitorescos jogos
"Ne var ki bunlar, pagan dönemlerde," "yalnızca pitoresk danslar değildi."
A minha alma está pasma! De acordo com os registos de Battle Abbey, a sua linha é a de Sir Pagan d'Urberville, que veio da Normandia com William, o Conquistador.
Kayıtlarına göre soyunuz Sör Pagan Durberville'e kadar uzanıyor o da Normandi'den Kral William'la birlikte gelmiş.
John Durbeyfield, 1832-1888, mais propriamente d'Urberville, da família com esse nome que outrora foi poderosa, e descende directamente da ilustre linhagem de Sir Pagan d'Urberville, um dos cavaleiros d'O Conquistador.
John Durbeyfield 1832 ile 1888 yılları arasında yaşadı. Gerçek ismi Durbervill. Aynı isimdeki güç sahibi ailenin soyundan.
A Igreja Cristã em crescimento, consolidava-se e tentava eliminar, a influência e a cultura pagãs.
Büyüyen Hristiyan Kilisesi.. gücünü pekiştiriyordu.. Pagan etkisini ve kültürünü kökünden kurutmaya çalışıyordu..
Sou pagão.
Ben paganım.
- O quê é um pagão?
- Pagan ne demek?
Sou pagão, também.
Ben de paganım.
Símbolos pagãos dos séculos IV ou V.
- Pagan simgeleri, 4., 5. asırdan.
Nos tempos pagãos, marcava o início da Primavera.
Pagan zamanlarında ilkbaharın başlangıcını belirmek için başlatmışlar.
Era usado em rituais pagãos, para ver o futuro e invocar magia. Entre os antigos druidas...
Pagan ritüellerinde geleceği görmek ve büyü yapmak için kullanılırlardı.
Não há altares pagãos.
Hiç pagan sunakları yok.
A Rumarie é um antigo festival pagão.
Rumarie eski bir pagan festivalidir.
Deixa-me perguntar : se um Judeu é massacrado, para ti isso é pior que se fosse um Cristão, um Negro ou um da Bósnia?
Bir sorum var : Bir Yahudi katledildiğinde... bu seni bir pagan, bir zenci ya da bir Bosnalı'nın... katledilmesinden daha fazla mı üzüyor?
- Ela é uma tecnopagã, certo?
- Tekno-pagan değil mi?
- Já sabia que ias dizer isso, sacana!
- Yahudilik yapıyorsun! Böyle söyleyeceğini biliyordum, pagan!
Hoje, há documentos que provam que as suas crenças se baseavam numa perversão da antiga cultura pagã, uma distorção das batalhas míticas entre as forças do bem e do mal, e uma viagem aterrorizante a um mundo governado por místicos, dementes e homicidas.
Belgeler inançlarının pagan bilgilerine dayandığını kanıtlıyor. Karanlığın ve aydınlığın güçleri arasındaki efsanevi savaşların çarpıtılması ve mistikler, deliler ve katiller tarafından yönetilen bir dünyaya korkunç bir yolculuk.
Entre os Escandinavos, a suástica representava o sol árctico, adorada pela doutrina pagã como portadora de vida e de boa sorte.
İskandinavlar arasında Swastika Kuzey Kutbu güneşinin hatırlatıcısıdır. Pagan inanışlarına göre yaşam ve iyi talih getiren olarak tapılır.
Ao longo do trajecto, penduraram enormes bandeiras vermelhas ostentando caracteres germânicos oblíquos, o símbolo ritual do sacrifício da doutrina pagã.
Yol boyunca, Pagan inancında kurban olmayı temsil eden Germen rünlerinin olduğu devasa kırmızı bayraklar asıldı.
Os restos mortais do rei foram colocados num novo túmulo e Himmler colocou uma coroa de folhas de carvalho um antigo símbolo de origem pagã.
Kralın kalıntıları yeni bir mezara nakledildi ve Himmler antik bir pagan sembolü olan meşe yaprakları serpti.
Além de levar a cabo experiências médicas em seres humanos e conferir linhagens sanguíneas para garantir a pureza racial, a missão da organização era ressuscitar e reinterpretar práticas ocultistas, antigos mitos germânicos e tradições pagãs.
İnsanlar üzerinde tıbbi deneyler yürütmenin ve soyların saflığını kontrol etmenin yanı sıra örgütün görevi okült uygulamaları antik Alman mitlerini, pagan inançlarını diriltmek ve yeniden yorumlamaktı.
Este filme nazi mostra um desses rituais, jovens raparigas a dançar à volta do símbolo pagão nórdico da guerra e da ordem divina.
Bu Nazi filmi bir ayini görüntülüyor : Genç kızlar İskandinav Pagan kutsal düzen ve savaş sembolleri etrafında dans ediyorlar.
Em Wiligut, Himmler acreditou ter encontrado a chave para popularizar a antiga tradição pagã na Alemanha moderna.
Himmler, Wiligut'ta antik pagan geleneklerini modern Almanya'da popüler kılmanın anahtarını bulacağına inanıyordu.
Escrito em rúnico e em alemão moderno, sugere que Wiligut acreditava estar a usar os seus poderes para redescobrir os antigos ritos e rituais do passado pagão germânico.
Hem modern Alman alfabesi hem de runik alfabeyle yazılmıştı. Wiligut'un, Almanya'nın pagan geçmişindeki ayinleri ve antik törenleri yeniden keşfetmek için güçlerini kullandığından bahsediyordu.
Estes antigos símbolos místicos pareciam estar em todo o lado. Serviam para lembrar constantemente os Alemães do seu passado pagão.
Bu antik mistik semboller Almanlar'a pagan geçmişlerini hatırlatmak için hemen her yerde görülüyordu.
Tirando partido do passado pagão alemão e da sua própria educação católica, Himmler invadia os rituais das famílias SS desde o momento do nascimento.
Almanya'nın pagan geçmişiyle kendi Katolik yetiştirilişini birleştirerek Himmler doğumdan itibaren tüm SS aile geleneklerini işgal etmişti.
Trocaram-se anéis, assim como pão e sal, os antigos símbolos pagãos da fertilidade e pureza do solo.
Yüzükler karşılıklı değiştirilir. Ekmek ve tuz da öyle. Bunlar toprağın verimliliğini ve saflığını simgeleyen antik pagan sembolleridir.
Estes rituais tinham como objectivo fortalecer a comunidade pagã da qual, cada homem SS e a sua noiva, passavam a fazer parte.
Bu törenler SS mensubu ve karısının artık bir parçası oldukları pagan cemaatini işaret ederler. ... artık bir parçası oldukları pagan cemaatini işaret ederler.
As pessoas necessitavam de festivais para assinalar o ano, e tentaram substituir os festivais pagãos por festivais cristãos.
Yılın belli dilimleri için halkın festivallere ihtiyacı vardır. Böylece pagan festivallerini Hıristiyan festivallerinin yerine geçirmeye çalıştılar. Böylece pagan festivallerini Hıristiyan festivallerinin yerine geçirmeye çalıştılar.
Os Nazis começaram inclusive a restaurar antigos templos pagãos, como Externstein, que era dedicado a uma divindade solar.
Naziler güneş tanrısına adanmış Externstein gibi antik pagan tapınaklarını da restore etmeye başladılar.
- Morte à vadia pagã!
Pagan sürtüğünü öldürün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]