Translate.vc / Portuguese → Turkish / Preacher
Preacher translate Turkish
38 parallel translation
Preacher, traga-me um whisky White Tavern, um copo e um pouco de gelo.
Bana White Tavern marka viski, bir bardak, biraz da buz getir.
Preacher, traga-me um bourbon.
Vaiz, bana da burbon getir.
Preacher, arranje-me um lanche.
Vaiz, bana kahvaltı getir.
Preacher, meu casaco.
Vaiz, ceketimi ver.
"Regressamos com Troy McClure e Delores Montenegro em" Religioso com uma Pá. "
Şimdi Preacher With a Shovel`da Troy McClure ve Delores Montenegro`ya dönüyoruz.
Pregador?
Preacher?
O que queres daqui, Pregador?
Burada ne işin var, Preacher?
Estão a falar do Pregador?
Preacher'ı mı diyorsunuz?
Era o que lhe chamávamos : ele estava sempre a ler a Bíblia.
Ona Preacher yani vaiz derdik, hep İncil'inden bir şeyler okurdu.
Preacher, vai atrás!
Preacher, beni izle!
Took the hand of a preacher man ( Dei a mão a um Pastor )
Vaizin elini tuttum,
Crie isso, pregador?
Buna inanıyor musun Preacher?
Uma brilhante, linda, e diabólica cobra traiçoeira.
Çok yakındı. Neredeyse parçalanacak.Bende Preacher'a katılıyorum. Birkaç aptalın yüzünden bu karda donmak istemiyorum.
Pergunta ao Ivory e ao Preacher Man.
Ivory'ye sor. Preacher Man'e sor.
Ora, Preacher.
Yapma Preacher.
Sê perfeito, Preacher Man.
Mükemmel ol Preacher Man.
Vamos lá, Preacher!
Hadi Preacher!
E estou certo de que o Preacher Man se dirige à terra prometida.
Eminim ki Preacher Man vaat edilmiş toprağa doğru gidiyor.
Então, Ron? Pam? Sra. Preacher?
Pekâlâ Ron, Pam, Bayan Preacher.
Quero que olhe aqui para o Pregador.
Şu tarafa, Preacher'a bakmanı istiyorum.
Ele já provou um pouco de si.
Preacher tadını aldı artık.
Acho que ele é um anjo enviado à Terra como Denzel Washington em "Um Anjo em Minha Vida".
The Preacher's Wife'taki Denzel Washington gibi dünyaya gönderilmiş bir melek olabilir.
De qualquer modo, eu sou apaixonada por você.
The Preacher's Wife filmini izledin mi? Her neyse, senden çok hoşlanıyorum.
Preacher, dá-me a ganja.
Preacher, cigaradan bana da ver.
Preacher, senta-o.
Preacher, oturt şunu iyice yere.
Preacher!
Preacher!
O Preacher está cansado deste lugar.
Preacher bu yerden bezdi artık.
- Preacher!
- Preacher!
- Preacher! - Vamos!
- Gidelim!
Não sigas o Preacher. Randy!
- Preacher'ı takip etme.
Era melhor teres ficado com a boca fechada, não achas, pastor?
Keşke çeneni kapalı tutsaydın, öyle değil mi, Preacher?
- Ele quer que a gente vá.
Preacher, gitmeliyiz.
Tira-nos daqui, pastor. Tira-nos daqui. Não me deixes...
Haydi, çıkar bizi buradan, Preacher, çıkar bizi buradan.
Anteriormente, em Preacher...
AMC Vaiz'de daha önce...
Trinta segundos depois de carregar no botão, é tudo incinerado.
Preacher hayatımın yeteri kadar uzun olmayacağını düşünüyorum.
Depende da pessoa.
- Bu adamların şakası yok Preacher. - Bende ondan korkuyorum.
Sim, Preacher.
Buyurun, rahip.
PREACHER ( 1ª TEMPORADA )
Hayır!