Parkes translate Turkish

30 parallel translation

Número 15, Michael Parkes.

15 numaralı arabayla Michael Parkes ;

- Mr. Parkes...

Sevgili, evet.

Mr. Parkes.

Sevgili Cecil.

Peça difícil... enorme...

Sevgili Bay Parkes. Çünkü o yönetici.

"Caro Mr. Parkes"...

Rachmaninoff 3, böyle demek kötü sayılmaz değil mi?

Short, Payton, McDonald, Parkes!

Olha, ligaram agora do gabinete do Senador Parkes.

Merhaba. Tahmin et bakalım. Senatör Park'ın ofisinden aradılar.

Como estamos a ir, Parkes?

Nasıl gidiyor Parkes?

Parkes, olha para mim!

Parkes, bana bak!

Parkes.

Parkes...

Parkes.

Parkes!

Parkes?

Parkes, estás em choque.

Parkes, sen şoktasın.

Muito bem. Ficamos bem, Parkes.

Ama iyi olacağız Parkes.

Nunca estiveste fora de Detroit, Parkes?

Hiç Detroit'in dışına çıktın mı Parkes?

- Sra. Parkes.

- Bayan Parkes...

Boa noite, Sra. Parkes.

İyi akşamlar, Bayan Parkes.

Mataste o meu amigo, Manny Parkes.

- Dostum Manny Parkes'ı öldürdün.

A minha gente contou-me... que ficaste íntimo da mãe do Manny Parkes.

Adamlarımdan duyduğuma göre... Manny Parkes'ın annesiyle çok sıkı fıkı olmuşsunuz.

Lamento muito como as coisas acabaram, Senhora Parkes... especialmente com o seu filho.

İşlerin bu aşamaya gelmesi beni üzüyor. Özellikle oğlun için çok üzüldüm.

O nome é Matthew Parkes, mas mudou-se para a Austrália.

Adı Matthew Parks, ama Avustralya'ya taşındı.

Tenho de me concentrar, Katharine, de praticar, porque o Professor Parkes diz, trabalhar, trabalhar, trabalhar

Konsantre olmalısın. Konsantre olmalısın. Devamlı çalışmalısın.

Parkes.

Hiç bir şeyden bu kadar emin olmamıştım Bay Parkes.

MICHAEL PARKES 2 ANOS SERV., 0 MISSÕES Mas o que mais podia fazer?

Peki ya başka ne olacaktım?