Translate.vc / Portuguese → Turkish / Raison
Raison translate Turkish
23 parallel translation
É a vossa raison d'être, não?
Tüm varoluş nedeniniz bu değil mi?
Ainda assim, é a minha raison d'être.
Ancak benim varoluş sebebim bu.
Ainda assim, é a minha raison d'être.
Even so, she is my raison d'être.
É tipo a nossa "raison d'être", sabes?
Bu bizim dünyadaki tek amacımız, çünkü.
Tomar o nosso tempo? Hoje você é a raison d'être da família Springsteen.
- Bugün sizler Springsteen ailesinin varlık nedenisiniz.
- Não, era a minha raison d'être.
- Hayır, varlık nedeni oldu.
Esta é a minha raison d'être.
Bu benim olma nedenidir.
Para com a tua raison d'être.
Sizin varlık nedeni için
Confiem em mim, e na minha raison d'être.
Bana Güven, ve benim raison d'être
Está bem. Se sou uma miúda inteligente de segunda, arranjarei outra raison d'être.
Pekâlâ, şimdi ikinci dehâ olarak yaşamak için yeni bir neden bulacağım.
A minha raison d'état.
Hedeflerimi ya da tutkularımı.
Se estivesse noutra parte qualquer do mundo, nunca teria encontrado a minha "raison d'etre".
Dünyanın başka bir yerinde olmuş olsaydım varoluş nedenimi asla bulamayacaktım.
Foi a minha raison d'être, querida.
Bu benim varoluş nedenim, bebeğim.
Ler os seis romances é a raison d'être do clube de leitura e é só por isso que estou aqui.
Kitap kulübünün amacı altı kitabı da yapmaktı, ve benim burada olmamın da tek sebebi bu.
Eliminar o Joe Chill como assassino dos pais do Batman privou-o efetivamente da sua raison d'être.
Tabii ki öyleyim. Batman'in ailesinin katili Joe Chill'i ortadan kaldırmak Batman'in varoluş nedeninin yok olmasına sebep oldu ( raison d'etre ).
Se disseres Raison d'etre, mato-me.
- Eğer'yaşama amacı'dersen kendimi öldürürüm.
Essa é a minha raison d'être, certo?
"Varoluş sebebim" bu değil mi?
Crimes de arte são a tua raison d'etre para estar no FBI.
Sanat Suçları senin FBI güvenliğin.
C'est la fièvre de la raison.
"Bu nedenle hep ateşlidirler."
Je crois que vous avez raison.
Sanırım haklısınız.
- Mas, claro, monsieur. Essa é a sua raison d'être.
- Elbette, bayım, bu sizin varlık nedeniniz.
É a minha razão de viver.
Bu benim "raison d'être" m ( fr : varoluş nedenim ).
Bom dia, Soldado Raison.
Günaydın, Er Raison.