Translate.vc / Portuguese → Turkish / Princeton
Princeton translate Turkish
666 parallel translation
- Disse que o seu pai esteve na Princeton.
- Babanız Princeton'da mı okumuştu?
Parece que um dia Yale jogou contra Princeton... e, muito perto da baliza, Yale perdeu a bola.
Bir gün Princeton, Yale ile karşılaşıyormuş... Princeton'un yarı sahasına çok az kala Yale topu kaybetmiş.
Contava uma história de quando ele estava na Princeton.
Babamın Princeton'daki günleriyle ilgili bir hikaye anlatıyordum.
O papá adorava a Princeton.
Peder Princeton'a bayılırdı.
- Harvard, Yale, Princeton... Cornell, na Suíça.
Harvard, Yale, Princeton, Cornell, İsviçre.
O catálogo de Princeton.
- Her şeyi. Princeton kataloğum.
Fica cordialmente convidado para uma festa no sábado em honra do nosso irmão, Alonzo, que vai partir para Princeton.
Princeton'a gidecek ağabeyimiz Alonzo'nun şerefine cumartesi düzenlenecek partiye teşrif etmenizi dilerim.
Sim, Princeton é uma bela escola.
Evet, efendim, Princeton harika bir okuldur.
É preciso dinheiro, com o Lon em Princeton e a Rose na faculdade.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
Tens mulher e três filhos e o teu filho estuda em Princeton.
Karın ve üç çocuğun var. Oğlun Princeton'a gidiyor.
Princeton, 1941...
1941 Princeton mezunu...
Steve, fale com o Keefer das Comunicações, o Tom que mostre o navio a este ás de Princeton e ao outro subtenente.
Steve, Keefer'a haber ver ve Tom'a söyle zamanı varsa - - Bu Princeton Kaplanıyla diğer astsubaya gemiyi gezdirsin.
Não andaste em Princeton?
Princeton mezunusun, değil mi?
Quando eu estudava direito e Mr. Keefer escrevia as suas histórias, e o Willie andava a arrasar os campos de jogos de Princeton, quem estava de vigia a este nosso país?
Ben hukuk öğrencisiyken, bay Keefer hikayeler yazarken, ve Willie henüz Princeton'da vasat bir öğrenciyken bu ülkeyi bizim için kim bekliyordu dersiniz?
Hoje não tive aula, ou seja, chamei Kay de Princeton...
Bugün dersim yoktu, ben de Princeton'dan Kay'i aradım...
Isso mesmo, como fazem em Princeton.
Çok doğru. Aynı Princeton'da yaptıkları gibi.
Era caloiro em Princeton.
Princeton'daki ilk yılımdı.
Sabe que me formei em Princeton?
Princeton mezunu olduğumu biliyor muydun?
Um tipo chamado Jerry Berman, é de Princeton.
Princeton'dan Jerry Berman diye biri.
Bob Blair o espertalhão de Princeton.
Bob Blair, Princeton'daki büyük adam.
De Princeton.
Jack Prescott.
- Dep. de Paleontologia de Primatas.
Princeton'dan bir paleontolog.
Há estrelas em Princeton tal como em Hollywood.
Princeton'da ve Hollywood'da starlar var.
- Em Princeton foi ao topo da Liga Leste?
- Princeton'da Doğu Karmasına mı girdin?
Ninguém mais quer estudar em Princeton.
Sanırım artık hiç kimse Princeton'a gitmek istemiyor.
Diria que é uma reflexão sobre Princeton.
Bence bu Princeton'ı reddedişleri olabilir.
a sociedade de debates Princeton?
Yarım kıçlı Princeton münazara topluluğu mu?
Mas se fores suspenso novamente, nunca mais conseguirás a tal bolsa para Princeton.
Eğer bi daha uzaklaştırma alırsan, Princeton bursuna elveda dersin ona göre.
Mas soube hoje que não foi aceite em Princeton.
Ama bugün Princeton a kabul edilmediğini öğrendi.
Princeton não presta.
Princeton ı siktiret.
E tem, mas não sei, queria ir para Princeton.
Öyle, ama bazı nedenlerden ötürü kalbi Princeton da.
Faz entrevistas para Princeton.
Princeton için ön görüşme yapıyor.
Nunca serei aceite em Princeton!
Princeton'a asla giremem!
Bill Rutherford, admissões em Princeton.
Bill Rutherford, Princeton'dan.
Disseram-me que queres ir para Princeton.
Galiba Princeton'da okumayı çok istiyormuşsun.
O tipo de Princeton já se foi embora?
O Princeton'dan gelen adam gitmedi mi daha?
"Princeton precisa de tipos como o Joel."
"Princeton'a Joel gibi bir adamı alabiliriz."
Meninos de Princeton.
Princeton çocukları!
Ele andou em Princeton.
Hayır Çinli değil.
Chama-se Roger.
Princeton mezunu. Adı da Roger.
Ele não queria um Roger Quarto com os olhos em bico?
Birgün Princeton'dan dördüncü bir Roger diye mi korkuyorsun?
Não se pode aceder às Operações Secretas directamente... mas conheço um tipo de Princeton com uma base de dados maior do que Langley.
Gizli Operasyonlar dosyasına doğrudan giremeyiz... ama Princeton'da bir adamım var. Langley'den daha geniş bir veri tabanı var.
Bom, a perda de Princeton é o ganho da Gap.
Bir kez daha Princeton'ın kaybı boşluğun kazancı oldu.
Dr. David Banner... Princetown... Stanford...
Doktor David Banner, Princeton, Stanford.
Voltei para Princeton, e tirei um segundo mestrado em banca internacional. - que eu suponho ser...
Princeton'a geri döndüm, Uluslararası Bankacılık üzerine ikinci mastırımı yaptım bana kalsa...
Jr. o início do Século XX.
Yani benim adım Henry Walton Jones, Jr.. New Jersey'in Princeton şehrinde, çok heyecan verici bir dönemde büyüdüm : Yirminci yüzyılın tam başlarında.
O meu pai ensina em Princeton.
Babam Princeton Üniversitesi'nde ders veriyor.
Princeton concedeu-lhe uma licença sem vencimento.
Princeton da babam ücretli izin vermişti.
New Jersey.
Princeton, New Jersey'den Bay Henry Jones, Jr..
Quando o tipo de Princeton te diz que podes ser aceitado em Francês e chumbas a Francês, a vida praticamente acabou, não concordas?
Princeton Fransızcıdan, C'yi kabul ediyorsa ve Fransızcıda sıçmışken, hayatım sona ermiştir.
Dá uma cadeira de História em Princeton.
Princeton Universitesi Tarih kürsüsünde sandalyesi var.