Translate.vc / Portuguese → Turkish / Président
Président translate Turkish
56 parallel translation
Desculpe, Monsieur le Président!
Affedersiniz sayın Başkan!
- Monsieur le Président.
- Sayın başkan.
Monsieur le président... Perante as recusas astutamente engendradas pelo acusado, que está a tentar passar-se por idiota... chamo a depor a testemunha Brevet.
- Sayın Başkan, sanığın bir geri zekâlı gibi davranarak kurnazca inkâr çabalarının ışığında tanık kürsüsüne Brevet'i çağırıyorum.
Monsieur le président, chamo o condenado...
- Sayın Başkan, mahkum Lombard'ı- -
Monsieur le président. Posso dirigir-me ao tribunal?
Sayın Başkan, mahkemeye hitap edebilir miyim?
O presidente Nixon tem um ouriço chamado Frank.
President Nixon'un Frank isimli bir kirpisi var.
Sr. President, se eu tivesse dito há uma semana atrás... que o prédio das Nações Unidas iria desaparecer... e que um lunático iria...
Bay başkan, Size bir hafta Önce Birleşmiş Milletler binası yok olacak... ve tastikli bir deli tüm dünyayı- -
President Jary foi morto com 3 balas de um fusil automático, Winchester Magnum, calibre 338.
Başkan Jary, yarı otomatik Winchester Magnum marka bir tüfekten çıkan 338 kalibrelik 3 kurşunla vurularak öldürülmüştür.
Não me vou aborrecer por isto, mas vou responder-lhes e assino aquela carta "Sr. Presidente".
Beni üzemeyecekler. Ama gene de onlara cevap yazacağım. Ve mektubu "Mr. President." diye imzalayacağım.
- Desculpa ter-te chamado babuíno, pai. - Não penses mais nisso. Presidente Prince, Presidente Princesa, President Priss...
- sana maymun dediğim için üzgünüm - bu konuyu düşünme başkan prens, başkan prenses, başkan pres... hey, sorun nedir evlat?
Eu conheço estes homens, Monsieur le President, e eles conhecem-me.
Bu adamları tanıyorum, Sayın Başkan. Onlar da beni tanıyorlar.
Depois de conseguir a Paz Mundial, Diane criou o President's Own, um molho de spaghetti estilo protestante... ( sem alho, sem tomate, sem sabor ).
- Ooh, ltalian food! # # We're givin'love in a family dose #
O vice presidente quase teve um infarte quando achou isso na sala de arte.
VP ( Vice President ) sanat odasında bunu bulduğunda az kalsın kalp krizi geçiriyordu.
Eu adorava ver o "All the President's Men"
All the President's Men filmini görmeyi çok isterim
Sr. President...
Bay Başkan...
Sr. President, porquê pensa que o público lhe continuará suportar durante estes procedimentos acusatórios?
Sayın Başkan, sizce neden suçlamalar devam etmesine rağmen halk sizi destekliyor?
O President Bush enviou hoje ao Congresso onde ele traçou os planos da Casa Branca para a saúde mundial.
Başkan Bush bugün kongredeki ortak bir oturumda... evrensel sağlık hizmetleri konusundaki Beyaz Saray planını açıkladı.
Rua Presidente.
President Sokağı.
Bobby, o seu irmão fodeu esta puta... em uma casa de banho na Rua Presidente.
Biliyorsun, Bobby, senin kardeşin bu fahişeyi... President Sokağındaki umumi tuvalette becerdi.
Posso propor um plano alternativo?
- Bir alternatif var, Herr Reicch President.
Sr. Presidente, por favor!
Herr Reicch President, lütfen.
Sr. Presidente, a sua resposta?
Mr. President, yanıt sırası sizde.
Tome isto. Fica na suite executiva. Qualquer coisa que precise, pegue no telefone... e fica por nossa conta.
President dairesi hizmetinize amadedir... bir şeyler isterseniz, sadece telefonu kaldırın ve... size hizmet vermekten memnun olacağız.
Com a morada da President Street?
President Sokak'taki adresi?
Ele fala com o President Bush e com os seus assessores à segunda-feira.
Her Pazartesi başkan Bush ve danışmanlarıyla görüşür.
Sra. Presidente, 30 segundos para responder.
Bayan President, yanıtlamak için 30 saniyeniz var.
A minha filha andou com o filho de um bilionário que vivia sozinho aqui. Eu e os seguranças ficámos muito próximos.
Kızım bir milyonerin oğlu olan ve otelin President suitinde yaşayan bir çocukla çıkarken, güvenlik personeliyle çok yakınlaşmıştık.
Porreiro. Eu adorava ver o "All the President's Men"
All the President's Men filmini görmeyi çok isterim
Vice President Nixon, Los Angeles, California.
Başkan Yardımcısı Nixon, Los Angeles, California.
Está ótimo, Sr. President.
Sorun yok, Bay Başkan.
" O President Gamal Abdel Nasser...
Başkan Cemal Abdül-Nasır..
Com licença, Srª president.
Affedersiniz, Sayın Başkan.
- Dos Homens do Presidente, Herzog...
- All the President's Men, Herzog...
Não podemos deixar que o Jack assassine o presidente da Rússia.
We can't stand by and let Jack assassinate the president of Russia.
- Ligue ao Presidente Suvarov.
- Call President Suvarov.
Lembro-me que o navio se chamava de SS Presidente Wilson.
Hatırladım kadarıyla geminin adı "SS President Wilson" dı.
Bom dia, Sr. President.
- Günaydın Sayın Başkan.
President da Sophomore Class.
İkinci sınıfların başkanı.
Estou a falar consigo, George Allen Nicassio, vice-presidente sénior.
Sana söylüyorum, George Allen Nicassio, senior vice president.
Como o Garganta Profunda diz em "Todos os Homens do Presidente" : "Segue o dinheiro".
"All the President's Men" filminde dedikleri gibi :
President, happy birthday to you
Sayın Başkan, Mutlu yıllar sana.
Protege o Presidente.
Full roundup around the President!
Sr. President, capturámos o navio alienígena - destruimos os drones, e temos as provas Sr.
Sayın Başkan, biz yabancı gemi almış - - Biz, uçağı yok ettik Ve biz kanıtlar var, efendim.
Vire à esquerda e vão dois quarteirões para a Rua Presidente, 954.
- Sola sap ve iki sokak sonraki President sokağı 954'e git.
"SCANDAL US" President -... InSUBs...
TVRip : verbalkint
- Sr. President?
- Başkanım, efendim. - Evet.
E Sr President, este apêndice foi preparado pelo Professor Feynman.
Ve Sayın Başkan, bu ek Profesör Feynman tarafından hazırlanmıştır.
Sr. President.
Sayın Başkan.
O presidente de Gaulle acredita que devemos acumular a nossa riqueza e financiar um terceiro pilar, entre os soviéticos e os Estados Unidos.
President de Gaulle, zenginlik ve finansa ek olarak, Amerika ve Sovyetler arasında... bir sütun daha ouşturmamız gerektiğini düşünüyor.
Parabéns... ♪ Mr President. ♪
Mutlu yıllar... Bay Başkan.
O President Nixon juntar-se-á brevemente a esta barulhenta multidão.
Başkan Nixon, yakında bu gürültülü bir kalabalığa katılacak.