English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Prince

Prince translate Turkish

893 parallel translation
Perante vós jaz o corpo do marinheiro Grigory Vakulinchuk brutalmente assassinado... morto por um oficial sénior do esquadrão couraçado Prince Tavrichesky.
Burada bir subay tarafından zalimce öldürülen Vakulinchuk'i Potemkin Zırhlısı denizcileri olarak unutmayacağız.
Tripulação do esquadrão couraçado Prince Tavrichesky. "
Potemkin Zırhlısı mürettebatı "
Só dá para irmos, talvez, até Port-au-Prince.
Bizi Port-au-Prince'e kadar ancak idare eder.
Isto não é "Student Prince" ou "Blossom Time".
Bu Student Prince ya da Blossom Time değil.
O Príncipe de Orange tem o meu no, o 8.
Prince of Orange. Sekiz numara.
Príncipe de Orange.
Prince of Orange.
Já disseste isso para o Príncipe de Orange.
Prince of Orange için de aynı şeyi söylemiştin. Rahatla biraz.
Eu, coronel Thurston Tillman, de Rutledge Hall, do Condado Príncipe Edward... faço neste vigésimo dia de abril de 1861... manu... subscrevo voluntáriamente e para sempre quitada a reivindicação... do corpo e dos serviços do menino escravo chamado...
"Ben, Albay Thurston Tillman, Rutledge Hall, Prince Edward İlçesi'nde yaşayan " 1861 yılı Nisan ayının 12'sinde, "azad..."
No estádio do Parc des Princes, no início da reunião.
Parc de Prince stadyumunda. Rally başlamadan.
Sua Alteza Imperial... o Príncipe Tuan.
Emperyal Majesteleri, Prince Tuan.
Prince Peter é o novo rei.
Prens Peter Kral oldu şimdi
- "Bonnie Prince Charles".
"Prens Charles" değil miydi? Hayır, "Yuvarlak Kafalar".
Príncipe...
Prince...
Com vossa permissão, batizei-a de "Prince Regent".
Evet, zevkle. Buradan gelin. Ona naçizane Somon Beurre Brigette adını verdim.
Em 10 de Dezembro, o orgulho da armada britânica no Pacífico, o Prince of Wales e o Repulse foram afundados.
10 aralıkta, İngiliz Kraliyet Donanması'nın iki gözbebeği gemisi HMS Prince of Wales ve HMS Repulse, Japonlarca batırıldı.
- Prince von Bülow?
- Prens von Bülow?
Vamos, Prince.
Haydi Prens.
Ligarei da cabine na esquina da West Broadway com a Prince.
Batı Brodway ve Prince'ın köşesindeki telefon kulübesinden arayacağız.
- O Prince deve achar que eu tenho aqui uma enfermaria.
Sanırım Prince burada hastane işlettiğimi sanıyor.
A última coisa de que preciso é de ser o intermediário entre o Prince e uma data de mexicanos doentes. Entendido?
Prince ve bir grup hasta Meksikalı arasında komisyoncu olmak istemiyorum.
Só sei que, quando preciso de gente, ligo para um tipo, o Prince.
Bakın, elemana ihtiyacım olduğumda Prince denen adamı ararım. Tek bildiğim bu.
- Onde está o Prince?
- Prince nerede?
Se estiveres a mentir, ou se avisares o Prince... Nós voltamos e fechamos estas cortinas de vez.
Yalan söylüyorsan, Prince'i uyarırsan geri dönüp derini yüzeriz.
Liga ao Prince.
Prince'i ara.
Prince, chamo-me Sérgio.
Prince, adım Sergio.
Muito bem, Prince.
- Tamam Prince.
Este tipo, o Prince, trabalha para a Patrulha Fronteiriça.
Bu Prince denen adam Amerikan Sınır Devriyesi ile birlikte çalışıyor.
Amanhã de manhã, vou começar a verificar cada um deles.
Yarın sabah Prince, hepsini kontrol etmeye başlıyorum.
O Herman disse que só temos de sacar a informação ao Prince. - Eu vou esmagar esse insecto!
Herman tek tapmamız gerekenin Prince'ten bilgi almak olduğunu söylüyor.
O Prince deve ter alguns capangas naquele antro.
Prince'in küçük sevimsiz barında birkaç akbabası vardır.
Chamo-me Prince ( príncipe ).
Adım Prince.
Aposto que fazes umas Margaritas fantásticas, Prince.
Ölümcül bir margarita yapacağına eminim Prince.
O Sr. Prince foi muito simpático e deu-lhe algum dinheiro para gastar.
Bay Prince ona harcaması için para verecek kadar nazikti.
- Apanharam o Garcia e eu. - Têm o Prince?
- Garcia ve bana saldırdılar.
- O carro do Prince. Não está cá.
- Prince'in arabası yok.
Três americanos entraram em casa do Prince e levaram-no.
Üç Amerikalı Prince'in yerini basıp onu kaçırmış.
Prince... és tu?
Price, sen misin?
Sacana, Prince, és tu?
- Vay canına, Price gerçekten sen misin?
Até depois, Prince.
- Tamam Price, sonra görüşürüz.
O Sr. Prince nunca faz nada sem a anunciar ao mundo.
Bay Price, yapacağı işi dünyaya yaymadan içi rahat etmiyor.
Charlie Prince. - Então olá.
Ben Charlie Prince.
Pertence a um tal de Ned Price que vive em Yorkshire.
Yorkshire'da yaşayan Ned Prince adında bir adama ait.
Fala o Dave Prince.
Merkez, Dave Prince konuşuyor.
Pare primeiro em Prince Street entre a Wooster e a Greene.
İlk durağımız Wooster ve Greene arasındaki Prince Caddesi.
B Movie, Floridora e Prince Harris. Por fim, temos Dr. Footwear. - Vou em último?
- Movie, Floridora ve Prince Harris en sonda onları Dr. Ayakkabı takip ediyor.
Foi construída pelo meu avô, Tough Teddy Prince.
Bu mağazayı büyükbabam Tough Teddy Prince kurmuştu.
É minha responsabilidade zelar pela segurança de perímetro. na Prince Companhia.
Burada, Prince Şirketi'nde bölgenin güvenliğini sağlamak benim sorumluluğumdur.
Uma partida da Prince Companhia?
Bu bir Prince Şirketi geleneği mi?
- Sim, têm-no.
- Prince ellerinde mi?
Prince Ludwig julgou ganhar,
# Prens Ludwig kazanacağını sandı
Na Prince Companhia.
Prince Şirketi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]