Translate.vc / Portuguese → Turkish / Per
Per translate Turkish
471 parallel translation
- Que tenho a per...?
- Kaybedecek neyim...
Eu, o vosso Feiticeiro par ardua ad alta vou partir numa arriscada e tecnicamente inexplicável viagem rumo à estratosfera!
Ben, per ardua ad alta büyücünüz dış stratosfere doğru tehlikeli ve teknik olarak açıklanması imkansız bir geziye çıkmak üzereyim!
Possível sequência.
2'li per. Kent yakalayabilir.
Duques.
Per para sürebilir.
Oh, par de duques, vou apostar $ 2.
2'li per 2 dolar sürüyor.
A mão mais baixa que podes apanhar é um par. Dois iguais.
En düşük ele per denir, iki tane aynı kart yani.
Depois dois pares, depois três iguais, depois uma sequência.
Sonra iki per, sonra da üçlü gelir, sonra da kent.
OSVALD HELMUTH, SIGRID HORNE-RASMUSSEN BIRGITTE FEDERSPIEL adaptação :
PER OSCARSSON ve GUNNEL LINDBLOM ve OSVALD HELMUTH SIGRID HORNE-RASMUSSEN BIRGITTE FEDERSPIEL uyarlama :
Acho que per capita, qualquer dia, hà provavelmente... trezentas delas na praia.
Herhangi bir günde, kişi başına 300 kadın düşer.
Apretam que me per...
Kenzimi tanıtmama izdimi verin...
Não, se não vir acompanhadas de um par de rainhas.
Bir kaç Kızla per yapana kadar değil.
O diácono Brusander, o oficial Lönnegren o maior latifundiário, Paul Rudeborg e o ajudante, Per Persson.
Papaz Brusander, polis şefi Innegren, - - Lord, şövalye ve ayni zamanda kıdemli yüzbaşı olan Paul Rudeborg, - ve kilisenin diyakozluğunu yapan tüccar Per Persson.
- Com o xixi do diácono, não?
Bana fahişe mi dedin? Fahişe sensin, Per Persson!
Uma puta para ti, Per Persson! Se eu for uma puta, você é putanheiro! Recorda quando veio me ver com dinheiro na mão e que me virasse de costas?
Bir elinde para, diğerinde aletin bana gelip altına yatmamı istediğin günü hatırlamıyor musun?
Li que Miranda detém o record mundial de número de homicídios per capita.
Bakın ben Miranda'nın dünyada cinayet oranının en yüksek olduğu ülke olarak okumuştum Sayın Elçi. - Bu doğru mu?
Perl Lundquist.
Ben de Per Lundquist.
Per Lundquist, de Copenhaga, com 33 anos de idade.
Kopenhaglı, 33 yaşında.
Per Lundquist!
İşte bu o! Per Lundquist.
Só precisamos da foto de passaporte de Per Lundquist.
Tek ihtiyacımız olan, Per Lundquist'in pasaport fotoğrafı.
Já temos a foto do passaporte de Per Lundquist.
Per Lundquist'in pasaport fotoğrafı elimizde.
Chama-se Per Lundquist e é esta a sua fotografia.
Katilin adı Per Lundquist, bu da fotoğrafı.
Na Noruega, temos os lucros per capita mais elevados da Europa
Norveç'te Avrupa'nın en yüksek kişi başına gelirlerinden biri var
Per ardua ad astra.
"Per ardua ad astra."
Per ardua... ad astra.
"Per ardua... ad astra."
Per...
Alg...
E é possível que talvez não note os pequenos e s ¡ lenv ¡ osos pés... adentrando o per ¡ go, adentrando Mordor.
Ve bir ihtimal... Mordor'a tehlikeye doğru yol alan küçük sessiz ayakları... fark etmeyebilir.
Ele é bem ma ¡ s per ¡ goso do que pareve.
Göründüğünden çok daha tehlikeli.
Tem a taxa mais alta de insanidade, suicídio e de incesto " "per capita" "... do que qualquer outro lugar do país.
Bütün ülkede kişi başına düşen delilik, intihar ve ensest oranı en yüksek olan yer.
Não existe um Deus Budista, per se.
Çünkü Budizm'de bir Tanrı yok.
Aposto que a primeira coisa que per - gunta é, "Onde está o proprietário?"
Bence ilk iş "buranın sahibi nerede" diye soracak.
"Por favor, per... Perdoa-me..."
Lütfen beni... "
A Fundação vai entregar um prémio à cidade de Alpine Crest pelo menor índice de criminalidade per capita do Estado.
Vakıf, Alpine Crest Kasabasına bir ödül veriyor ; suç oranı kişi başına en düşük olan yer olduğu için.
A Fundação de que sou director oferece anualmente um prémio à comunidade com o menor índice de criminalidade per capita.
Yöneticisi olduğum vakıf her sene, kişi başına suç oranı en düşük yerleşim birimine bir ödül vermektedir.
The 2,000 per, or the 10 million?
Dekar başına 20,000 pound ve 10,000,000 dolar? Pound mu?
Per... Perdoa-me.
Çok üzgünüm.
Não ligo às primeiras edições per se, mas a primeira edição desse livro?
Özellikle birinci baskılarla ilgilenmem, ama o kitabın birinci baskısı!
Due cappuccini, per favore, e depressa.
İki kapuçino, lütfen ve çabuk.
Em troca, o vosso rendimento per capita cresceu.
Karşılığında her birinizin kişisel geliri büyüdü.
Dois pares.
İki per.
Outros dois pares?
Yine dandik iki per mi?
Pay-per-view.
Paralı kanalda.
"Per Ansia"
Per Ansia
Dois pares.
Dö-per.
Estava a pensar que deviamos convidar a televisão. Talvez no'pay-per-view'.
Televizyonda yayınlansın diye düşündüm.
A renda per capita está abaixo do PIL do índice MIB.
Kişi başına düşen gelir milli gelirin altına düşer.
Talvez a sua arrogância e per - sistente negação do espiritual se tivessem tornado demasiado acentuadas, porque o frio e a humidade pareciam ter voltado.
Ancak insanlar ruhani dünyanın inkarı konusunda fazla ısrarcı davranabiliyor.
Per, fala o Hook.
Per, ben Hook.
Talvez a sua arrogância e per - sistente negação ao espiritual se tivesse tornado demasiado acentuada, porque o frio e a humidade pareciam ter voltado.
Ancak insanlar ruhani dünyanın inkarı konusunda fazla ısrarcı davranabiliyor.
Par de seis.
6'lı per.
- HENNING CARLSEN com PER OSCARSSON e GUNNEL LINDBLOM
- HENNING CARLSEN
Nome :
Adı Per Lundquist.