Pops translate Turkish

- Que tipo de dinheiro, pops?

- Ne kadar?

Do modo como pões isso, fazes parecer tudo muito simples. Sabes pops?

Böyle anlatınca çok kolay geliyor.

- Está bem, pops.

- Tamam.

Rice Pops.

Pirinç patlağı.

Outra rodada, Charlie, por conta aqui do paizinho.

Bir tur daha, Charlie, Pops'un kesesinden.

Mas que diabinho me saiu, paizinho.

Ne kurnaz küçük şeytanmışsın sen, Pops.

O tipo é um artista...

Pops gerçek bir sanatçı.

Eh, Pops, és um bocado velho para isto.

Hey babalık, bu iş için biraz yaşlı değil misin?

Não, quero algo para levar para casa, Pops.

Hayır, eve götürecek birşey isterim, Pops.

- Aqui está, Pops.

- İşte geldi, baba.

Olá, Pops.

Selam baba.

Vamos ter com o Pops.

Gidip babayı görelim.

Pops.

Baba.

Pops!

Baba!

Sim, Top of the Pops em 1500

Evet, 1500 yılında pop kralı.

Os fetos gostam dos Boston Pops.

Eğreltiotu, Boston Pops'u seviyor.

Segure a porta, velhote.

Kapıyı tut, olur mu, Pops?

- A Kit esteve cá?

Hey, Pops, Kit buralarda mı?

Como, Pops, o porteiro.

Hademe "Amca" gibi.

- Então ele você é e me, huh, Estala?

- Demek sen ve ben, ha, Pops?

- Hey, Pops, como estás?

- Nasılsın, baba?

Pops, é um homem de muita experiencia.

Baba, sen deneyim adamısın.

Pops, está bem.

Baba, haklısın.

Pops, decidi que não vou para a Europa.

Baba, Avrupa'ya gitmekten vazgeçtim.

Que rapariga, Pops?

Kimden bahsediyorsun, baba?

Por isso vai ter que falar com o Pops.

Böylesine büyük bir kararı tek başıma alamam. Dolayısıyla ailemle konuşmam gerekiyor.

Pops...?

Ailen.

Pops! Deixe-me pensar! Por favor.

Sadece düşünmekten vazgeç lütfen.

karwa Chauth, Pops...?

- Karwa Chauth, baba...?

Mãe ji, este é o meu Pops. Pai.

Gel Ma-ji, bu benim babam.

Já me junto a vocês. Pops, esta é...

Hemen dönerim.

Ela virá, Pops.

Gelecek baba. Gelecek...

Ou foi o Avô Freshenmeyer... ou o Homer Simpson.

Ya Pops Freshenmayer'dir ya da Homer Simpson'dır.

- Ela tinha Sweetie Pops.

- Şekerlemesi vardı.

Ele tem 3 mil dólares e eu pago-lhe os Pudding Pops.

Onun 3,000 doları var, ve dondurma parasını ben veriyorum.

- Acabaram-se os Pudding Pops.

Bundan böyle dondurma yok.

Há uma gala de beneficência no Boston Pops esta noite, e... bem, estou tentando conhecer a flautista.

Boston Pops'da bir yardım galası varmış ve... ben de flütçü kızla takılıyorum.

A gente o comprou, mas não saímos em Top of the Pops, por tanto chamaram aos bailarinos no seu lugar.

Ama hiç kimseyi incitmedi... İnsanlar satın aldılar ve iyi iş yaptı ama Top of the Pops'a çıkmadık bizim yerimize Pan's People'ı aldılar.

Dois Roller Pops, por favor!

İki top lütfen!

Romano, Francis A. Também conhecido por "Pops".

Aradığımız kişiler bunlar. Baba olarak bilinen Romano Francis.

Peter Romano, o filho mais novo do Pops, e o alegado músculo da família.

En küçük oğul Peter Romano işini kaba kuvvetle halleder.

Leo Corrigan, o braço direito do Pops. É o nosso informador ainda no seio da família.

Leo Corrigan Baba'nın sağ kolu ve bizim muhbirimiz.

Com as informações que recebemos do Leo... Finalmente pusemos o Pops Romano exactamente onde queríamos.

Leo'nun verdiği bilgiye göre Baba Romano tam istediğimiz yerde.

Pops, o que pensa acerca de passar o resto da sua vida na prisão? Pops?

Hapse girmek konusunda neler hissediyorsun?

Pops, devia-lo ter abafado em casa dele.

- Keşke onu beşiğinde boğsaydın.

O que há para pensar, Corky? Não vês que o Pops engoliu o seu orgulho apenas ao pedir-te para fazeres isto?

Bunu sana sormanın Babanın onurunu nasıl kırdığını görmüyor musun?

Calma, paizinho.

Heyecanlanma Pops.

Está bem, Pops?

İyi misin baba?

Quem, Pops?

- Nerde yaşıyor?

São como "tootsie pops".

Lolipopa benzer.

Então, Pops, isto é ridículo.

Baba, bu çok saçma!