Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pr
Pr translate Turkish
221 parallel translation
- Estou-me "skoleando" pr'a isso.
- Süper. Görebileceğin en süper heriftim.
Já recebí 24 bases pr'a copos e 16 vasos de gelo.
Şimdiye kadar 24 tane çerezlik, 16 tane gümüş buz kıracağı geldi.
- Pr'aí estou pronto.
- Bak işte onun için hazırım.
- Isto é pr'á minha coleção de expressões.
Özel dosyam için ifade topluyorum.
- Muito pr...
- Memnun...
Para combater todos os odores da transpiração, uso Printil no final do meu banho e estou tranquila todo o dia.
Koltuk altı terlemesi de dert değil her gün düştan sonra Prıntıl kullanıyorum böylece gün boyunca rahatım.
Olha p'ó espelho pr'ajeitar a touca de nôte. Ha, ha. Muito vaidosa.
Başına taktığı gece başlığının üzerinden gözlükleriyle bakan kendini beğenmiş bir kadın.
Olha p'ó espelho pr'ajeitar a touca de nôte.
Korkunç gece başlığı ile birlikte gözlüklerle dünyaya bakan biri.
- Verificamos a máquina debulhadora juntamos o feno, minha senhora afugentamos os galos quando eles vão pr'ás sementeiras.
Harman makinesini kurup işletebiliyoruz, hanımefendi. Bir de vızıldayan böcekleri ekinlerden uzak tutarız efendim.
O Pr. Loriébat, em quem confiamos piamente, espera por si e pela sua mulher no Hospital.
Profesör Loriebat, sizi ve karınızı hastanede bekliyor.
A mesa está toda partida, mas os lençóis com Fibro-Val estão limpos e brancos.
Masa tamamen kırıldı ve parçalandı. Ama Fibro-Val'le yıkanan çarşaflar prırıl pırıl ve beyaz.
O que é que eu estou pr'aqui a dizer?
Benim ne işim var buralarda?
- O PR dizia o mesmo em Chinatown.
- Bir ara savc da aynsn söylemisti.
- O PR dá-lhe desses conselhos?
- Savc da ayn tavsiyeyi mi verdi?
Comandante, estamos pr...
Komutan, şu anda...
Significa que nós vamos morrer ao mesmo tempo. Pr'ò diabo, filosofo de merda!
İkimizin birlikte öleceği anlamına gelir.
Olha-me pr'aquela, Max. Acho que se está a fazer.
Galiba bana bakıyor.
De fato, vovê deve ¡ r até os Elfos pr ¡ me ¡ ro.
Dosdoğru elflere gitmelisin Ayrıkvadi'ye.
Estou vansado de olhar para os meus pr ¡ mos o d ¡ a todo.
Bütün gün kuzenlerime bakmaktan yorulmuştum.
É a pr ¡ me ¡ ra vez que eu temo por ele.
İlk defa onun için endişeleniyorum.
- Não desejo entrar nem a pr ¡ me ¡ ra.
Ben bir kere bile girmek istemem.
Meu pr ¡ mo Bal ¡ n t ¡ nha um grupo de anões la, ha mu ¡ tos anos.
Kuzenim Balin yıllar önce oraya bir cüce kafilesi götürmüştü.
Portuguese - PR
Turkish
Que? Ei, pr'aonde é que vais?
Ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun?
Estiquem os labios pr'adiante, como se fossem dar um beijo... e torçam-nos rápidamente, para a direita e esquerda.
Şimdi diğer egzersiz, size daha önce göstermiştim hatırlayın. Dudaklarınızı öpüşüyormuş gibi yapın. Sola kaydırın...
- Maximiliano, traz umas velas. - Já aquí estão. Ilumine pr'aquí.
Massimiliano, git ve mumları getir!
Amélia, estamos pr'aqui com uma banda de'amateurs'.
Amelia, amatörlerin arasında kaldık!
- Que bichanas pr'aí?
Ne diyorsun?
Eu que me levanto às 6 : 00 h e me deito às 24 : 00 h... para levar pr'adiante uma industria insignificante, com quatro'gatos'... eu sou uma exploradora?
O şirketi kurabilmek için sabah altıda kalkıp gece yarılarına kadar çalıştım, ve şimdide köle tüccarı mıyım?
Tú vieste pr'aquí como'entrada'para um almirante. Francamente, a mim tudo isso também não me entusiasma muito...
İkisinden de hoşlanmıyorum ama sistemleri böyle.
E agora estais todos pr'aí sempre a ver a televisão? !
Sadece televizyona mı kulak veriyorsun?
Pr'á caminha?
Yatma zamanı.
Ainda dependo do velho PR-24.
Ben hala bildiğimiz copa güveniyorum.
EUR pr _ iso limpá-los E, em seguida, fritá-los
# İçindekileri çıkartıp kızartmayı
- Vou chamar um PR e veremos.
- Halkla ilişkiler sorumlumuzu çağırayım.
Sabemos do paradeiro de todos os homens dos serviços secretos e nenhum esteve na Pr.
Dallas'taki bütün Gizli Servis elemanları sorguya çekildi.
O Director da Polícia interino, Wayne Forrester. anunciou candidatar-se a Pr. da Câmara, nas próximas eleições.
Polis Şefi Forrester'ı B. Başkanlığı seçiminde aday olmaya itti.
Está em casa da Pr. da Câmara.
B. Başkanı'nın evinde.
Última hora. Houve um tiroteio em casa da Pr. da Câmara.
Az önce Belediye Başkanının evinden silah sesleri yükseldi.
A Pr. da Câmara chegou ao Hospital já sem vida e a Polícia confirmou que foi atingida mortalmente na cabeça.
Belediye Başkanının hastaneye giderken öldüğü deklare edildi,... ve polis de kafasından vurularak öldürüldüğünü onayladı.
David Kellum, o suposto assassino da Pr. da Câmara, é um doente mental, recentemente fugido do hospital, onde estava a receber tratamento.
David Kellum ; Başkan Franzone'nin ölümünden aranan adam,... tedavi görmekte olduğu hastaneden henüz kaçan bir akıl hastası.
- Disparate! Acabámos de apanhar o assassino da Pr. da Câmara, no interior do edifício.
Az önce bu binanın içinde Belediye Başkanının katilini yakaladık.
A Pr. da Câmara... e... e... mandei assassinar.
Ve Belediye Başkanının... ve... ve onu öldürttüm.
Pr seu lado o pastor, no campo, de noite...
Ama geceleyin kırlara uzanmış bir çoban, o bambaşkadır.
- Vá lá, meu! - Pr'ó caralho!
Defol buradan!
o Pr. Boris Smirnoff nasceu em Waclavitiv, Russia, em 1923.
Profesör Boris Smirnoff 1923'te Vaclavitiv, Rusya'da doğmuş.
Chega pr'a lá.
Kenara kay.
Vai pr'ò diabo que te carregue!
Cehenneme git!
O que é que está pr'aí a dizer?
Ne diyor?
Felizmente que ele estava ali.
Kıprıdamayın.
- Pr'ó caralho!
Defol git!