Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pagá
Pagá translate Turkish
7,741 parallel translation
A Sra. Kelmot está a pagá-las.
Dersler için Bayan Kelmot ödeme yapıyor.
Estás a pagá-las, sua cabra!
Geber, seni aptal sürtük.
Sabes que estou disposta a pagá-lo.
- Ödemek istediğimi biliyorsun.
Calma. - Quem vai pagá-la?
- Parasını kim verecek peki?
Não me lembro da última vez que alguma delas dormiu na mesma cama que o homem que lhes paga.
Onlardan birinin kendisine para ödeyen bir adamla en son ne zaman aynı yatakta yan yana uyuduklarını hatırlamıyorum.
Paga ao homem, Si.
Ödemeyi yapıver Si.
Paga pelo dono do "Notícias do Mundo".
Parasını, Dünya Haberleri gazetesinin sahibi karşılıyor.
Três meses. Será paga após a colheita.
Hasattan sonra para ödeniyor.
- Não. O tipo da comida está com gripe, só que eu sei que é treta, temos um cliente comum que me disse que ele aceitou uma coisa mais bem paga.
Siktiğimin ikramcısı grip oldum diyor ama ben yalan söylediğini biliyorum çünkü benim de müşterim olan bir müşterisi daha paralı bir iş aldığını söyledi.
Paga lá isso.
Öde şu hesabı.
Paga só a tua parte.
Her şeyi ödeme. Yediğin kadar öde.
Paga ao senhor.
Adama öde.
Devem respeitar, o proprietario nos paga de acordo com as regras.
Patronun kurallara göre bize yaptığı ödemeye saygı göstermeliyiz.
Paga-me em cinco anos.
Beş yıl içinde bana geri ödersin.
- Quem paga a luz? Quem paga tudo?
- Elektrik faturasını, her şeyi kim ödüyor?
E se eu não o terminar, o Senador não me paga.
Ve ben işimi bitiremezsem, Senatör bana ödeme yapmaz.
O Senador não me paga...
Senatör ödeme yapmazsa..
- Tirando que nenhum deles paga impostos.
- Hiçbirinin vergi vermemesi hariç.
Hymie, paga ao homem! É um génio.
Hymie, ödesene parasını!
Ele paga-me pelos meus serviços.
Hizmetim için bana para veriyor.
A tua mãe é que paga a rodada.
İçkiler anandan.
Na verdade, a General Electric paga zero impostos e tem lucros enormes.
Yani aslında, General Elektrik sıfır vergi ödüyor ama muazzam kârları var.
Paga as tuas bebidas hoje, Ely.
Bu gece kendi içkini kendin al Ely.
A remuneração será paga por um período de dois anos.
Ödemeler iki yıllık bir zaman süreci içerisinde olacak.
O teu amigo paga, Emilio?
- Adamın sağlam mı Emilio?
Então, estás a ser paga para isso?
Sen bunun için mi maaş alıyorsun?
É engraçado ser o suposto alcoólico quem paga a renda.
Çok komik, çünkü sözde alkolikler ev kredisini ödeyen kişiler oluyor.
E, com franqueza, foi uma privacidade paga a peso de ouro.
Şunu söyleyeyim mahremiyet için iyi para ödedi.
Paga três dólares na mesma, ou volta lá e arranja outro autocolante.
Şimdi ya üç doları öde, ya da içeri gidip bir etiket daha al.
Bem, adorava pensar isso, mas eles têm a mesma data e fui paga no mês passado.
Öyle olmasını çok isterdim ama aynı tarihe yazılmışlar ve geçen ayın ödemesini almıştım.
Uma tolice sobre uma dívida não paga.
Ödenmemiş borç uğruna yapılan saçmalıklar.
O Duque de Sandringham oferece as suas desculpas pela dívida não paga? Ofereço.
- Sandringham Dükü ödenmemiş borcundan dolayı özür talep ediyor mu?
Paga até ao meio-dia.
Öğlene kadar bizim.
E dado os problemas que deste, tenho intenções de ser bem paga.
Ve tam bir baş belası olduğun için... paramın hepsini alma niyetindeyim.
A minha dívida contigo está paga xamã, liberta-me do meu cativeiro.
Sana olan borcum ödendi şaman. Artık beni serbest bırak.
Paga isto.
- Ödemeyi yapıver.
Trabalha-se muito, paga-se os impostos...
Sıkı çalışırsın, vergilerini ödersin.
Paga-me a gasolina.
Bana benzin paranı ver.
É o Babylon que te paga?
Sana ödeme yapan Babylon mu?
Nunca sei quem é que me paga.
Kim olduğunu asla bilemem.
Tenta levá-la e espera que ela sobreviva à luta ou paga-me o que ela vale.
Zorla onu elde etmek için savaş ve savaştan sağ çıkmasını um. Ya da ederini bana peşin öde.
A renda também é paga em dinheiro.
Bu da nakit.
Ele paga-me!
Bana para verdi!
Ele paga-me.
Bana para verdi.
Quem paga? Ele paga-me para embebedar as pessoas e mandá-las embora pelas traseiras.
İnsanları sarhoş edip arka kapıdan göndermem için bana para veriyordu.
Quem paga?
- Kim verdi?
Prometo que esta gentileza será paga a dobrar.
Bu iyiliğini 100 katıyla ödeyeceğime söz veriyorum.
Mas uma vida paga pela outra, então, vá em frente.
Ama bir canın bedeli başka bir canla ödenir ve bu böyle devam eder.
Estive a contar-lhes a minha conversa da taverna de ontem à noite e a pensar alto que se fodesse a menina Guthrie ainda na sua jovem vida enquanto eles observavam, se considerariam a dívida completamente paga?
Dün gece bardaki konuşmamızı aktarıp ben Guthrie Hanımı çatır çatır sikerken tayfa da oturup izlese zararlarını tazmin edilmiş sayarlar mı diye soruyordum onlara.
Paga-me. Paga.
Öde hepsini.
Paga agora.
Önce parayı öde.