Translate.vc / Portuguese → Turkish / Pró
Pró translate Turkish
510 parallel translation
A sua cara toma partido, como se votasse pró e contra.
Yüzün taraf tutuyor, sanki lehte veya aleyhte oy veriyor gibisin.
- Pró ou contra?
Aleyhte mi, lehte mi?
Num dado momento, a guerrilha de Kisangani, que era pró-tutsi, começou a fazê-los voltar.
Bir noktada, Kisangani gerillaları, İnsanlara bağırmaya başladılar,
Olhe pró meu táxi.
- Ben mi başlattım? Taksin mi?
Eu cheguei à cidade de New-Bedford ". "Num Sábado com mau tempo, já pró fim do ano 1841".
New Bedford kasabasına da 1841 yılının sonuna doğru, fırtınalı bir cumartesi günü işte böyle varmıştım.
Para perseguir essa baleia branca por toda a costa e por todos os cantos da Terra até que o seu jorro seja de sangue negro e fique moribunda de barriga pró ar.
O beyaz balinayı dünyanın öbür ucunda bile olsa bulup avlamak... Siyah kanına tükürüp öldürmek için.
Isto é uma prenda de anos do Comité dos Cidadãos Pró-Iselin.
Iselin Komitesi'nden doğum günü hediyesi.
- Eu vi gado bom lá pró sul
- Güneyde düzgün mal gördüm.
"Agora direi que sim e vou viver pró campo."
"Evet deyip gideyim, köyde yaşayayım."
Andava na minha vida e encontrei uma manifestação pró-gaulista.
Gaullcülerin miting yaptığı bir alandan geçiyordum.
Este filme é, basicamente, pró-humanismo e anti-coisas más.
Bu film insanlıktan yana, kötü şeylere karşı.
Agora, sou fanaticamente pró-América!
Şimdi fanatik Amerikan yandaşıyım!
- Garoto, leia pró vovô.
- Hey, koca oğlan. Ver onu büyükbabana.
O MNE japonês, pró-Alemanha, Yosuke Matsuoka, depois da visita de cortesia a Hitler foi em Abril de 1941 em Moscou, onde assinou o Pacto de Neutralidade com Stalin.
Alman yanlısı dışişleri bakanı Matsuoka nisan 1941'de Almanya'ya gerçekleştirdiği iyi niyet ziyaretinden sonra Moskova'da Stalinle bir saldırmazlık anlaşması yaptı.
Michael já estava sob influência do seu primeiro-ministro, o pró-alemão, Antonescu.
Michael hali hazırda Alman yanlısı başbakan Antonescu'nun etkisi altındaydı.
Este governo polaco não tinha membros pró-ocidentais, só pró-soviéticos.
Leh hükûmetinde batı taraftarı kimse yoktu. Hepsi Sovyet taraftarıydı.
Enquanto o bashaw que é, aliás, muito poderoso, cá tem visíveis tendências pró-Rússia.
Buranın gerçek hakimi paşa ise Rus Çarına meyilli.
Vai pró pé das outras.
Haydi, diğerlerinin yanına git.
- É pró meu irmão.
- Erkek kardeşim için.
O Jovem Mestre foi pró inferno.
Genç Usta cehenneme git
Vá pró inferno!
Cehenneme kadar yolun var
Vá pró inferno!
Cehenneme git
Pró carro.
Arabaya.
Mantêm a tua perna pró alto.
Bacaklarını yukarıda tut.
Vai pró diabo!
Ah! Cehenneme gidin.
Bilhetes pró Vaivém a 400 dólares.
400 dolarlık ay mekiği biletleri.
Bilhetes pró Vaivém, 400 dólares.
Ay mekiği biletleri 400 dolar.
Bilhetes pró Vaivém!
Ay mekiği biletleri!
- Há um chefe Ashanti pró-czarista...
- Çarlık yandaşı bir Aşanti Kabile Reisi var... - Hayır, hayır, hayır.
- Acho que posso ir pró engate com um casaco destes.
- Bununla bir sürü hatun düşürmüşsündür.
Tá bem, vai pró caralho!
Al peki şunu o zaman! Hadi gidelim!
Estou a falar da ala contra as orações na escola, pró-aborto e anti-nuclear.
Yani okul duasına karşı, kürtajı destekliyor, nükleer kanada karşı.
Pró inferno convosco.
Eh canınız cehenneme.
E eu sei que a tua vida deu um pouco pró torto.
And I know your life's gone a couple of bad rounds.
Quanto às drogas e posição pró-gay, isso foi há muito tempo, quando era estudante em Cambridge, creio eu.
Nükleer karşıtlığı ve eşcinsel yanlısı duruşu konusuna gelirsek, çok uzun zaman önceymiş, Cambridge'ten mezun olmadan önce.
Eles passam armamentos e informação, fazem manifestações pró Ansatas, participam em greves e motins.
Silah ve bilgi geçişini sağlıyorlar, pro-Ansata gösterilerine katılıp, grevlerde yer alıp, kargaşa yaratıyorlar.
Diz aos White Boys para irem pró caralho!
Beyaz Çocuklara de ki : kıçımı öpsünler!
Por esta morada vir nos panfletos pró-Castro que andou a distribuir no Verão de 63.
63 yazında Canal Sokağı'nda... dağıttığı Castro taraftarı broşürlerin üzerinde bu adres vardı.
quando depois o souberam pró-Castro fizeram-lhe uma visita.
Artık Castro taraftarı olduğunu öğrenince onu görmeye geldiler.
Estão convidados pró jantar.
Deniz kenarında bir yemeğe misafirimsiniz.
Alegam defender os nativos tradicionais contra os nativos pró-governamentais.
Muhafazakarları hükümet yanlısı yerlilere karşı savunmak istiyorlar.
Querem voltar aos velhos costumes e à caça ao búfalo contra os índios pró-governamentais.
Hükümet yanlısı Kızılderililerin aksine, çadır hayatı ve bufalo avı istiyorlar.
É assim que me pagas o favor? Vai pró caralho!
- Şimdi böyle mi teşekkür ediyorsun?
Um novo cérebro pró Arnie.
Arnie için yeni bir beyin istiyorum.
Vamos pró laboratório.
Labarotuvara gidiyoruz.
Mas está a ganhar com a coligação anti-aborto e pró-pena de morte... e com a facção anti-imigração, Fechar as Nossas Fronteiras.
Yine de'kürtaja hayır','ölüm cezasına hayır'ortak görüşü... ve'sınırlar kapansın','göçmenlik karşıtı'ihtilaf ile artı puan kazanıyorsun.
"Pró diabo com as aparências".
"Görüntülerin canı cehenneme."
Nós suspeitávamos que Nolan pertencia a um grupo pró-Terra mas não o conseguimos provar.
Nolan'ın köktenci bir örgütle ilişkisi olduğunu bir türlü ispatlayamamıştık.
Pró inferno.
Nereye gideceğim?
Vai pró inferno!
- Cehenneme kadar yolun var!
- Vai pró caralho.
Ruslar yakında buna son verecek zaten.