English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pescado

Pescado translate Turkish

136 parallel translation
Quando tivermos os nossos barcos... iremos vender o pescado noutras terras.
Gemi inşa ediyoruz ve deniz ticareti yapıyoruz.
Sim, frio como um pescado.
Evet, buz gibi soğuk.
Para enganar todos só pensa que mesmo sendo escorregadio, ele sempre é pescado,
Tek düşüncesi insanlara maskaralık etmek Evet, kaygan olmasına rağmen, yine de yakalanır
Foi pescado esta manhã à frente do Lido, com um morto lá dentro.
Bu sabah Lido Rıhtımından 4 m uzakta sudan çıkarıldı. İçinde ölü biri vardı.
- Tem pescado?
- Balık avlayabildiniz mi?
Só o peixe, para ser pescado.
Sadece tutulmak için balıklar ihtiyaç duyar bize!
- Tem pescado muito aqui?
- Burada sık sık balık tutar mısın?
Todo o pescado será entregue ao governador.
Yakalanan bütün balıklar Vali'ye devredilecektir.
Durante três dias, só tem pescado...
Üç gün boyunca balık mı tutuyordun?
Do jeito que dobrou, parece que o usou para embrulhar pescado.
Neden bunu sadece balık sarmak için kullanıyorsun?
Meu amigo, está pescado.
Dostum, seni parmağında oynatıyor.
Têm pescado muito?
Balıkçılık nasıl gidiyor?
Foi pescado esta manhã.
Daha bu sabah tutuldu.
Belo pescado!
Ne güzel bir balık!
- Não pode comer só pescado.
- Sadece ringa yiyemezsin.
O melhor arroz vem da Carolina do Norte e o pescado salgado está proibido.
Ve tuzlanmış ringa yemek yasak. "Amerika'da hiç kimse günde 12 saatten fazla çalışmaz."
O que eu aprendi com você foi quanto custa uma cesta de pescado.
Senden bir sepet balık kaç para eder öğrendim.
Diz : "Escolha salmão, se quiser um pescado barato".
Diyor ki, "Ucuz deniz ürünü için kefal yapın."
- O pescado está muito caro.
- Biliyorum. Balık fiyatları korkunç.
Só me dão pescado salgado.
Bana sadece tuzlu balık veriyorlar.
Falas espanhol?
- Quieres un pescado? - İspanyolca da mı biliyorsun?
Então, tens pescado muito?
Söyle, balığa çok gittin mi?
Pescado!
balık!
Claro, tanto como um peixe quer ser pescado pelo pescador.
Tabii tabii. Hani balığın oltaya gelmek istemesi gibi.
Zacharias usa uma velha embarcação de pescado em San Pedro... para processar e distribuir a droga.
Zacharias, San Pedro'da eski bir balık konserve tesisini paravan olarak kullanıyor.
Preparei para vc um delicioso sandwich de pescado.
Size güzel bir balık sandviçi yapayım.
Quer pescado também?
Balık ne alemde? Onu da istiyor musun?
E não nego um certo prazer por ter pescado mais um outro.
Ve ben başka bir hileyi aydınlattığıma memnunum.
Algo sobre pescado.
- Balıklarla ilgili bir şey.
- Odeio pescado.
Söz veriyorum. - Ben balık sevmiyorum!
Que não gostava de nosso pescado.
Balığımızı beğenmediğini düşünmeye başlamıştım.
Adora seu pescado.
- Balığınızı çok seviyor.
Se fosse o Lago Wallon, talvez fossem percas. Nesta altura já teria pescado umas seis.
Vauloon Gölünde her avda bunlardan 6 tane yakalarım
Julgava que já tinhas pescado em toda a costa ao sul de Largo.
Largo'nun güneyindeki her koyda balık avladın sanıyordum.
- Ele nunca havia pescado.
Hiç balığa çıkmamıştı.
"A FISHFUL OF DOLLARS" "POR UM PESCADO DE DÓLARES"
Balık Dolusu Dolar
Pescado até morrer.
Ölümüne avlandılar.
Aposto que o velho Red deve ter pescado muito com estas canas.
Bizim yaşlı Red bu oltalarla amma yayın balığı tutmuştur. - Uh-huh.
3 combinados de porco, presunto extra, 2 tapas de queijo picante, um cesto de fígado com rodelas de cebola, um pescado do dia, e um bife do feitio de truta.
3 pork combo, ekstra pastırmalı bir taraftan, 2 tadımlık acılı peynirli, bir paket ciğer ve soğan ve günün siparişi alabalık şeklinde kesilmiş bir pirzola.
Fiz uma salada Niçoise com um atum "pescado-sem-golfinhos".
Harika. Yunustan olmayan ton balığı salatası yaptım.
Sabem, em vez de nos tornarmos agressivos, que tal sentarmo-nos todos juntos e comermos uma salada de atum do tal "pescado-sem-golfinhos" e conversarmos?
Neden karşı karşıya gelmek yerine birlikte oturup yunus balığı olmayan salatamızı yiyip diyalog kurmaya çalışmıyoruz?
Faz muito tempo... se um homem roubava a vaca de outro ou um cordeiro ou porco, e o matava, e lhe achavam sangue do animal nos dedos, diziam que o tinham pescado
Eski zamanlarda... birisi baskasinin inegini, koyununu veya domuzunu çalip keserse, ve parmaklarinda hayvanin kani bulunursa, ona su isim verilirmis,
Tomarei uma pomada... com pescado'gentil'.
Giderken yanına Pap pisliğini de al! Seni Yahudi olmayan balık...
No menu de hoje temos cabra, roast beef, pescado e batatas...
Bugünün menüsünde körili keçi, dana rosto, balık ve patates kızartması, tavuk ve bezelye...
Não são o grupo cujo ministro foi pescado roubando centenas de milhares de dólares?
Bunlar... papazları yüz binlerce dolar çalarken yakalanan grup değil mi?
O que eles deviam fazer é introduzir um peixe bom de ser pescado
Yapmaları gereken şey hoş bir balık oyunu sunmak.
Comecei a pensar acerca de pesca no gelo especialmente do ponto de vista do peixe que é pescado e se liberta.
Fakat ben, buzda balık avlama konusunu düşünmeliyim özellikle yakalanmış geriye atılmış balık açısından...
Bom carácter, breve estadia pela madeira, ideal para o pescado.
İçimi güzel, hafif bir fıçı tadı var, sek ve diri, balığınızın tadını ortaya çıkartacak.
Logo te repassarei, abrirei o Chablis,... colocarei algum pescado no meu prato e talvez até coma um pouco.
Sonra harekete geçip şampanyayı açacağım ve tabağıma biraz balık alacağım. Ve belki de bir miktarını yiyeceğim.
Como sempre, os grossistas de pescado são os primeiros a acordarem em Aci Trezza.
Acitrezza'nın balık toptancıları her zaman olduğu gibi erkenden ayaktalar.
Zelary come pescado e arrota caviar.
Zelary kerevizi, kokuyor tavuk pisliği...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]