Translate.vc / Portuguese → Turkish / Partner
Partner translate Turkish
420 parallel translation
A Fran é uma óptima colega.
Fran çok iyi bir partner.
É sempre uma chatice fazer audições para uma nova parceira.
Yeni bir partner seçmek hep insanı biraz endişelendirir.
Acabou de arranjar uma sócia.
Kendine bir partner buldun.
Tenta encontrar o par certo.
Hoşuna giden bir partner ara.
Está bem, ganhaste, sócio.
Tamam, kazandın partner.
- Ajuda americana, sócio.
- Amerikan yardımı, partner.
- Vai-lhe fazer bem, sócio.
- Sana iyi gelecektir partner.
Bom, ter um sócio não vou esquecer
Bana sadece bir partner uyar.
Sei que procura parceiros de treino e eu estou livre.
Çalışmalar için partner aradığını biliyorum ve ben buna çok uygunum.
E arranjei um bom ajudante no Harry.
Ve oldukça işe yarar bir partner olan Harry'i buldum.
Vamos ser sócios.
Partner olacağız.
Chegou a sócio.
Kıdemli partner oldu.
Obrigado, colega.
Teşekkürler, partner.
Colega abatido, foi alvejado.
Partner yerde ve vuruldu.
- Pronto, colega.
- Tamam, partner.
Obrigado, camarada.
- Sağ ol, partner.
A partir deste momento, eu e ele não somos mais parceiros.
Şu andan itibaren o ve ben artık partner değiliz.
Vamos encontrar uma nova parceira para o Scott.
Scott'a yeni bir partner bulacağız.
Vamos arranjar-te uma nova parceira.
Sana yeni bir partner bulacağız.
E com a parceira certa...
Ve doğru bir partner bulursan...
O Les vai encontrar uma parceira.
Hadi bir partner bulalım.
O Scott vai encontrar uma nova parceira.
Scott yeni bir partner bulacak. Merak etme, bulacak.
A 3 vezes campeã dos Pan Pacific, Tina Sparkle... está à procura de um novo parceiro.
"Pan Pasifik şampiyonu Tina Sparkle yeni bir partner arayışında."
Franny, não é excitante?
Frannie, ne heyecanlı, öyle değil mi? Asla bir partner bulamayacak sanmıştım!
Vamos, amigo.
Haydi partner.
Não devíamos fazer isto enquanto parceiros.
Partner olarak bunları yapmamalıyız.
A escolha do parceiro está sobre o seu controlo.
Seçtiği partner onun kontrolündeydi.
- Por tê-la como parceira.
- Sana partner olarak sahip oldukları için.
Sr. Darcy, apresento-lhe esta jovem como um par muito cobiçado.
Bay Darcy, izin verin de sizi bu genç hanımla tanıştırayım. Çok çekici bir partner.
Não pense que vim para este lado para procurar um par.
Rica ederim, bu tarafa bir partner dilenmek için geldiğimi sanmayın.
Façam pares.
Pekala, millet. Şimdi herkes kendine bir partner alsın.
Vamos achar um par.
Sana daha iyi bir partner bulmama izin ver.
Eu sei que você teve que chantagear o parceiro do Sr. Lily... para aceitar este caso, então...
Bay Liky-White-Collar-Partner ile kulis yapmak zorunda kaldınız bu davayı almak için, yani.
Giuseppina Pentangeli...
Başka bir partner istiyorum!
a maior soprano lírica do século 22 transcende todos eles.
Lo voglio subito Başka bir partner isteyen aslında benim.
Não há necessidade de maiores preocupações. A condição dele não é de risco de vida.
Ancak Mimi rolü için bir holografik partner bulmakta zorlanıyorum.
mas, minha força Vulcana converte-me no parceiro ideal.
Vulkan dayanıklılığım beni, senin için en uygun partner yapıyor.
Somos parceiros.
Partner olarak bizi ekiplere böldüler.
Aquele com a Ex-Parceira da Phoebe Sincronização Dream _ off
The One With Phoebe's Ex-Partner
Estes casamentos já foram recomendados antes a menores, quando o sexo é consensual, ambos estão decididos a casar-se e o pai é o único meio de sustento financeiro.
Bu tarz evlilikler daha önce reşit olmayanlara tavsiye edildi. İlişki rızalı olduğunda, iki partner de evlenmeyi istediğinde ve baba tek yeterli maddi destek kaynağı olduğunda.
- Por favor, estamos nos anos 80...
Partner mi? Lütfen! Seksenlerdeyiz.
O Finn dará um excelente par.
Elbette, Finn uygun bir partner olur
Não esperava visitas entendes?
Gerçekten bir partner istiyor muydun? Bilirsin
Encontrar um parceiro selvagem por ai.
Kendine bir partner bul. Orası vahşi bölge.
Escolham um parceiro e venham buscar a criança.
Şimdi Iütfen bir partner seçip çocuklarınızı almaya gelin.
Viva, vaqueiro.
Nasılsın partner, hadi ama.
Trarão um parceiro para ensiná-lo a atacar.
Antreman maçı için ona bir partner getirecekler.
Imagine! Usar uma galinha para treinar um galo.
Kim bir horoz eğitmek için bir partner olduğunu görmüş?
Encontrei um companheiro para a minha experiência.
Bu yüzden deneyim için kendime bir partner buldum normal ve sağlıklı bir adam.
E agora, partner?
Bakalım şimdi ne yapacaksın, ortak?
... escolheu a HoffCo Telekomm... como parceiro neste empreendimento de biliões de dólares.
.. has selected HoffCo Telekomm as China's partner in this multibillion dollar satellite undertaking.