Translate.vc / Portuguese → Turkish / Puri
Puri translate Turkish
44 parallel translation
"U"... "R"
Puri'ye nasıl başlıyorduk?
Por que não levaste um cartaz com "Mr. e Mrs. Tej Puri dos E.U.A"?
- Onları tanımam bile. Niçin pankart tutmadın, Bn.
Tinham-te visto.
Ve Bay Taj Puri yazan? Onlar seni görürdü.
Bhai-sahab, este é Mr. Tej Puri, casado com a minha irmã Vijaya.
Bu bay Tej Puri, kızkardeşimle evli.
E por fim o mundo beneficiará da sua inteligência.
Sonunda tüm dünya zekandan yararlanacak. Puri.
Eu comerei cem puris ( pão indiano ) no casamento da Kalyani.
Kalyani'nin düğününde yüz tane puri yiyeceğim.
- Espero que goste de puri.
- Umarım taze ekmekten hoşlanırsınız?
Eu insisto, mas prometa voltar... e trazer mais puri.
Israr ediyorum. Ama bana yine taze ekmek getirmeye söz verirsen.
Quanto custa um panipuri na loja Dharisha em Chowpatty?
Chowpatty'deki dükkânlarda "Pani puri" hamur işi kaç paradır?
Panipuri.
Pani puri.
- Não há espaço para o puri, meu...
Artık Krep için yer yok. Sadece halindeyken bırakın.
Dr. Puri, relatório.
- Dr. Puri, rapor verin.
Dr. Puri estava no deque 6.
Dr. Puri 6. iskelede öldü.
- Chamo-me Puri. - Olá Puri, eu sou o Mark.
Adım Puro, Hi Pyuri ben Mark
Puri tenho que te dizer, tu pareces que sabes montar bem.
Pyuri söylemiş olmalı! Binebilirsin
- Está bem. Ei Puri!
Hey Pyuri!
Ontem à noite estavas com a Puri, e agora estás a engatar uma miúda no autocarro?
Geçen Gece Pyuriydi! Şimdi sen Latifte otobüsteki kızlardanmısın?
Porque a Puri é tudo que um Homem podia querer.
Pyurji için Sen Adamdan çok herşeysin!
Puri!
Pyuri! Pyuri!
Mark, e a Puri?
Mark Pyurij nE?
Parece que a Puri vai finalmente ter o visto de permanência.
Pyuri tamamen Yeşil kart düzenliyor
As pessoas vêm a este lugar todos os dias para comer bhel puri, pav bhaji...
İnsanlar her gün buraya bhel puri, pav bhaji yemek için akın ediyor.
Vamos à praia Juhu, comer bhel puri!
Juhu plajına gideriz, bhel puri yeriz!
Charlton Heston usava couro? Puri, anda cá!
- Charlton Heston deri mi giyerdi?
Em Mumbai chama-se pani puri.
Mumbai'de pani puri.
Obrigada, Sra. Puri, mas não era preciso.
Teşekkürler Doña Puri ama gerek yok.
Não, Sra. Puri. Não é preciso!
Doña Puri, gerek yok!
Como correram as coisas com a Sra. Puri?
- Doña Puri'yle nasıl gitti?
Quero tentar, Sra. Puri.
Bir denemek istiyorum Doña Puri.
A Sra. Puri já lhe disse, não foi?
- Doña Puri size anlattı mı?
Hoje falei com o marido da Sra. Puri.
Bugün Doña Puri'nin eşiyle konuştum.
Olá, Sra. Puri.
- Alo, Doña Puri.
Mas não consigo suportá-las, Sra. Puri, são muito fortes.
Ama dayanamıyorum çok şiddetli oluyor.
Lamento, Sra. Puri.
Üzgünüm Doña Puri.
Preciso do que te deu a Sra. Puri.
- Doña Puri'nin sana verdiği şey bana lazım.
Dá-me o que te deu a Sra. Puri.
- Doña Puri'nin verdiği şeyi bana ver.
A Sra. Puri descobriu o Carlos.
Doña Puri, Carlos'u öğrendi.
Puri!
Puri ( kızarmış ekmek )!
- Puri e shira.
Puri ( kızarmış ekmek ) ve Shira ( tatlı ).
Cheira-me a puri e shira.
Puri ve Shira kokusu alıyorum.
Não te cheira ao delicioso puri frito e shira doce?
Sen lezzetli Purilerin ve Shiraların kokusunu almıyor musun?
Passei por lá numa peregrinação a Puri e perdi o comboio duas vezes.
Puri'ye hacca giderken oradan geçip, iki kez aktarmayı kaçırmıştım.
Menina Puri, ouve-me?
- Bayan Puri, beni duyuyor musunuz?
- Margarita!
- Puri, gel buraya!