English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pong

Pong translate Turkish

509 parallel translation
Quem quer jogar pingue-pongue comigo?
- Benimle kim ping-pong oynamak ister?
- Ping Pong, pode fechar a água?
- Sağol. - Ping Pong, suyu kapat!
Depressa, cubra isso, Ping Pong.
Çabuk üstünü kapat Ping Pong.
Traga-me um Mai Tai, Ping Pong.
Bana bir mai tai hazırla Ping Pong.
Ping Pong, não deixe o copo do Sr. Karnibad esvaziar.
Ping Pong, Bay Karnibad'ın bardağı boşalmasın.
- Oh, sim! Oh, Ping Pong, estes ovos estão frios.
- Beni dinliyor musun Baba?
- Oui, oui. Bom dia, Sr. Chadwick.
Ping Pong, yumurtalarım soğudu.
- Merci beaucoup, Ping Pong. Alô?
- Bay Gate hatta sizi bekliyor.
Alô, Papai?
- Merci beaucoup, Ping Pong.
Os ting tang tong vibraram, as pontas dos mamilos saltaram e coisas palpitantes fizeram "pong".
Ting tang tong şişti, akşamcılar sıçtı portlak şeyler portladı.
Podia estar nos States a jogar ping-pong, voleibol fartar-me de míudas.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
Temos uma sala de jogos nova com uma mesa de ping-pong.
İçinde masa tenisi masası olan yeni bir oyun odamız var.
- Temos uma mesa de ping-pong.
- Masatenisi masamız da var.
- Ping-pong?
- Masatenisi mi?
Pong.
Pung.
Concurso de ping-pong e de voleibol.
Masa tenisi batı salonunda, mini beyzbol doğu salonunda.
Olha, mais bolas de ping-pong.
Daha çok ping pong! Başaracağız.
Carlos, já não jogo muito ao pingue-pongue.
Carlos, artık pek ping-pong oynamıyorum.
Pingue-pongue de novo?
Yine ping-pong mu?
Pergunte-lhes quem preferem conhecer, o Comandante de Esquadrão Flashheart e o homem que limpa as casas de banho públicas em Aberdeen, e eles escolheriam sempre Wee Jock "Cheiro-a-cocó" Mcplop.
Sorun bakalım, kiminle tanışmayı tercih ederlermiş, Filo Komutanı Flashheart'la mı, yoksa, Aberdeen'deki umumi helaları temizleyen adamla mı, veyahut, hep hayran oldukları Wee Jock Poo-Pong Mcplop'la mı?
Não, mas fazia-me jeito uma mesa de ping-pong.
Hayır, dokunacak değilim.
Estou a preparar-me para jogar pingue-pongue.
Ping-Pong oynamaya hazırlanıyorum.
Ei, isso é o Pong!
- Bu sadece Pong!
Parece uma bola de ping-pong sempre daqui para lá.
Pinpon topu gibi İtalya'yla burası arasında gidip gelir.
Emergency! Send in a SWAT team immediately. Over!
Bırakın oynamayı ping pong, yardım lazım bu köşede!
No aeroporto, estavam lá uns putos a meter moedas num jogo do Pong.
Havaalanı çocukları Pong denilen oyuna para atıp duruyorlardı.
Quem andou a jogar ping-pong com a tua cara?
Suratınla kim pinpon oynadı?
Para mim, o ténis é como o ping-pong, e os jogadores estão na mesa.
Bence, tenis temelde pin-pong'dur ama burada oyuncular masanın üstünde duruyorlar.
Adam, as bolinhas de ping pong do tio Barry estão presas no ralo.
Barry Amcamın ping pong topları, küvetin deliğine sıkıştı.
Não pode fazer isso com uma bola de ping pong.
Ping-pong topu ile olmaz!
Um bonito traje e uma canção popular.... não podem competir com bolas de ping pong, cigarros e um litro de cerveja.
Komik bir elbise ve dans şarkılarıyla 3 ping-pong topu, iki sigara ve bir bardak bira ile yarışamam.
É pingue-pongue.
Yok ping-pong.
Ping Pong?
Masatenisi?
Enterraste-me nu e trocaste o fato por uma mesa de pingue-pongue.
Beni çıplak olarak gömdün ve bir ping-pong masası alabilmek için takım elbisemi sattın.
Por estar a jogar pingue-pongue ao almoço.
Öğle yemeği sırasında Ping-Pong oynadığım için.
Tudo bem, e agora para o seu divertimento, aqui está um dos meus famosos truques de Ping-Pong.
Peki şimdi eğlenceniz için benim ünlü Ping-pong topu numaram
Esse é o meu truque de Ping-Pong!
Bu benim ping-pong numaram!
O Reverendo Pong diz quando os deve pôr.
Rahip Pong takmanız gerektiğinde söyleyecek.
Sim, ping-pong.
- Evet, Ping-Pong.
E interagiu com seu próprio passado na frente... de 15 tripulantes num torneio de ping pong
Ping pong turnuvası sırasında 15 müretebatın önünde kendisiyle karşı karışıya geldi.
Não. O Red's Pong é que não. Eu acho que não devias ir...
Red'in Pong'u olmaz Gitmemelisin diye düşünüyorum...
Ok. Eu sou muito bom no Pong.
Peakala, Pong'ta çok iyiyim.
Sempre que jogámos pingue-pongue, ou outra coisa qualquer, foste sempre...
Ping pong yada hangi oyun olursa olsun sen her zaman...
É pouco eficaz nas pancadarias, mas o espírito é o mesmo ;
Daha efektif olmak için. Benimki ping-pong.
Meti algumas bolas de ping-pong mais pesadas... e pimba!
Bir kaç pinpon topunu ağırlaştır ve Bob amcan olsun.
E P.S., foi na mesa de ping-pong.
Not : Pinpon masasının üzerindeydik.
Nancy Pong...
Nancy Pon-n-g.
- Nancy Pong?
- Nancy Pong mu?
Alguém vive no mesmo prédio, obrigado.
- Aynı binada yaşayan biri, teşekkürler. - Sen Nancy Pong musun?
"Tenho de esticar as pernas, Stanley." Ele dizia, "Ping-pong."
"Kaslarımı açmalıyım, Stanley." O da "Pingpong" derdi.
Eu adoro basebol, adoro golfe, adoro snooker, adoro atletismo... adoro ping-pong, adoro voleibol, adoro badmington...
Beyzbolu seviyorum. Golfü seviyorum. Bilardoyu seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]