Translate.vc / Portuguese → Turkish / Progressive
Progressive translate Turkish
16 parallel translation
Progressive Knife, equipada!
Progresif bıçak çekildi!
Progressive Knife perdida. Profundidade limite mais 200.
Unit 02 kullanışlı bıçağını kaybetti maksimum seviye artı 200 derinlik
Se ele resiste a uma temperatura e a uma pressão tão elevadas a Progressive Knife é inútil.
Eğer böyle sıcak ve basınca dayanıklı ortama dayanabiliryosa bıçağın onun üzerinde etkisi olamaz!
O Alan Parsons " Project é uma banda de rock progressista de 1982.
Şimdi ne? "The Alan Parsons Project" 1982'de kurulmuş bir progressive rock grubu.
Não, espere, rock progressivo é um estilo fora de moda, mas indiquei-o como influência, porque foi o pai... de coisas grandiosas que vieram a seguir.
"Progressive rock" ın artık modası geçti. Sadece beni etkilediği için listeye kattım. Çünkü arkasından gelen güzel şeylere öncülük etti.
Vamos ter o ritmo exacto, pôr uns lasers e uma flauta... e tocamos rock progressivo, se quiserem.
Ritme uygun şekilde kusursuz çalalım. Lazer gösterisi ve flüt ekleyelim. İsmi de Progressive Rock olsun.
Só tens de aparecer na Conferência da Progressive Energies.
Tek yapman gereken yarınki İlerici Enerjiler Konferansı'na katılmak.
Contactaram-me da Conferência da Progressive Energies.
Yarınki İlerici Enerjiler Konferansı'nın organizasyon komitesinden davet aldım.
Sheeni ocupou até o seu fim do negócio Por encontrar o pai no trabalho uma revista chamada Progressive madeira compensada.
Sheeni de anlaşmanın kendi tarafındaki görevini yerine getirerek babama İlerici Kontrplak adlı dergide iş buldu.
Era uma banda de rock progressivo que os punks podiam gostar.
Punkçuların bile sevebileceği bir progressive rock grubuydular.
Aquela é o Ferrari das TV's 60 polegadas, full HD, progressiva dupla-sintonia... 3D, claro.
O televizyonların Ferrari'sidir. 60 inç, full HD, progressive double-scan... 3 boyutlu ayrıca, ama size göre değil.
Cofundei um grupo chamado Progressive Change Campaign Committee e o que tentamos fazer é organizar as pessoas pela Internet que se preocupam com a política progressista e em conduzir o país numa direção mais progressista, para se unirem, se juntarem à nossa lista de e-mails, às nossas campanhas
Yenilikçi Değişim Mücadelesi Komitesi adlı bir grubun kuruluşunda yer aldım. Yenilikçi siyaseti benimseyen ve ülkeye daha yenilikçi bir yol açmak isteyen insanları organize edip, mail listelerimize ve kampanyalarımıza dahil ettiğimiz böylece seçimlerde yenilikçi adayların seçilmesine yardımcı olduğumuz bir sistemdi.
É a escola privada mais progressive do país.
Ülkedeki en yenilikçi özel okul.
Dynamic Progressive Systems.
Dinamik İlerici Sistemler.
Vi a Chuck Portnoy, da Dynamic Progressive Systems e ela mencionou que também ia falar contigo.
Dinamik İlerici Sistemler'den Chuck Portnoy'u gördüm... ve o da seninle görüşeceğini söyledi Bill.
Será que vai ter com brancas voluptuosas pedir um seguro Progressive?
Evhamlı beyaz kadına gidip Progressive sigortası mı soruyor?