Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pekin
Pekin translate Turkish
536 parallel translation
Pequinês.
Pekin köpeği.
Ela tem um cão pequinês.
Pekin köpeği var.
Espera, quem tem um cão pequinês?
Dur, kimin Pekin köpeği var?
Amanhã vais a Pekin.
Seni yarın bankaya göndereceğim.
Não sou irmão de um maquinista de Pequim, ou de São Francisco.
Ben ne Pekin'deki... ne de San Francisco'daki tren şefinin kardeşi değilim.
Pequim, China. Verão do ano de 1900. As chuvas tardam.
Pekin'de 1.900 yılının yazında yağmurlar gecikti ekinler yetişmedi.
Estamos quase em Pequim, a capital da China.
Çinin başkenti olan Pekin'e neredeyse varmak üzereyiz.
Está aqui uma mulher russa que não tem visto, e deseja sair de Pequim.
Pekin'i terk etmek isteyen bir Rus kadın var.
Devido á seca prolongada, devido á fome e á agitação entre o meu povo, devido ás exigências implacáveis das potências estrangeiras não se pode esperar que a situação em Pequim seja tranquila.
Bir tarafta kuraklık nedeniyle halkın açlığı diğer yanda dış güçlerin acımasız talepleri. Pekin'de durumun, bu şartlar altında sakinleşmesi beklenemez.
Portanto, aconselhamos seriamente, Sir Arthur, que todos os residentes estrangeiros, inclusive o pessoal diplomático, devem deixar Pequim dentro de 24 horas.
Bu nedenle size tavsiyemiz diplomatlar da dâhil olmak üzere bütün yabancıların yirmi dört saat içinde Pekin'i terk etmeleridir.
Lamento tirá-lo da cama, mas precisamos do seu voto, quanto a ficarmos ou sairmos de Pequim.
- Sizi kaldırdığım için üzgünüm ama Pekin'de kalınıp kalınmayacağı konusunda oyunuza ihtiyacım var.
Vamos parecer todos ridículos, se fugirmos de Pequim e os britânicos ficarem.
Eğer İngilizleri Pekin'de yalnız bırakırsak çok gülünç oluruz.
Talvez haja uma razão para que os britânicos gostassem de ficar aqui, sozinhos. A única potência estrangeira, em Pequim.
Belki de Britanya'nın Pekin'de tek dış güç olarak kalmasının bazı nedenleri vardır.
Pensei que todas as portas em Pequim se me tivessem fechado.
Bütün Pekin kapılarının bana kapandığını düşünmüştüm.
O seu amigo acha que deve deixar Pequim.
Arkadaşlarınız Pekin'i terk etmeniz gerektiğini düşünüyor.
- Vou sair de Pequim.
- Pekin'den ayrılıyorum.
Se for negado o uso do caminho-de - - ferro ao Almirante Sydney, ele avançará agora para Pequim.
Sydney demiryolunu kullanamazsa Pekin'e yürür.
Fui forçado a ordenar a retirada junto ao Rio Pei Ho, em direccão a Tientsin. "
'Pekin'e gelmemiz imkansızdı bu nedenle bu nedenle Peigi nehri boyunca giderek Tientsin'e döndük.
Sou um diplomata bem sucedido ou um desajustado, adequado apenas para um lugar como Pequim?
Yoksa başarısız mı? Pekin'de küçük bir göreve mi uygunum?
... e, portanto, considerando a agressão gratuita pelas forças armadas da Grã-Bretanha, Alemanha, Rússia, França, Estados Unidos, Japão, Itália e Austria, sob o comando do Almirante Harold Sydney, o Governo Imperial Chinês exige a rendição imediata e incondicional das forças armadas destas nações, em Pequim. E a entrega de todas as suas armas.
Sonuç olarak Çin hükümeti, Amiral Sydney komutasındaki İngiliz, Alman Rus, Fransız, Amerikan, Japon, İtalyan ve Avusturya silahlı güçler birliğinin derhal ve şartsız olarak silahlarıyla birlikte çok acil olarak Pekin'den ayrılmalarını talep ediyor.
E por um cálculo razoável, serão precisas 4 ou 5 semanas para reunir uma força suficiente na costa para chegar a Pequim.
Bütün güçleri Pekin'den geçerek limanda toplamak iyi bir tahminle 4 ya da 5 hafta alır.
Acredita que se cantarmos vitória, podemos provocar a queda das muralhas da cidade imperial, como as muralhas de Jericó.
Trompetlerimizi çalarsak Pekin duvarlarının düşeceğini sanıyor.
É o método que os chineses inventaram... há uns 30 anos em Pekingville.
Yaklaşık 30 yıl önce Pekin-kent'teki Çinlilerin icat ettiği bir yöntem.
Daqui, Rádio Pequim.
- Burası Pekin Radyosu.
Sim, sim, na China houve um grande avanço com a Ópera de Pequim e acho isso formidável.
Evet, evet, Çin'de Pekin Operası'nın kaydettiği büyük ilerleme olağanüstü bence.
A luta dos quadros e dos estudantes revolucionários, propaga-se ao movimento dos trabalhadores e dos camponeses.
Eğitimli kadroların ve devrimci öğrencilerin mücadelesi yavaş yavaş işçi ve köylü hareketlerine de ulaşıyor. Burası Pekin Radyosu.
As forças armadas da libertação da província de Ta Kien mataram e capturaram mais de 300 soldados fantoches.
Ta Kien bölgesinin silahlı kurtuluş güçleri 300 küsur kukla askeri öldürdü, yaraladı ve esir aldı. Burası Pekin Radyosu.
E por isso que somos obrigados a procurar o nosso ideal a milhares de quilómetros, em Pequim.
Bu yüzden Pekin'den binlerce kilometre uzakta ideallerimizi arıyoruz mecburen.
Daqui, Rádio Pequim.
Burası Pekin Radyosu.
TODOS OS CAMINHOS VÃO DAR A PEQUIM
Bütün yollar Pekin'e çıkar
Para : GRANOE PASTELARIA MARY, PEKING.
BIG MARY'NİN PASTAHANESİ, PEKİN.
Do mesmo modo que o pato à Pequim é diferente do caviar russo, mas não deixo de gostar de ambos.
Pekin ördeğinin, Rus havyarından farklı olması gibi, ikisini de severim.
Se falares a alguém, nem que se seja a um cachorro a miúda morre.
İsterse direğin tekine işeyen Pekin köpeği olsun, eğer herhangi biriyle konuşursan kız ölür.
Dentro de semanas, os japoneses controlavam o Norte da China e bombardeavam Pequim.
Birkaç hafta içinde Japonlar, Çin'in kuzeyini ele geçirdi. Pekin bombalandı.
Pânico em Pequim!
Pekin panik içinde!
Sim, mas é como a lista de convites do palácio em Pequim.
Evet ama, Pekin sarayındaki konuk listesine benziyor.
O Presidente se encontra em seu palácio de verão em Pequim.
Bay Başkan, Pekin'deki yazlık sarayında.
Moscovo, Pequim, Tokyo, o mundo
Moskova, Pekin, Tokyo...
Um pequinês.
Pekin köpeği.
Tesouros do Egipto, porcelanas de Pequim, - máscaras de ouro da Pérsia...
Mısır hazinelerini, Pekin porselenlerini, eski İran'ın altın maskelerini.
Não há sinal de vida, inteligente ou outra em Washington, D. C. ou Moscovo, ou Tóquio, ou Pequim.
Washington'da akıllı ya da herhangi bir türden yaşam belirtisi yok veya Moskova'da veya Tokyo'da veya Pekin'de.
Agora... Queremos que tu e que todo o grupo de patos de Pequim estejam fora deste bairro, amanhã, por volta das 02 : 00.
Şimdi senin ve göletindeki tüm pekin ördeklerinin yarın saat 2'ye kadar buradan gitmenizi istiyoruz.
Vê se arranjas um pekinés, são tão lindos.
Pekin köpeği al bence, çok şirin oluyorlar.
- Em Pequim!
- Pekin'den.
- De Pequim.
- Pekin.
Com o afrouxar das restrições ao comércio, para o ano começamos a importar coisas estranhas de Pequim.
Ticari kısıtlamaların azalmasıyla gelecek seneye Pekin'den çok ilginç şeyler ithal etmeye başlayacağız.
A manifestação de estudantes em Pequim - acabou num verdadeiro massacre.
Pekin'deki öğrenci gösterisi katliamla bitti.
O Exercito Popular da China aumentou as forças em Pequim.
Çin Halk Ordusu, Pekin'deki baskısını artırıyor.
Hoje, no centro de Pequim, as tropas dispararam selvaticamente sobre os civis.
Bugün Pekin'in merkezinde, askerler sivillere ateş açtı.
De acordo com fontes Chinesas, algumas unidade dos Exercito tomaram de assalto pelo menos dois distritos de Pequim.
Ayrıca Çin kaynaklarına göre, ordu birlikleri Pekin'de iki bölgede çatıştı.
Pequim, 1908
"PEKİN, 1908"