Translate.vc / Portuguese → Turkish / Piná
Piná translate Turkish
239 parallel translation
Pina, no seu estado, é uma loucura.
Bu yaptığınız suçtur. Ne yapayım peki?
Pina, acha que os americanos existem mesmo?
Sizce Amerikalılar gelecek mi? Öyle görünüyor.
- Não é de sua conta.
Derdiniz nedir? Siz bayan Pina olmalısınız.
- Entendi, é dona Pina.
Bunu nereden anladın?
Pina o deixou ficar por uns dias.
- Senin evinde. - Benim evimde mi? Evet, Pina onu içeri aldı.
- Boa tarde, Pina.
Yarın evlilikten önce onu görürüm.
Ainda mais repolho.
- İyi akşamlar Pina.
Estamos certos de não ter merecido estes flagelos?
Bana birçok kişi bunu sordu Pina.
Foi Pina quem o deixou entrar?
- Bu sefer, evet. Patron ve Nanina harikaydılar.
No início ela pensou que eu era um policial... tratou-me muito mal.
Buradan hiçbir şey elde edemezler. Don Pietro bana Pina'nın kapıyı sana açtığını söyledi.
Aí vem Pina.
Güzel olmuş, değil mi?
Olá, como vai? - Preocupada com Marcello.
Bu Pina olmalı.
Eu sinto estas coisas mas não sei explicá-las.
Bitecek Pina. Ve bahar tekrar gelecek.
E por isso você não deve ter medo, Pina, jamais... aconteça o que acontecer. Não é?
Belki bu yol uzun ve zor ama... oraya ulaşacağız, daha iyi bir dünya olduğunu göreceğiz.
Pina o pôs para fora na noite de núpcias.
Merhaba tatlım. Gördün mü, geldim sonunda. Sonunda zincirlerimi kırdım ve ona dedim ki...
- Entre. Não olhe para mim.
Pina, ilk gecenizde seni yataktan mı attı?
Só faltava essa garota tola.
Fritz'le beraber kalmalıydım aslında. Pina'yı görünce söyleyeceğim.
Cuba Libre... Piña Colada.
Küba Libre, Piña Colada...
Cuba Libre... Piña Colada.
Küba Libre, Pina Colada...
Em Maio, estarei sentado em Central Bay na praia, com uma Piña Colada e nunca mais terei que andar de metro!
Sonraki başkan göreve geldiğinde ben Saint-Tropez kumsalında kokteylimi yudumluyor olacağım. Bir daha da metroya binmek zorunda kalmayacağım.
- Ela e a Pina estão a conversar.
- Pina'yla konuşuyor.
Pina é m-maravilhosa. Segue-vos para todo o lado.
Pina harika biri, her yere seninle birlikte gitmesi çok güzel.
- Pina...
- Pina...
Vá lá, Pina.
Tamam, Pina.
Vá lá, Pina.
Gel, Pina.
Pina, acordai.
Pina, uyan.
Boa noite, Pina.
- İyi geceler, Germanicus, Pina.
- "Piña Colónicas"?
- Piña colonics mi?
Acabaram as criadas em topless e as "Piña Colónicas"!
Üstsüz garson kızlar gitti. Piña colonics de gitti.
Dá-te vontade de beber piña colada?
Tıpkı bir "pina colada" gibi hissettiriyor.
Uma piña colada com muita piña e com pouca colada.
Pina colada lütfen. Pina'sı bol, romu az olsun.
Ele matou o Piña e o Taco Ele não vai escapar outra vez, eu prometo.
Pia ve Taco'yu öldürdü. Artık elimden kurtulamaz.
Toma outra Pina Colada!
Önüne baksana!
Conheci uma rapariga bebemos piña coladas.
Bir kızla tanıştım. Istakoz yedik. Pina coladas içtik.
- Piña colada.
- Piña colada.
- Piña colada?
- Piña colada mı?
Que tal tomarmos outra piña colada?
Birer piña colada daha içmeye ne dersiniz?
Uma pina colada, de lata.
Orada ne konuştunuz.
Uma piña colada?
- Pina Colada?
Nada como um filme de terror e uma pina colada.
Vahşi doğada korku filmi izleyip, pina kolada içmek gibisi yok.
- Piña colada.
- Meyve kokteyli.
Pode trazer-me outra piña colada?
Bir tane daha pina colada alabilir miyim?
Olha, eles têm Piña Colada numa lata.
Baksana, kutuda Pina Colada'ları varmış.
Se gosta de piña colada e de ser apanhada pela chuva, vou ter de casar consigo.
Vay canına. Eğer pina koladayı ve yağmura yakalanmayı seviyorsan, - - Seninle evlenmek zorundayım.
Eu pedi um "Mai Tai", e eles trouxeram-me uma "Piña Colada".
Ben mai tai istemiştim, ama piña colada getirdiler.
Piña colada, passion fruit, banana....
Piña colada, tutku meyvesi, muz...
Vou para a Jamaica, beber piña colada fresca, fumar erva, e procurar as irmãs Kini.
Jamaika'ya gidiyorum, soğuk pina cola da içip, ot çekip Kini kardeşleri arayacağım.
- Gostas de piña colada?
- Pina colada ister misin?
É uma bomba, gosta de piña coladas e de andar à chuva.
O, meyve kokteyli seven dolu bir silah.
Estava pronto pra pina-la.
Üstüne boşalmaya hazırdım.
Já que você está aqui... esses piñas coladas que nos perseguem, são tudo o que Crais diz que são?
Burada olduğun sürece... şu Pina Colada şeyleri bizi takip edecek... Onlar hakkında Crais samimiydi, değil mi?