Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pense
Pense translate Turkish
7,470 parallel translation
- Pense... O George não sofre desta doença misteriosa sem qualquer explicação, há vários anos, e os médicos não apresentaram total perplexidade sobre a sua causa?
Düşünsenize George birkaç yıldır hiçbir izahı olmaksızın bu gizemli illetten muzdaripken doktorlar illetin sebebine en ufak bir şaşkınlık bile göstermediler mi?
Pense nisso, Capitão, estávamos quase a apanhar o Keller, certo?
Bir düşünün, Yüzbaşı Keller'ı köşeye sıkıştırmıştık, değil mi?
Nem pense nisso, Pops.
- Hayatta olmaz ihtiyar.
Pense nisso.
Bunu bir düşün.
Pense nisso. - Adeus!
- Görüşürüz!
Porque é que a Emily deixa que a Polícia pense que a morte do Aiden foi suicídio?
Emily niye polislere Aiden'in ölümünü intihar gibi gösterdi?
Mesmo que agora pense que desejava tê-lo dito só no final de um voo de 13 horas.
Her ne kadar şu anda 13 saatlik uçuşun sonunda söyleseydim desem de.
Pense em quem você é.
Kim olduğunuzu bir düşünün.
Pense sobre onde está.
Nerede olduğunuz düşünün.
Deveras. Mas se pensa que um fogacho o dispensa das suas obrigações, pense outra vez.
Kesinlikle, ama bu küçük müdehalenin seni sorumluluklarından kurtaracağını sanıyorsan,... yeniden düşün...
- Nem pense.
- Yemezler kardeşim.
Nem pense.
Olmaz o.
Pense bem, Norman.
Bunu uzun ve iyice düşünmelisin Norman.
Não pense, nem por um segundo, que eu não deponho contra si.
Aleyhinde ifade vermeyeceğimi düşünme bile.
Mas não quero que pense que não compreendo.
- Ama seni anlamadığımı düşünmeni istemiyorum.
Pense nisso.
Bunu iyi düşünün.
Pense.
Düşün.
Não vou desistir, não pense que vou.
Vazgeçmiyorum, vazgeçeceğimi sanma.
Bem, é melhor que pense.
Düşünsen iyi olur.
- Nem sequer pense no nome dele.
Onun adını bile söylemeyeceksin.
Não diga nada para já. Pense só nisso.
Şimdilik bir şey demeyin.
Lamento que pense assim.
- Böyle düşündüysen üzgünüm.
Não quero que pense que agi nas suas costas.
- Nevison'un arkasından iş çevirmişim gibi olacak.
Suponho que pense que correu bem.
Sanırım güzel geçtiğini düşündü.
E fizeram-lhe uma lavagem ao cérebro para que pense que é outra pessoa.
Beynini yıkayıp, başka biri olduğuna inandırmışlar.
Que a minha mulher pense que dormi com uma aluna?
Karım öğrencilerimden biriyle yattığımı mı düşünüyor?
Pense, Sr. Gibbons.
Düşünün Bay Gibbins.
Pense cuidadosamente.
Dikkatli düşün.
Pense na sua família.
- Aileni düşün.
Apenas... pense um pouco antes de tomar qualquer decisão.
Nasıl desem... Kesin kararını vermeden önce bir daha düşün.
O Elijah que pense o que quiser.
Sorun şu ki Elijah sende olduğunu düşünüyor.
O que quiser, o quer que pense que eu faça, isso não será possível.
Her ne istiyorsan ya da ne yapacağımı düşünüyorsan, mümkün olmayacak.
Talvez a Polícia pense que foi envenenada.
Belki de zehirlendiğini düşünüyorlardır.
Você também conseguiu o que queria, e não pense que me esqueci da sua hora com o Borz.
Sen de istediğini aldın, Borz'la geçirdiğin bir saati unuttuğumu sanma.
Adorei que alguém pense que sou o teu namorado.
Sorun değil. Birileri erkek arkadaşın olduğumu düşündüğü için uçmuş durumdayım.
Pense no que pode fazer neste mundo se simplesmente se focar nisso.
Aklına koyduğunda bu dünyada yapabileceklerini düşünsene.
Eu sei, mas pense no alívio quando finalmente puder fechar a porta e ficar sozinha na minha casinha.
Biliyorum, ama kapıları kapatıp sonunda kendi evimde yalnız kaldığımda çok rahatlayacağım.
Então, pense no que lhe quer dizer.
Ona ne söylemek istediğini bul bakalım.
- Pense nisso.
- Bir düşünsenize.
Que não pense que a minha casa explodiu por causa de uma fuga de gás?
Evimin gaz sızıntısından patlamadığını bilen biri.
Vamos tornar algo perfeitamente claro a quem estiver com essa lista. Não importa se forem assassinos profissionais, caçadores ou um amador que apenas pegou em uma arma. Qualquer um que pense que nos pode caçar e matar por dinheiro, será colocado noutra lista...
Bu akşam, elinde liste olan herkesin profesyonel suikastçı olsun olmasın avcı ya da eline silah almış herhangi bir amatör olması fark etmez bizi para için avlayabileceğini düşünen herkesin başka bir listede yer alacağını açıkça belirtelim.
Só estou a dizer que algo maluco pode não ser tão maluco quanto você pense.
Demek istediğin delice şeyler düşündüğün kadar delice olmayabilir.
Não quero que ele pense que temos...
Onun bizim şey olduğumuzu düşünmesini istemiyorum.
Pense em como ia ser!
Nasıl olabileceğini düşün.
E pense nas pessoas que foram :
Ve giden insanları hayal et.
Bem, seja o que for que pense que eu fiz, asseguro-lhe de que está errado.
Ne yaptığımı sanıyorsan, seni temin ederim ki, yanılıyorsun.
Pense apenas numa onda, no fundo do oceano.
Okyanustaki derin bir dalgayı düşün.
Pense no Sid Liao, o seu brilhante matemático.
Sid Liao'yu düşünün, yıldız matematikçinizi.
Pense bem.
Bunu bir düşün.
Nem pense!
Hayır yapamazsın!
Pense nisto.
Düşün bakalım.