Translate.vc / Portuguese → Turkish / Progress
Progress translate Turkish
22 parallel translation
Ah, ali está o Pilgrim's Progress por John Bunyan.
John Bunyan'ın'Pilgrim's Progress'.
Eu sentava-me numa cadeira de encosto alto usando uma camisa de punhos brancos enquanto meu pai lia as seleções do Pilgrim's Progress.
Babam hacının günlüğünden pasajlar okurken beyaz işlemeli gömleğimi giyerek sallanan koltukta oturmak zorundaydım.
Acostado à esquerda está o Progress, um furgão de carga não tripulado... que traz mantimentos.
Erzak getiren insansız bir teslimat vagonu sol tarafına demirleniyor.
Creio que estava na MIR há cerca de três meses, quando chegou o primeiro Progress e o abrimos.
İlk erzak vagonu geldiğinde ve biz onu açtığımızda sanırım, MIR'de yaşamaya başlayalı üç ay olmuştu.
A minha filha enviou-me um livro de ficção científica na primeira Progress.
İlk gezi sırasında geldiğinde, kızım, bilim-kurgu kitaplarını oraya koymuştu.
De Olhos Bem Fechados parece ser a história de um depravado.
Asla cevaplamazdı. Eyes Wide Shut bir "rake's progress" öyküsüne benzer.
Quero falar contigo. sobre o casting do Pilgrim's Progress.
Senin Pilgrim'in kadrosu hakkında konuşmak istiyorum.
Dortha Schaefer continua a escrever a sua coluna para o'Paulding Progress'.
Dortha Shaefer halen yerel gazetede köşe yazarlığı yapıyor.
Tory, quero apresentar-te um empreiteiro que também é o recém-eleito presidente da Câmara de Progress, Carolina do Norte,
Tory, seni iyi bir yerli müteahhitle tanıştırayım. Aynı zamanda Kuzey Carolina, Progress'in yeni seçilmiş belediye başkanı olur.
Vais descobrir que a vida nocturna não melhorou muito desde que partiste.
Progress'in gece hayatında pek ilerleme olmadığını göreceksin.
O príncipe de Progress.
Progress'in Prensi, tepeden tırnağa kadar.
O que achas de Progress após todos estes anos?
Bunca yıldan sonra Progress nasıl görünüyor?
Bem-vinda a Progress, Tory.
Progress'e hoş geldin Tory.
Como pode uma coisa destas ter acontecido em Progress?
Progress gibi bir kasabada böyle bir şey nasıl olabilir?
A Media Matters, a Think Progress,
Media Matters, bunu gelişim olarak gördü.
O procurador Stephen Heymann, mais tarde, disse ao conselho externo do MIT que a última gota foi um comunicado divulgado por uma organização fundada por Swartz chamada Demand Progress.
Anlatılana göre, Steve Heymann, MIT danışmanına bardağı taşıran son damlanın Demand Progress adlı oluşumun basın açıklaması olduğunu söylemişti. Aaron bu oluşumun kurucularındandı.
Ajude-nos a Impedir a NDAA A Demand Progress é uma organização online de ativismo. Neste momento, temos cerca de um milhão e meio de membros...
Demand Progress bir online aktivizm topluluğudur.
FUNDADOR DA DEMAND PROGRESS AMIGO DO AARON... mas começámos no outono de 2010.
Şu an bir buçuk milyon üyemiz var. 2010 sonbaharında kuruldu.
Nunca pretendi descer ao nível dele, mas não ia deixar a retórica dele desfazer 50 anos de progresso.
I never intended to stoop to his level, but I wasn't about to let his nasty, uninformed rhetoric undo 50 years of progress.
Da "Progress Rail", PR20-C, com dois mil cavalos-vapor de potência.
12-06, gelişen raylar PR20-C 2,000 beygir gücünde.
E fundou a Demand Progress.
Gidip Demand Progress'i ( İlerleme Talep et ) kurdu.
Swartz e a Demand Progress...
Swartz ve Demand Progress, devasa bir destek oluşturmuştu bile.