Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pistola
Pistola translate Turkish
3,500 parallel translation
A pistola que sacaste o outro dia era uma Jericho 941.
Geçen çektiğin silah bir Jericho 941'di.
Ele esguichou-o com uma pistola de água e parecia que ele tinha mijado nas calças.
Su tabancıyla onu ıslatıp altına yapmış gibi görünmesini sağlıyor.
Sabes aquela vez em que o Ricky Brown te esguichou com uma pistola de água? Sim.
Ricky Brown'ın seni su tabancasıyla ıslattığı zamanı biliyorsun ya?
A pistola do acidente com a policia iria estar à cabeceira do Kjikeruds.
Kazadaki servis tabancasını polis Kjikeruds'un yatağının yanında buldu.
Uma caneta de pistola?
Kalem silahı mı?
Tens alguma pistola?
Silahın var mı?
" A pistola matou uma fénix hoje.
Silah bugün bir Phoenix öldürdü.
A pistola de quem?
Kimin silahı?
Desculpa, pensei que fosse uma pistola.
Pardon. Silah sandım da.
Pistola de pregos. Está ali.
- Çivi tabancası.
A pistola de pregos era sua?
Çivi tabancası sizin miydi?
Morris, a perícia analisou a pistola de pregos.
Çivi tabancasının adli tıp sonuçları geldi.
Costumo usar a pistola de pregos na carpintaria.
Marangozluk için çivi tabancası kullanmalıyım.
O dono viu-me e sacou da pistola.
Sahibi beni gördü, 38'liği çekti.
Vou confiar no Dan Samuels que confirma que, às 16 : 50, ele estava na loja a apontar uma pistola ao Omar e que o Omar fugiu para norte, que é o lado oposto da casa dos Westlake.
Saat 16.50'de çiçekçide olduğunu, Omar Lincoln'ün yüzüne 38'liği doğrulttuğunu bu yüzden Omar'ın kuzeye, Westlake'lerin evinin aksi yönüne kaçtığını doğrulayan Dan Samuels'ın sözüne güveniyorum.
Encontrámos a pistola de pregos com impressões que não identificámos.
Üzerinde tanımlayamadığımız parmak izleri olan bir çivi tabancası bulduk.
Gostava da minha pistola, por favor.
Silahımı rica ediyorum.
E onde está a minha pistola?
benim silahım nerede?
Pistola de pregos?
- Çivi tabancası mı?
Com essa pistola?
O silahla mı?
Como disse, ela é apaixonada e meticulosa no trabalho. Podia trazer uma pistola de água e não interessava.
Dediğim gibi, o işinde o kadar istekli ve kusursuzdu ki bende bir su tabancası da olsa farketmezdi!
Isto é uma pistola de sinalização.
Bu bir işaret fişeği tabancası.
Não queres ser atingido por uma pistola de sinalização.
Bu tabancayla vurulmak istemezsin.
O Coover adorava mostrar a pistola a tudo e todos, mas não acertava nem por acaso.
Yani, Coover silahını sağa sola sallamaya bayılırdı. Ama aslında, kayıktan düşse, denizi bile ıskalar.
Joe, recarrega a pistola de bolinhas.
- Joe, sahte silahı doldur.
Acha que é melhor ele descobri-lo enquanto está sob investigação ou noutra ocasião quando estiver sozinho com a Colette e a pistola do serviço?
Yani sence bunu o soruşturma esnasında ya da başka bir zaman mesela Colette'le yalnızken ve tabancası yanındayken öğrense daha iyi mi olur?
Não, mas ele gastou as munições. Talvez tenha apanhado uma pistola.
Belki tabanca bulmuştur.
Esta pistola vai estar em boas mãos no laboratório do Departamento de Polícia de Chicago, e tenho mais dessas em casa, fiquem tranquilos.
Bu sebeple bu tabanca artık Şikago Emniyeti Suç Laboratuarı'nda emin ellerde. Evde aynı kalitede daha çok silahım var.
O vizinho disse que o marido tem uma pistola.
Komşusu, kocasının tabancası öldüğünü söyledi.
Isso é uma pistola de água, Hank.
O bir su tabancası, Hank.
- Dá-me a minha pistola.
- Silahımı ver.
Dá-me a minha pistola. Podes devolver-me a minha pistola?
- Silahımı ver.
Se eu vejo uma pistola ou uma mão, mando-te um balázio.
Eğer bir silah görürsem, eğer bir el görürsem üstünde kahrolası bir delik açarım.
Só que isso só é uma pistola de pregos quando está ligada.
Açık olmayan bir çivi tabancası olsa bile.
Se me amas, dá-me a pistola.
Beni seviyorsan silahı bana ver.
Dá-me a pistola.
Silahı ver.
E por que não arromba simplesmente a porta, e com a sua pistola mostra àqueles cabrões quem manda?
Neden gidip, kapıyı kırıp tabancanla o kaltakları döverekten onlara kimin patron olduğunu göstermiyorsun?
Ajudo-os com uma pistola calibre 45.
Doğru şeyi yapıyordum. Kafalarına tabanca dayayarak mı?
E é isto. Todos entramos nisto, não nos apontam uma pistola à cabeça para entrar
Yine oraya çıkıp aynı şeyi yapacağız kimse bunun için kafamıza silah dayamıyor
E também me ofereceu essa sua bela pistola de cabo de madrepérola.
Ayrıca bana şu güzel sedef kaplı tabancanı da önermiştin.
Como em "dois-dois", uma forma de se dizer pistola calibre.22.
Gangsta-rap olayında çift çift, 22'lik tabanca demek.
- Veja se tem uma pistola.
Bak bakalım silahı var mı?
Para que precisa de uma pistola?
Silahı ne yapacaksın?
- Baixe a pistola.
İndir yoksa onu öldürürüm.
Baixa a pistola, Peter.
Silahı bırak Peter. - Bonny dostum.
Dá-me a pistola, Peter.
Silahı bana ver Peter.
- Peter, dá-me a pistola!
Peter, silahı bana ver!
Se queres ficar comigo, dá-me a pistola.
Eğer benimle kalmak istiyorsan silahı ver.
Estás a olhar para a pistola do Billy desde que aqui chegaste.
Geldiğinden beri Billy'nin silahını gözetleyip duruyorsun.
Não sai nada da pistola.
Namludan dışarı bir şey çıkmıyor yani.
Se lhe der a pistola, ele irá matar-nos aos dois.
Silahı ona verirsen, ikimizi de öldürür.