Translate.vc / Portuguese → Turkish / Playa
Playa translate Turkish
92 parallel translation
Pois olha o que lhe digo, é que agora nâo vai ser como Playa Giron.
Bu gizem değil Sergio. Hepimiz ne olacağını biliyoruz.
Johnnie Ray, Curtis LeMay, Dicks Playa Del Rey numa boa.
Johnnie Ray, Curtis LeMay, Dicks Playa Del Rey bu şovun ağır isimleri.
Quer vir para minha casa, pula, pula?
İster misin benim eve gelmek, zıplaya zıplaya?
Coelhos no pomar Brincam e saltitam
Bostandaki tavşanlar Hoplaya zıplaya oynuyorlar
É muito melhor que os casos sem importância que tu tens.
Evet, senin hoplaya zıplaya kurduğun anlamsız ilişkilerden daha iyi.
Algum insecto maluco está a passar por aqui!
Çılgın sümüklünün biri hoplaya zıplaya buradan geçti.
Nos nossos Verões da infância, quando o asfalto derretia e tínhamos de andar em bicos de pés.
Çocukluğumuzun yazlarını. Hatırlar mısın, asfalt erirdi de zıplaya zıplaya dolaşırdık caddede?
Traz-me a bebida a dançar!
Zıpla. Zıplaya zıplaya getir içkimi!
E o cão fica feliz no campo, a dançar, aos saltos...
Köpek artık atlaya zıplaya, dans ederek koşturur.
O Bucha e o Estica aos saltos pela cidade toda com as pilas de fora!
Ufaklıkla koca adam, malları ortada zıplaya zıplaya Sheffield'da geziniyor.
Pulavam e saltavam, estavam alegremente a seguir a música maravilhosa... com gritos e risos.
"hoplaya zıplaya, " neşeyle takıldılar, "olağanüstü müziğin, gürültünün ve kahkahanın ardına."
E o Joey levantou-se, atirou as muletas para o chão e saiu dali aos saltos.
Ve Joey, ayağa fırlıyor koltuk değneklerini yere atıyor zıplaya zıplaya uzaklaşıyor.
"O porquinho fez roinc-roinc até casa."
"Minik domuzcuk hoplaya zıplaya evine gidiyordu."
Tenho a certeza de que anda aí para fazer fofuras.
Bahse varım kıvırcık bir kuzu gibi hoplaya zıplaya gidiyordur.
Amaranto e Playa de Oro.
- Amaranto var. Orada Altın Plaj var.
Então porquê está todo arranjado como um playa playa?
Neden bir yavru gibi süslendin?
Pois acredite em mim, ele não é nenhum playa playa.
Bana inan o oyun oynamıyor.
Ele disse... "Corrida"...
Dedi ki : "corrida vamos a la playa".
"Vamos a la playa"...
Böyle şeyler söyledi.
Se lá fosse, estaria a ignorar o único pedido que ela me fez saltar pelo meu rabo acima e morrer.
- Ve eğer gidersem ayrıldığımızda söylediği şeyi yapmam gerekecek. Kıçımın üstünde zıplaya zıplaya ölmek.
Quatro meses preso e querem que eu fique manso?
Dört ay içeride kaldım, sokakta hoplaya zıplaya mı yürüyeyim?
Mas você sabia que era o Playa Mar...
Ama oranın Büyük Plaj olduğunu biliyordun.
Bem, chega dessa estupidez de dónde está la playa.
Bu ; "¿ Dónde esta la playa?" saçmalığı yeter!
Playa Palacios, colunista veterana do "Picon Star Tribune".
Picon Star Tribune'den yılların yorumcusu Playa Palacios.
Playa, a tua opinião.
Playa, nasıl değerlendiriyorsun?
A Playa não usa roupa interior.
Playa iç çamaşırı giymiyor.
É uma boa pergunta, Playa.
Çok güzel bir soru, Playa.
O Delko conhece todas as garotas de lá. Estou a falar playa.
Adam amma çapkın.
Aos pulos e a abraçar-me.
... hoplaya zıplaya bana sarıldı.
E então vi a última pessoa no mundo que queria ver a vir a saltar em direcção a mim.
Ve sonra, dünyada en son görmek isteyeceğim insanın, hoplaya zıplaya bana doğru geldiğini gördüm.
Saltando como um coelhinho na praia.
Hoplaya zıplaya sahile indim.
E aqui está Annette Fogel pronta para a playa.
İste Annette Fogel, "playa" icin hazir.
Como ela vai engravidar com todos esses pulos para cima e para baixo?
Böyle hoplaya zıplaya koşarsa bu kız nasıl hamile kalacak ki zaten?
Eu ganho o primeiro prémio no Playa ´ s Ball
Birincilik ödülünü alacağım.
Ouça cá, gosta da Playa Chololos?
Ee... Bu plajı seviyor musun?
Playa del Carmen.
Çin'dedir umarım.
Não é suficientemente longe.
Playa Del Carmen.
Placa Branca.
Playa Blanca.
E todos os anos, dois ou três feiticeiros idiotas andam perdidos pela floresta a tentar encontrar a pedra e normalmente acabam mortos.
Her yıl, iki üç aptal büyücü o taşı bulmak için hoplaya zıplaya ormana gidiyor ve genelde ölüyorlar.
É, a água pode ter acabado no momento, mas este deserto foi formado pela evaporação do H2O da salina, fazendo o calcário ser depositado em cristais chamado selenita...
Evet, su gitmiş olabilir ama bu çöl playa yüzeyinde buharlaşmış su tarafından oluşmuş geride de selenit adında kristal formunda kireç bırakmış.
Ouça, preciso que me reserve mesas VIP no "La Playa and Dune", e também no "Pink Elephant", está bem?
Bak, hayır. Bak, dur,... bana La Playa ve Dune'de VIP masalar ayırmanı istiyorum, Ayrıca Pink Elephant'da, tamam mı?
Tenho uma casa aqui, em Santa Playa.
Burada bir evim var. Santa Playa'da.
Tenho uma casa aqui, em Santa Playa.
- Santa Playa'da evim var.
faz de recepcionista numa empresa de contabilidade em Playa del Rey.
Playa Del Rey'de bazı muhasebe firmalarına resepsiyonistlik yapıyor.
Playa del Roca é um sítio mágico.
Sonunda arkadaş olacaksınız. Playa del Roca büyülü bir yer.
Obrigado, Playa.
Teşekkür ederim, Playa.
Caraças! O que aconteceu contigo?
Zıplaya jelibonlar aşkına.
Os prisioneiros de Playa Girón.
- Kimler?
Olhe...
Playa Giron mahkûmları.
Não sabia, disseram para mim que esse era o Playa Mar e me levaram aí...
Hayır, bilmiyordum, biri bana Büyük Plaj olduğunu söylemişti.
Sejam bem-vindas a Playa del Roca.
Alıp başımızı gidiyoruz! Playa del Roca'da keyifli tailler dilerim.